(26) Acının Çığlığı

502 51 25
                                    

İyi okumalar♤

¤
¤
¤

1 ay 18 gün sonra

"Olaz!" Serim'in bağırışını duymam üzerine çalışma odamdan koşarak çıktım. Merdivenleri ikişerli çıkarak odaya daldım. Etrafta gezen bakışlarım Serim'in üstünde durunca kaşlarım havalandı. "Güzelim?"

"Fermuarı çeker misin?" Üstündeki yazlık elbiseye bakarken kaşlarım havalanmıştı. "Bir yere mi gidiyorsun?" Yanına vardığımda aynadan gözgöze geldik. Yorgun ve hissiz bakan gözlerini görünce kalbim acıdı.

Aymira onu o depodan kurtardığından beri ruh gibi geziyordu, kimseye bir şey anlatmıyordu. Onun için endişeleniyordum. Geçeleri gördüğü kabuslar yüzünden uykusuz kalıyordu. Bazen sanrılar görüyor ve bağırmaya başlıyordu.

Onun bu hâli beni üzerken elimden bir şey gelmemesi beni sinirlendiriyordu. Onu o karanlıktan kurtarmak istiyordum ama izin vermiyordu. Benimle bile çok az konuşur olmuştu. Çocuklarımıza ismini o vermiş olsa da onlara sadece ismini verdiği zaman dışında hiç isimleriyle seslenmemişti.

Çocukların süt ihtiyacını süt anne yardımıyla geçirsekte Serim'e yani annelerine ihtiyaçları vardı. Onun için yardım almak istiyordum ama beni yanlış anlamasından korkuyordum. Onu kırmayı bırakın kılına zarar gelmesine bile dayanamıyordum. Böyle daha ne kadar devam edeceğini bilmiyordum ama sonuna kadar yanında olup ona destek olacaktım.

Fermuarı çektikten sonra ellerimi iyice incelmiş beline koydum. Neredeyse parmaklarım birbirine değecek kadar zayıflamıştı. "Güzelim?" Onu kendime çekip çenemi omzuna koydum. Aynadan onu izlerken o bana bakıyor gibi dursada başının içinde geçen düşğncelerin içinde boğuştuğunu anlayabiliyordum.

"Beni Aymira'ya götür." Kaşlarım havalanırken "Emin misin?" diye sormaktan alamadım kendimi. O depodan kurtulduğundan beri bir kere bile görmek istememişti Aymira'yı. İlk kendini suçladığını düşünsemde altında başka şeylerin olduğu belliydi.

Bana bakmaya devam edince "Tamam götüreceğim güzelim ama istersen altına bir çorap falan giyin." dedim. Bir anda beni itip "Neden? İnsanların bakmasını mı istemiyorsun? Kıskanıyor musun? O zaman çok geç kaldın! Bu bacaklara bakmakla kalmadılar Olaz!" dedi.

Geriye soğru sendelerken "N-nasıl?" diye sordum. Serim'in gözleri dolarken bana arkasını döndü. Şoku üstümden atıp elimi omzuna koymamla bağırarak itmesi bir oldu. "Dokunma bana!" Elim havada kalırken öylece izlem karşımdaki dağılmış kadınımı. "İğreniyorum sizden! Duydun mu beni! Bütün erkeklerden iğreniyorum!"

Beni göstererek "Senden de iğreniyorum. O bebekler asla çocuğum olarak görmeyeceğim." dediğinde gözümden akan yaşa engel olamadım. "Ne yaptılar sana?" Sesim fısıltıdan farksızdı. Eline aldığı abajuru boy aynasına fırlatmasıyla can etrafa saçıldı. Koluma batan camlar küçük bir sızı bıraksada umursmaadan sadece onu izledim.

Odayı dağıtırken bağırarak ağlıyordu. Omuzlarım çökmüş gücüm kalmamıştı. Bütün odayı dağıttıktan sonra kapının arkasına çöktü. Ben sadece izlemekle kaldım. Gidip onu teselli edemedim. Oysa hayatım teselli etmekle geçmişti. Neden şimdi yapamıyordum? Neden yanına gidip geçecek diyemiyordum?

Ona doğru adımladığımda elini kaldırdı. "Yaklaşma. İstemitorum seni anlamıyor musun? Nefret ediyorum senden! Nefret!" Gözlerimi acıyla kapattım. Kalbim sıkışıyordu. Aldığım nefes boğazımı yakıyordu sanki.

"Neden? Neden nefret ediyorsun?" Korkmaya sorduğum soru benden habersiz dudaklarımın arasından kayıp gitmişti. Vereceği cevabın beni yıkacağını bile bile bekledim.

YETİM 2 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin