(22) İntikam Yemini

583 53 39
                                    

İyi okumalar♤

¤
¤
¤

Şu an etrafımda dönen olayları anlamıyordum. Serim ve bebek nasıl ölmüştü? Biri mi öldürmüştü? Abimin eli niye kandı? Niye burada kimse yoktu? En önemlisi gerçekten ölmüşler miydi?

"Abi hiçbir şey anlamıyorum ne oldu burada?" Abim titreyen elleriyle bir yeri gösterdi. "Serim bana yemek getirmek için gelmişti." Her yere dağılmış olan kaplara baktım. Onları daha yeni görüyordum.

"S-sonra biz konuşurken o abisi olacak şerefsiz geldi. Ben daha Serim'i koruyamadan öldürdü. Bıçağı karnına sapladı Aymira. Çok kan vardı. Durdurmaya çalıltım ama olmadı. Serim bana elveda dedi Aymira. Gitti o, beni bırakıp gitti. Bebeğimizde onunla gitti."

Abimin çenesinden tutup kendime çevirdim. "Abi nabzına baktın mı?" Başını iki yana salladı. "O zaman ölmemeiş olabilirler. Hadi kalk onu bulup bekleyelim. Sen burada güçlü durmalısın ki o da eğer ameliyattaysa dirensin. Hadi, kalk."

Abim kanlı elleriyle yüzünü silecekken onu durduğum yaşlı yanaklarını sildim. Ayağa kalkmasına yardım ettikten sonra yürümeye başladık. Bize doğru gelen hemşireyi görünce durdum. Hemşire yanımıza geldi.

"Karım nerede?" Abimin titrek çıkan sesi içimi acıtıyordu. "Şu an ameliyatta. İsterseniz gidelim. Orada size biraz durumdan bahsederim." Biz onaylayınca hemşire önden biz arkadan ilerlemeye başladık.

Ameliyathanenin önünde durduğumuzda abimi sandalyeye oturup kadına baktım. "Öldüler mi?" Hemşire hemen "Hayır anne adayımız bebek kadar kritik bir durumda değil. Sadece kan kaybetmişti ama onu da hastanede bulunana kan bankasından hallettik. Şimdi bebekler ile ilgileniliyor."

Kaşlarımı çatıp hemşireye baktım. "Bebekler?" Hemşire şaşırırken "Siz ikiz olduğunu bilmiyor muydunuz?" dedi. Başımı iki yana sallayarak "Doğumdan önce öğrenmek istemediği için bizde bir şey demedik." dedim.

"Ah benim artık gitmem gerek. Allah yar ve yardımcınız olsun." Teşekkür ettikten sonra abime baktım. Gözlerini dikmiş ellerine bakıyordu. "Abi?"

"Elimdeki kan hem karımın hemde daha yeni öğrendiğim ikizlerin mi kanı?" Şokta gibiydi. "Abicim bak duydun kurtulabilirler. Biz sadece bekleyeceğiz." Abim başını kaldırıp "Onlar öldü Aymira. Hemde ben onşarı koruyamadığım için öldüler." dedi. Hâlâ niye öldüklerini söylediğini anlamamıştım.

"Abi ölmediler. Daha hiçbir şey bilmiyoruz. Lütfen kendine gelir misin?" Abim kriz geçiriyor gibiydi. "Biriniz gidip hemşire çağırın! Sakinleştirici yapsınlar!" Korumalardan biri koşarak giderken abime baktım.

"Abi lütfen sakin olmaya çalış. Hadi abi." Abim gözleirni etrafta gezdiriyor sonra ellerine bakıyodu. Delirmiş gibi duruyordu. Ne olduğunu anlamıyordum. Nerede kaşdı bu hemşire?

Abimi sakinleştirmeye çalışırken koridorun başında hemşire ile koruma belirdi. Hemşire elinde tuttuğu demir kutu ile yanımıza gelip kutuyu sandalyenin üştüne koydu. İğneyi küçük bir cam kutunun içine kaldırıp içindeki sıvıyı iğneye çekti.

Abimin kolunu açıp damarına iğneyi yaptıktan sonra "Ben bir sedye ile hemşire yollayacağım. Onu boş bir odaya yatırırlar." dedi. "Teşekkürler." Hemşire gittikten sonra uyuyan abime baktım.

İğne olduktan sonra hızla uykuya dalmıştı. Ellerim saçlarına gitti. Saçlarını okşarken gözümden akan yaşa mani olamamıştım. Ah be abim, biz niye bunları yaşıyoruz? Niye biz bu kadar acı çekiyoruz? Niye ölüm hep burnumuzda bitiyor?

Ben yetmezmişim gibi şimdi yas tutacaksın. Acını senden alıp kendime vermek istiyorum çünkü sen benim yüzümden yeterince acı çektin. Şimdi sıra bende değil mi?

YETİM 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin