_________
Beni kapıya yaslayıp öpmeye başladıktan bir süre sonra dudağını ısırdım ve kendime doğru çektim. Bu hareketi her zaman sevmişimdir. Dudağını bıraktığımda gülümseyip hızla yatağa doğru gidip beni attı ve ilk önce kendi tişörtünü sonra da benim tişörtümü çıkardı.
Yarı kalkıp elimi boynuna koydum ve onu kendime çekip üzerime doğru uzamasını sağladım. Sertliğini hissetmek yüzümde gülümseme oluşmasını sağlarken o göğsümün sütyenimden taşan kısımlarını öpmeye başladı.
Bir yandan belimi okşuyor bir yandan da göğsümün üstünü öpüyordu. Elini kopçama götürüp açtığında ön taraftan çektim ve üst tarafımı çıplak kalmasını sağladım. Birden onu altıma alıp üstüne oturmuş bulunduğumda altımda hissettiğim sertlik beni yükseltmişti bile.
Üstünden kalkıp ellerimi pantolonunda gezdirirken aniden düğmesini açtım ve kendi pantolonunu üstünden atarken bense Kendi pantolonumu çıkarttım. İç çamaşırımı da çıkarttığımda artık çırılçıplaktım. Gülümseyerek onun üstüne doğru gittiğimde kendini yatağa geri bıraktı. Çoktan beni bekleyen ufaklığı gördüğümde daha fazla bekleyemedim ve hızla Steven'ın üzerine oturdum. Ah tanrım!
Steven ellerini belime koyduğunda ağzından çıkan inlemeyi duymamla dudağımı ısırdıktan sonra üzerinde hızlı hızlı oturup kalkarken içimdeki ateşin sönmesini bekliyordum ama daha çok var gibi görünüyordu. Bu ateşi hissetmeyeli uzun zaman olmuştu. Bir yandan inlerken bir yandan da zıplıyordum. Gözlerimi hafifçe aralayıp Steven'a baktığımda zevkten açılan ağzını ve boynunda belirginleşen damarları görmemle daha da hızlandırdım kendimi.
Ellerimi göğüslerime çıkardığında inlemelerim artarken içimde yanan ateşin sönmeye asla niyeti yoktu bile. İkimizde benim yavaşlayacağımı anladığımızda ellerini belime götürdü ve işi kendisi devraldı. Ağzımdan zevkle bir inleme daha çıktı. Birden içimden çıkıp beni karnına oturttuğunda ne olduğunu anlayamadan bu sefer altta kalan ben olmuştum. Aniden içime yeniden girdiğinde tırnaklarımı tuttuğum omuzlarına batırdım ve inledim
"Steven, ahh! Hızlan" dediğimde hızını daha da arttırırken odada sadece etinin etime çarpma sesi ve inleme seslerimiz vardı.
"Lexia sanırım geleceğim!" terli yüzüyle inleyerek konuştuğunda nefes nefese cevap verdim.
"Çıkma" birden içimde hissettiğim sıcaklıkla gülümsedim. Gerçekten eğlenceli bir gece oluyordu.
____________Sabah gözlerimi kırpıştırarak açtığımda Steven'ın sırtını görmemle yüzüme büyük bir gülümseme yayıldı. Elimi sırtına koydum ve gezdirmeye başladım. Vücudunda en sevdiğim kısmı sırtıydı. Parmaklarımı hareket ettirerek sırtına 'seni seviyorum' yazdım.
"Ben de seni." gülümseyip kolundan tuttum ve kendime çevirip dudaklarımı bastırdım onun dudaklarına. Sabah uyandığımdaki bu görüntüyü seviyorum. Dağınık saçlarını ve küçük gözlerini. Dudaklarımı ayırıp ellerimi saçlarına götürdüm ve karıştırdım.
"Kalkmasak mı?"
"Bay Rogers, Fury sizi salonda bekliyor." Jarvis'in sesiyle gözlerini devirdi.
"Sence?" yavaşça ayağa kalktığında kollarını yukarı doğru esneterek gerindim ve ben de bu sırada boş durmayıp poposuna şaplak attım. En sevdiğim yeri sırtı mı demiştim?
"Lex!"
"Ne var seviyorum" seslice bir kahkaha attıktan sonra dolabına yöneldi ve hızlıca giyinip odadan çıktı. Ben de kalkıp Steven'ın odasındaki kıyafetlerimi giydim ve kendi odama girip üstümü değiştirdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆
FanficSteven bana destek vermek istercesine koydu elini omzuma "Tek bir Tanrı var Lexia ve onun böyle giyinmediğine eminim."