🌃17🌆

838 50 21
                                    

Bu bölümü mutsuz olduğum için atıyorum belki yorum yaparsınız da keyfim yerine gelir...

_____________

Uyandığımda kafamda ki ağrının yok olduğunu fark etmemle küçük bir an mutlu olsam da vücudumda hissettiğim yoğun acı bu mutluluğu yarıda kesmişti  ama bunu çoktan tahmin edebiliyordum açıkçası. Vücuduma o kadar şey olmuştu ki  ağrıması kadar doğal bir şey olamaz.

Buraya geldiğim zamanı hatırlamaya çalıştım ki söylediğim şeyler dahil her şeyi tek tek hatırladım da. Hepsini suçladım Steven, Tony, Vision ve Wanda'ya kadar, hepsini beni bulmak istememekle suçladım. Kafamda ki ses beni o kadar meşgul etmişti ki ne söylediğimi ya da yaptığımı bilmiyordum.

Her nefes aldığımda kalbim sıkışıyor, sanki her sabah biri yüzüme su atarak uyandıracaktı beni. Asla nefes alamayacak gibiyim, yere düşsem bir daha kalkamayacak, göz yaşlarından dolayı kör olacak gibi hissediyorum. Hayatım boyunca hiç böyle hissetmememe rağmen oldukça çaresiz hissediyorum kendimi

Yatağımdan yavaşça kalktım ve olabildiğince hızlı bir şekilde banyoya girdim. 1 aydan fazla süredir banyo yapmıyordum ve bundan ben bile rahatsız okurken onlar buna nasıl katlandı asla bilmiyorum.

5 kere saçlarımı yıkadığımda ancak yumuşamıştı, vücudumu da nazikçe yıkayıp kapının arkasında ki havluyu vücuduma sardım ve çıktım. Her hareketimde her tarafım acıyor ve ağrıyordu. Odamda ki aynadan kendime baktığımda vücudumu hiç bu kadar kötü görmediğimi fark ettim.

Yavaş yavaş aklıma yaşadığım şeylerin dolmasıyla beynimi dağıtmak ve biraz da güçlerimi kullanmak amacıyla güçlerimle dolabı açıp içinden giyeceklerini çıkarttım. Zihinsel bir acı çekiyorum ve bunu yine zihnimle atlatabilirim. Üstümü giyinince mutfağa gitmeyi planladım aklımda çünkü çok susamıştım ve kimseye görünmeden içip geri gelmeliyim, herkesten çok fazla utanıyorum. Onlara dediğim şeyler yenilir yutulur cinsten değil.

Kapıyı açıp döndüğüm an da ayağım bir şeye takıldı ve az daha düşüyordum ama son an da kendimi toparlayıp düşmekten kurtuldum. Gözlerimi aşağıya doğru kaydırdığımda uyuyan Steven'ı gördüğüm anda kalbim anlık olarak titredi. Uyuyo olduğu görüntü son derece tatlı olsa da burada uyumamalı.

Yavaşça yanına eğildim ve parmak uçlarımla yanağını okşadım. Son derece kusursuz görünüyor.

Hafif bir şekilde mırıldanınca hemen elimi çekip oradan ayrıldım. Benim yüzümden orada uyuyakalmış bir de uyanmasını istemem açıkçası. Mutfağa gittiğimde kimseyi görmemek içimi rahatlatırken hızla dolaptan bardak aldığımda sürahinin yanına gitmektense güçlerimle yanıma doğru getirdim ama açıkçası bu bile zor geliyor, sürahi titriyordu. Tüm dikkatimi oraya verip şu dökmeye çalışırken birden sürahi başkası tarafından tutulunca bütün dikkatim tutan kişiye kaydı.

Vision...

Aptal Android dediği arkadaşım yüzüne bile bakmadan arkamı döndüm, tuvaletin musluğundan su içebilirim.

"Lexia, sanırım bir şey unuttun." Dediğinde kafamı eğik tutmaya devam ettim ama bir gözümü açtım. Gözümün önünde ki su bardağını tuttum ve teşekkür ettiğime dair bir şeyler mırıldandım.

"Yüzünü saklamana gerek yok kimse seni suçlamıyor. Hatta haklısın seni çok uzun zaman boyunca bulamadık. Bize kızmakta çok haklısın ki dediğin hiçbir şeyden alınmadık. Öyle şeyler demek istemediğini biliyoruz." Gözlerimin önü kırmızı olduğundan koluma sildim ve bardağı kafama dikip hepsini bitirdim. Tezgaha geri koyduğumda Vision'a cevap vermeden odama doğru yürüdüm kafam eğik olduğu için önümü görmüyordum ve kafamı bir şeye çarptım. Tanrım lütfen Steven olmasın! Tanrım lütfen Steven olmasın! Lütfen! Tanrı dualarımı kabul etmiş karşıma Clint'i çıkarmıştı. Ah doğru ya tam ona sarılacağım zaman vazgeçmiş onu yarı yolda bırakmıştım. O hiçbir şey demeden beni kendine çekti ve sarıldı. Ah bu iyi geldi işte! Ben de ona kollarımı dolayıp kafamı omzuna yasladım. Bir an için onu abim gibi hissetmiştim.

Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin