(36) Karanlıktaki Kadın

576 57 19
                                    

İyi okumalar♤

¤
¤
¤

Başımda keskin bir ağrı ile gözlerimi araladım. Yüzümü istemsiz buruştururken kapıda duyduğum seslerle fözlerim oraya kaydı. Dışardaki sesleri anlamaya çalışırken içeri dalan gözlerim kocaman açıldı. "Bırakın beni! Kimse benim torunumu görmemi engelleyemez!"

Ben kargaşayı şok içinde izlerken sonunda beni fark eden Orkun "Aaaa Aymira uyanmış!" dedi. Tabi desibeli yüksek şrkilde söylediği için kargaşa bir anda duruldu ve bütün gözler üzerime döndü. Çatık kaşlarım havalanırken gülümseyerek "Merhaba sevgili ailem. Beni fark ettiğiniz için teşekkürler. Etmeseydiniz ne olurdu bilemiyorum." dedim.

Abim hızla yanıma gelip "İyisin değil mi güzelim? Dana bir şey oldu diye çok korktum." dedi. "Yok iyiyimde başımda bir aprı var sadece." Abim başıma bakıp "Merdivenlerden yuvarlanırken biraz başını vurmuşdun ondan dolayı ağrıyordur. Ben hemen hemşireyi çağırayım da ağrı kesici vursun." dedi.

Tam gerek yok diyecekken abimin dönüp gitmesiyle ağzım açık arkasından baka kaldım. "Torunum nasılsın? İyi misin? Ben yokken kötü mü baktılar sana?" Babamın babasının yani dedemin burada ne işi vardı? Ben uyurken ne kaçırdım acaba? "Sen yani siz neden buradasınız?" Bir anda araya giren Orkun oldu.

"Aaa Aymiracım ne güzel deden gelmiş öpsene elini." Kaş göz işaretleri yapmasından bir şey anlamazken dedemin uzattığı elini öptüm. "Ben kaç saat uyudum?" diye Orkun'a sordum. "Saat değil de 1 bucuk gündür uyuyorsun." Allah'tan 1 senedir uyuyorsun dememişti. "O kadar kötü mü durumum?"

"Yok o kadar kötü değil. Sadece kafana dikiş atıldı. Ayrıca düşerken biraz vücudunda çürükler oluşmuş o kadar. Aa bir de sağ bacağında damar ezilmesi nedeni ile 2 hafta kullanman gereken bir alçı var. Kolunda da ufak bir çatlak oluştuğu için alçı var. O kadar." Kaşlarım havalanırken "O kadar?" diye sordum istemsiz. "Haa bir de sırtında biraz acıyabilir. Düşerken sert vurmuşsun ama krem kullansan yetermiş."

O kadar kötü değil diyip sağlam bir yerimin kalmadığını öğrenmek çok güzeldi. Hayır sağlam yerlerimi saysa daha kısa sürecekti. İçeri giren abim ve hemşire ile gözlerimi kapattım. Sanırım lanetlenmiştim ben. Bu kadar şey nasıl başıma gelebilir ya? Hayattan soğuttular beni. Ne zaman yüzüm gülecek benim?

♤♤♤

"2 günlük gözetiminiz bitti. Artık eve gidebilirsiniz ama lütfen ayağınızı zorlamayın yoksa kalıcı olabilir. Geçmiş olsun." Doktor odadan çıkınca kendimi mutluluktan çığlık atmamak için zor tuttum. Şu iki gündür başımda kavgaları eksik olmayan abim ve dedem sayesinde bol bol dinlenmiştim(!)

"Hadi kalk bakalım. Sana yardım edeyim." Abimden destek alarak yatakta doğruldum. Abim elindeki eşofman takımını yanıma bırakınca onlara baktım. Pembe mi? Neyse pembe de güzel bir renkti. "Üstümü ben giyerimde alttarafta biraz yardım edersin abi. Şimdi dön arkanıda üzerimi giyeyim." dedim.

"O çatlak kolunla nasıl üzerini giyeceksin acaba? Bir hemşire çağırayım yardım etsin." Haklıydı. Kolumu tamamen unutmuştum. "İyi git çağır, hadi." Abim dışarı çıkınca etrafa baktım. Abim herkesi eve göndersiği için sessizdi ortam.

Bu iki gündür bu sessizliği çok istemiştim. Şimdi fark ediyorumda bir anda çevremdeki insanlar çoğalmıştı. Eskiden abim ve benken şimdi kocaman bir aile olmuştuk. Tabi kaybettiklerimizi de saymalıyız. Aklıma Arkın gelince istemsiz derin bir nefes bıraktım. Bu iki gündür aklıma Arkın gelince yapabildiğim tek şey buydu.

Abimler telefonuna ulaşamıyordu. Abim onu bulabileceğini söylesede kabul etmemiştim çünkü o böyle istemişti. Onu çok kırmıştım. Evet, beni seviyordu ama ondan önemlisi o benim arkadaşımdı. Ona anlatmayarak büyük bir hata etmiştim. Şimdi elimden gelen tek şey derin bir nefes bırakmaktı. Onu şimdiden özlemiştim. Mavi gözlerinin bana bakışını özlemiştim.

YETİM 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin