🌃48🌆

326 27 17
                                    

Lexia gözlerini kırpıştırarak açtığında kendini yumuşak bir zeminde hissetmesiyle gülümsedi ve eliyle yan tarafını yokladı ama Steven'ın varlığını hissedemedi. Yavaşça gerinip yataktan kalktığında elindeki bandajı görmesiyle aklına şimşek çaktı ve olanları bir bir hatırladı. Koşarak odadan çıkıp 3 ay öncesine kadar kendisinin yattığı odaya girdi.

Steve'i neredeyse cansız olarak gördüğünde yavaşça ona yaklaşmak istedi ama yapamadı. Sanki bir güç onu oraya yaklaştırmıyordu. Yaşından utanmasa küçük bir çocuk gibi bağırarak ağlayacaktı ama yine de gözünden akan yaşları engelleyemedi. Ne demişti doktor? Fazla zamanı yok? Kalbi biraz daha dayanamaz? Kendinizi hazırlayın?

Rahatlamak için Leydi Fanty'nin mırıldandığım şarkıyı mırıldanmaya başladı. (medya)

Büyülenmişim, büyülenmiş
Büyücü kutsadı beni, kutsadı beni
Büyülenmişim ben ruhumun köklerinde, ruhumun köklerinde
Kalbimde yanıyor cızırdayan bir ateş, cızırdayan bir ateş

Büyülenmişim, büyülenmiş
Büyücü kutsadı beni, kutsadı beni
Büyülenmişim ben kalbimin köklerinde, kalbimin köklerinde
Gözlerim büyücünğn durduğu yere bakmakta

(Trøllabundin eri eg eri eg
Galdramaður festi meg festi meg
Trøllabundin djúpt í míni sál í míni sál
Í hjartanum logar brennandi bál brennandi bál
Trøllabundin eri eg eri eg
Galdramaður festi meg festi meg
Trøllabundin inn í hjartarót í hjartarót
Eyga mítt festist har ið galdramaðurin stóð)

Birden ayağa kalktı. O normal biri değildi. O koskoca Lexia Fiona'ydı ve çaresizlikle ağlayamazdı. Steve'in yanına gitti ve yüzünü öpüp yüzünü okşadı. Onu bu şekilde görmek kalbinin sıkışmasına neden oluyordu, bir şeyler yapmak zorundaydı.

Hızla odadan çıktı ve terasa gitti. Yükselip kendi gezegenine gitmeyi amaçladı ama giderken durup aya baktı. İhtiyacı olan tek şey güçlü hissetmekti ama neden hissedemiyordu?
__________

Lexia annesinin balkonuna indiğinde hızla içeri daldı, kuzenlerinin burada olmamasının verdiği şaşkınlıkla etrafa bakındı ama gerçekten burada değillerdi ki annesi de burada değildi. Annesine ihtiyacı vardı ya, tabi etrafta olmaz. Hızla onun odasından çıkıp annesini aramaya başladı ama etrafta görünmüyordu.

"Lexia!" gelen sesle birlikte ona döndüğünde Leydi Fanty'n gördü. Gözlerini sıkıca kapattı ve sakin kalmayı denedi. Eğer öğrenirse izin vermezdi belki de. Gülümsedi ve koşarak onun yanına gidip ona sarıldı.

"Leydim! Nasılsınız?" Evet belki iyi rol yapıyordu ama atladığı bir şey vardı. Onu bu kadından iyi tanıyan kimse yoktu.

"Lexia ne oldu? Bu halin ne?" Lexia saklayamamanın verdiği duyguyla göz yaşlarını bıraktı.

"Görmeme izin ver." Leydi elini uzattığında Lexia da elini uzattı ve Fanty hemen yakın geçmişe gidip yaşananları gördü.

"Yüce Kralımız!" Leydi onu kendine çekip sarıldığında Lexia'nın iyi hissetmediğini biliyordu.

"Ne istiyorsun? Her şeyi yapmayı deneyebiliriz." Lexia kafasını iki yana salladı.

"Görmedin mi? Hiç zamanı yok. Daha acil bir şeyler yapmalıyım. Annem nerede?"

"Antrenman alanında, çalışmalara katıldı." Lexia hızla Leydi'nin yanından ayrılıp alana gitti.

"Anne!" bağırarak alana girdiğinde Prensesi görenler önünde eğildi. Kraliçeyse hızla onun yanına gitti.

"Ne oldu?" Kraliçe halsiz gördüğü kızına baktı. Belki de gerçekten onun dönmesine izin vermemeliydi, kızı gittikçe çöküyor gibiydi.

"Birini geri getirmem lazım. Daha doğrusu, ölmesine izin veremem. O ölemez." Lexia yalvarırcasına konuştuğunda Kraliçe onun bu yalvaran haline baktı. İlk defa bu şekilde görüyordu onu.

Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin