(30) Elveda

527 57 34
                                    

İyi okumalar♤

¤
¤
¤

"Ne zaman? Ne zaman öğrendin?" Ağlamaktan boğazım acıyordu. Boğuk çıkan sesim ise tekrar ağlamam için sinyal veriyordu sanki. "3 gün oldu." Gözlerimi acıyla kapattım. Kalbim acıyla sızlıyordu. "İyileşebilirsin ama değil mi? Tedavisi var." Umutla abime baktığımda abimin başı eğikti.

"Bunu bilemeyiz Aymira kemoterapi göreceğim. Bir kaç tedavi göreceğim ama sonucunu bilmiyorum. Öledebilirim, iyileşebilirimde." Gözümden akan yaşla "Ne kadar kolay söylüyorsun ölüm kelimesini. Biz hep o kelimeden kaçarken şimdi nasıl bir kez daha düştük bu illettin içine? Mutlu olmak istiyoeum dedikçe hayat çelme takmaya devam ediyor." dedim.

"Bende böyle olsun istemezdim Aymira. Seni bırakmak istediğimi mi düşünüyorsun?" Abimin de acı çektiği belliydi ve ben ona biraz daha acı çektiriyordum. "Tamam negatif düşünmeyeceğiz. İyi düşünelim. Sonuçta iyileşebilme ihtimalinde var. Üzülmek yok, yasaklıyorum. Ayrıca beraber yapmafığımız ne varsa yapalım. Başta mutlu olmakla başlayacağız. Bundan sonra ağlamak yok." Zorla kıcrılan dudaklarıma inat neşeli davranmıştım. Abimin acıyla bakan gözlerine bakmamaya çalışarak Barsa'ya baktım.

"Sende gülsene. Hep somurtuyorsun. Artık abimin etrafında negatif hiçbir şey istemiyorum." Kaşları çatılan Barsa "Bana bulaşma." dedi. "Neyse abim zaten buradan çıkacağı için ne yaptığın umrumda değil." Barsa gıcık bir gülümseme ile "Bende burdan çıkıyorum." dedi.

"Hasta değilsin zaten, niye buradaysan?" Sesim kısık çıksada Barsa'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum. "Barsa ile dışarda görüşeceğiz Aymira." Bakışlarım bu sever abimi buldu. "Ciddi misin abi?" Abim başını sallayınca "Ben ondan korkuyorum abi." dedim. Abim gülerek yanıma geldi. "Korkulcak biri değil. Ayrıca şimdiye kadar aynı odada kaldık ve yakınlaştık. O artık arkadaşım, bunu kabullenip ondan korkmayı bıraksan iyi olur."

"Neyse umrumda değil. Sen ne yapalım istiyorsun? Nereye gidelim?" Abimin bakışları donuklaşırken "Annemleri ziyaret edelim. Evimizde bir süre kalırız." dedi. Gülümsemem silinirken "Ev yanmamış mıydı?" dedim. "Tadilat yaptırdım."

"Tamam oraya gidelim ama tedavini oradan ilerleteceğiz. Her şeye bir an önce başlayalım ki iyileşmen hızlı olsun." Abim sessiz kalırken ona sarıldım. "Yine karşımızda iki yol var ve yine birinin sonu ölüme gidiyor. Bir taraf aydınlık çiçeklerle dolu bir yol, diğeri sadece dallardan oluşan ağaçlar ve karanlık bir yol. Bakalım hangisi güzel bir şeye çıkacak."

Derin bir nefes çekip ona daha sıkı sarıldım. "Yarın buradan çıkacağım. Bir hafta burada kalırız ben işleri hallederim sonra evimize döneriz. Sende bizimle aynı yerde yaşıyordun değil mi?" Abimin bir anda soru yöneltmesiyle başımı arkama çevirdim. Barsa gözlerini bir süre üzerime diktikten sonra başını salladı.

"Sen ne zaman çıkacaksın?" Başımı abimin göğsünün ortasına gömdüm. "6 gün sonra çıkacağım. Sonra direk Ankara'dan çıkacağım." Barsa bizim eski evimizin ıralarda yaşıyormuş demek. "Bir gün bir yerde kalır bizimle gelirsin. İstersen?"

Sırtımda hissettiğim bakışlarla abime biraz daha sarıldım. "Rahatsızlık vermeyeyim." Ne zamandan beri bu kadar düşünceliydi? Bana karşı olan kaba tavırları diğer insanlarla konuşurken diniyordu. Öfkeyle abimden ayrıldım. İçimde bilinmez bir öfke vardı. Abimin şaşkın bakışlarını umursamadan balkona çıkıp sandalyeye oturdum. Bacaklarımı da ortadaki alçak olan masaya koydum.

Sigara içmek istiyordum. Tekrar ayağa kalkıp odaya girdim. Abime ve Barsa'ya bakmadan çantamdan sigaramı ve çakmağımı aldım. "Abi balkonu arkamdan kapatsana. İçeri duman girmesin." Abimin bana attığı bakışları görsemde umursamadım. Balkona çıkıp aynı şekilde oturduktan sonra sigarayı çıkarıp hafif kızıllaşmış gökyüzüne bakarak sigaramı yaktım.

YETİM 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin