İyi okumalar♤
¤
¤
¤Mesajı okuduktan sonra elimde telefon öylece mesaja bakıyorudum. Umut, benim şimdiye kadar canımı yakan tek şeydi çünkü umut ettiköe hep gerçekler yüzüme vurulmuştu. Şimdi Berzan bir anda bana mesaj atarak annemin yaşama ihtimalinin olduğunu söylüyordu.
Titreyen elimle videonun üstüne tıklayıp açtım. Video ne kadar piksel piksel olsada aydınlatıldığı için demir parmaklığın yanında oturan kadın fark ediliyordu. Öylece otururken bir anda kameraya bakıyordu. Sonra güçlükle ayağa kalkıp sendeleyerek kameraya doğru geldi.
Kadının saçları kirden kabarmış ve önüne kaymıştı. Yüzünün sanadece bir kısmını görüyordum. Kadın iyice kameraya yaklaşıp başını bir anda kaldırıp kameraya baktı. Göz göze geldiğim kadınla içim ürperirken kadın elini saçına atıp arkaya attı.
Sanki kollarına yükler bağlanmış gibi hareket ediyordu. Yüzü açığa çıktığında gördüğüm yüzle gözlerim açıldı. Bir anda nerden çıktığını anlamadıım bir şeyle kameraya vurmasıyla elimle yüzümü kapattım.
Videoya kendimi o kadar kaptırmışım ki kadının gerçekten karşımda olduğunu düşünmüştüm. Ellerimi yüzümden çekip videoyu tam kameraya bakarken yüzü açık yere getirdim. Piksel piksel olfuğu için net bir şey anlaşılmazken ciddende bana benzeyen gözleri ve burnu vardı.
Gözlerim dolarken kapının açılması ve abimin bıkkınca "Hanımefendimizin yemeğini getirdim. Cidden artık bırakıyorum bu iş..." derken beni görmesiyle "Aymira ne oldu sana?" diyerek yanıma geldi. Tepsiyi komodinin üzerine bırakıp bana baktı. Elimdeki telefonu ona uzatıp dolu gözlerimle onu izledim. İlk önce şaşırsada sonra suratı ifadesiz bir hâl almıştı.
"Görüntü kötü Aymira. O yüzden lütfen umutlanma. Umutların bu kadar çok yıkılmışkan sadece Berzan bulana kadar bekle. Sonra gider o kadını kurtarırız. Annemiz ya da değil. Bir kadın bu hâle getirilmemeli. Senden tek ricam umutlanma. Umut güzel şeydir ama sen umutlandığın her şeyde omuzların düşük çıktın. Şimdi seni bir daha öyle görmek istemiyorum." dedi.
"Ya gerçekse?" Sesim boğuk çıkmıştı. "Annemizse babamız da yaşıyor demektir Aymira ama bu işte bir iş var. Annem ve babam yaşıyorsa o mezardakiler kim?" Bir de bu vardı. Resmen başımızdaki bir dert bitiyor yenisi başlıyordu. Sonsuz bir döngü gibiydi.
"İlk önce Berzan'dan haber bekleyelim abi. Sonra diğer konuları hallederiz." Abim başını sallayıp bana baktı. "Üzüleceğini bilmiğim için üzülme demeyeceğim ama sadece bu konu hakkında biraz nötr ol. Yoksa yine toparlanmak zorunda kalacaksın. Artık acı çekmeni istemiyorum. Şimdi yemeğini yedireceğim sana." Tepsiyi alıp kucağıma koydu.
Meyve suyundan bir yudum alırken abim ekmeğe reçel sürüp bana yedirdi. Kızartılmış ekmeğin üzerine sürülen çilek reçelinin tadını hiçbir şey vermiyordu. Ağzımdakini yutup abime baktım. "Bu kadar açıkmış mı benim prensesim?" Göz devirip "Abi ben her zaman açım." dedim.
Abim gülerek yemeğimi yedirirken belli etmemeye çalışsamda aklım o kadındaydı. İstemsiz içimde oluşan bu hisse engel olamıyordum. İçimde anneme olan özlemimden dolayı sanırım o kadının annem olduğuna şimdiden inanmıştım. Zaten acı çekmemin nedeni de bu değil miydi?
Her zaman fazla güvendiğim için, fazla inandığım için sonu kötü bitince etkileniyordum. Duygularımı engellemeyi bilmeliydim. Belki de engellemek içimden gelmiyordu. Kafam fazla karışıktı. Artık ileriden tek beklentim: daha ne olabilir ki?
♤♤♤
Hastaneden çıktıktan sonra yürüyebilmek beni çok mutlu etmişti. Şimdi sadece kolum kalmıştı. Onun içinde bir kaç hafta kalmıştı. Arabaya yerleştiğimizde abim arabayı yavaş sürüyordu. Düşünceli gözüküyordu. "Abi bir şey mi oldu?" Abim bana bakıp başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM 2 (TAMAMLANDI)
Teen FictionArtık Olya Ateş ve Azad Ateş'in hikayesi sona erdi. Şimdi sırada Aymira Ateş ve Olaz Ateş'in hikayesi başlıyor.