İyi okumalar♤
¤
¤
¤Serkan kantinden çıktığında bir süre arkasından baktım. Abimin yanımıza gelmesiyle bakışlarımı kapıdan çektim. Bir masaya oturup tostumu yemeye başladım.
Tostum bitince çöpümü önüme koyup kahvemi içmeye başladım. Abimlerde kahvelerini içerken futbol muhabbeti yapıyorlardı. Bende arada onlara katılıyordum.
Zil çalınca ayağa kalktık. Abimle Ateş önden giderken bende arkalarından ilerliyordum. Serkan karşıdan gelirken abim ve Ateş'in önünde durdu. Ateş'e ters ters baktıktan sonra gözlerimin içine baktı.
"Seninle konuşmamız lazım." dedi. Bakışlarım abimi buldu. Abim "Sana kalmış." dediğinde tekrar Serkan'a baktım. Başımı salladım. Abim Ateş'i alıp gittiğinde Serkan "Bahçede konuşalım mı?" dedi.
Bir şey demeden önden ilerlerken nöbetçi öğretmen "Çocuklar hadi sınıflara!" diye bağırdı. Serkan arkasını dönüp "Hocam bir işimiz var, hemen gireceğiz." dediğinde hoca bir süre ikimize bakıp bir şey dememişti. Ben yürümeye devam ettim.
Bahçedeki çardağa geçip oturdum. Serkan da gelip karşıma oturdu. Bir süre bana baktıktan sonra "Hayatın nasıl gidiyor?" diye sordu. İlk bir kaç saniye dalga geçip geçmediğini anlamak için suratına baktım. Ciddi ifadesini görünce "Sen ciddi misin? Şuan, burada senin karşındaysam merakımdan. 1 yıl 12 gün oldu Serkan. O günün üzerinden tam tamına 1 yıl 12 gün geçti. Şimdi karşıma geçip 'Nasılsın' diye mi soruyorsun?" dedim.
"Aymira bilmediğin bir sürü olay var. Sana bunları anlatamam ama..." Sözünü kesip "Bilmediğim ne olabilir Serkan? Ne beni aldatmanı bana kabul ettirebilir?" dedim. Serkan başını eğip "Özür dilerim Aymira. Sana o günleri yaşattığım için çok üzgünüm." dedi.
"Serkan senin bu özrüne karşılık sadece şunu diyeceğim. 'Deprem olduktan sonra alınan tedbirin, kalp kırıldıktan sonra dilenen özrün kıymeti yoktur.' Şimdi sen istersen binlerce kez özür dile yine de bende bir kıymeti yok. Bir kez aldatan bir daha aldatır. Ne sen kendini kandır ne ben kendimi."
Ayağa kalkıp çardaktan çıktım. Yürürken kolumun tutulmasıyla arkamı döndüm. "Lütfen böyle yapma. Seni sevdiğimi biliyorsun." Kaşlarım çatıldı.
"Ben senin beni sevdiğini bilmiyorum Serkan. Hiç hissettirmedin bana beni sevdiğini. Sanki boynuna taktığın bir kıravat gibiydim senin için. Okula gelirken taktığın, okul bitince ilk önce bollaştırdığın sonra da bir kenara fırlattığın kıravatın. Çok çabaladım. İkimiz için çok çabaladım. Ben senin için gülümsedim Serkan. Annem babam hayattayken onlara gülümseyemedim diye vicdan azabı yaşayan ben sana güldüm ilk. Ben seni değil, sen beni kaybettin. Bundan sonra seni kalbime gömdüm."
Serkan'ın gözlerinin içine son kez bakıp kolumu elinden kurtardım. Okula girdikten sonra dolan gözlerimle koşar adımlarla merdivenleri çıkıp kızlar tuvaletine girdim.
Kendimi bir tuvalete kapatırken kendimi kasmayı bırakıp ağlamaya başladım. Ne kadar onu kalbime gömsemde mezarı kalbimde bir boşluk yaratmıştı. Onun yanında biraz da olsa gülen yüzüm o gittikten sonra eskisi kadar gülmez olmuştu.
Abim şimdiye kadar en büyük destekçim olmuştu. O olmasaydı atlatamazdım. Zor günler geçirmiştim. Aldatılmak çok koymuştu bana. Korktuğun şey başına gelir derler ya hani, benimde öyle olmuştu. Aldatılmak en korktuğum şeyken şimdi bunu yaşamıştım ve düşününce o kadar korkunç değildi.
Canınızdan canın gitmesi hariç. İlk günler ağır geçsede zamanla alışıyorsunuz. Ben alıştım artık. Şöyle bir düşününce artık bir şeylere korkuyla yaklaşmıyordum. Belkide Serkan'ın bana kattığı bir kaç güzel şeyden biri buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİM 2 (TAMAMLANDI)
Teen FictionArtık Olya Ateş ve Azad Ateş'in hikayesi sona erdi. Şimdi sırada Aymira Ateş ve Olaz Ateş'in hikayesi başlıyor.