"Aymira." Bana seslenen Arkın'la önümdeli kabı bırakıp arkamı döndüm. "Efendim Arkın?" Arkın'ın yüzündeki gülümseme ile kaşşarım çatıldı. "Ne oluyor?" Bir şey mi planlıyordu? "Yok, bir şey olduğu yok. Sadece yarın beraber akşam yemeği yiyelim mi diyecektim."
"Tamam da bu yüz ifaden ne? Bir an beni doğrayacaksın sandım." Arkın gülerken onu izliyordum. "Biraz korkutmaktan zarar gelmez. Ayrıca korkmak insanı zayıflatıyor. Korku filmi izlemek 500 kalori yaktığını biliyor muydun?" Alttan alttan bana kilolu demesi ile yüzüm asıldı.
"Kilo mu almışım?" Vücudumda gezdirdim gözlerimi. Fizik tedavi sırasında neredeyse her dakika yemek yiyordum. Stres yapınca yemek yiyen bir yapım olduğu için yapacak bir şey yoktu. O zaman 10 kilo alarak 50 olmuştum. Halada 50 civarlarında dolaşıyordum.
"Şaka yaptım asma suratını. Hem seni almazlarsa söz ben evleneceğim." Gülerek "Söz mü?" dedim. "Söz." Yanağından öpüp elimdeki poşetlerle yanından geçtim. "Ben gideceğim birazdan. Şunları arabaya yerleştirip üstümü değiştirmem lazım." Arkamdan ses gelmeyince arkamı dönüp Arkın'a baktım.
Eli yanağında bana bakıyordu. "Arkın iyi misin?" Arkın bir robot gibi başını salladı. "Tamam çıkmadan yanına gelirim." Mutfaktan çıkıp poşetleri girişe bıraktım. Hızla yukarı çıkıp odama girdim. Üzerimdeki pijamaları çıkarıp dolabın önüne geçtim. Kıyafetlere bakarken geçen gün bal gözlü ile aramda geçen konuşma geldi aklıma.
Adama resmen Allah rahmet eylesin demiştim. Hatırlayınca bile yüzüm kızarıyordu. Şimdi abimin yanına gidince onun yüzüne bakamayacağıma adım gibi emindim. Normalde de fazla baktığım yoktu. Göt korkusu başa bela, ne yapacaksın?
Kafamdaki düşünceleri bir yana itip kıyafetlerde gözümü biraz daha gezdirdim. Altı üstü hastaneye gidecektim, niye iki saattir dolabın önünde liseli aşıklar gibi düşünüyordum? Elime geçen yazlık bir elbiseyi aldım. Hemen üzerime geçirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üstüme de kot ceketimi giydim. Hafif esen rüzgar yağmurun yağacanı gösteriyordu. İşim bitince saçlarımı tarayıp arkama attım. Gözlerime rimel sürüp başka bir şey sürmeden dolaptan takacağım çantayı çıkardım. İçine gerekli olabilecek şeyöeri koyduktan sonra odadan çıktım.
Bebeklerin odasına girdiğimde süt anneleri olan Atiye bebeklerin karnını doyuruyordu. Gülümseyerek bekledim. Araf'ın küçük elini bana doğru uzatıp emmeyi bırakarak bana baktı. Hemen yanına gidip elini tuttum. O da yemeğine geri döndü.
"Siz emzirdikten sonra gidebilirsiniz. Ben bebeği babalarına götüreceğim." dedim. "Peki efendim dediğinde bebeklerin karınlarının doymasını bekledim. Atiye gazlarını çıkartırken bende bebek çantasını hazırlıyordum. Atiye başka almam gerekenleri bana gösterince onları da aldım.
