🌃7🌆

975 67 5
                                    

Tony'nin odasının yan odam olduğunu öğrenmem, birlikte kuleye girip yan yana olan odalara girmemizle olmuştu. Pepper bugün şehir dışında olduğuna göre tek başına kalmak zorunda umarım kendini eksik hissetmez.

Odama girip elbisemi üzerimden binbir güçlükçe çıkarmış üzerime de pijamalarımı geçirmiştim ama bu gece uyumak o kadar zordu ki benim için gerçekten. Hem yorgunluktan hem de gecenin güzelliğinden. Üzerimdeki pijamalara aldanmadan terasa ilerledim ki kısa zaman içerisinde vücudumu bir ürperti ele geçirdi.

A harfinin yukarısına oturup ayaklarımı aşağıya sallandırdım. Acaba bu takımın bir parçası olmuş muydum, bir Avenger sayılır mıydım? Onlar için değerli miyim? Daha da önemlisi Steven için önemli miyim, benim hissettiklerimi o da hissediyor mu? Kafayı yiyeceğim. A harfinin üstüne yatıp gözlerimi gökyüzüne çevirdim.

Birkaç saat daha orada durduktan sonra sessizce odama doğru yürümeye başladım. Evet ses yalıtımı olabilir ama sessiz olmak da fayda var çünkü Tony çok da emin olmadığını söyledi. Parmak ucumda Tony'nin odasının önünden geçerken içeriden gelen inleme seslerini duydum. Hani ses yalıtımı? E Pepper da yok bugün neler oluyor?

İçerideki inleme korku dolu bir çığlığa döndüğünde endişeyle kulağımı dayadım kapıya. Etrafta ki hiçbir oda bu sesleri duymuyor gibiydi ki bir çığlık daha geldi içerden. Aceleyle kapı koluna sarıldığımda açamadım çünkü kilitliydi! Kapıya şiddetli bir şekilde vurup Tony'nin adını seslendim ama nafile.

Geri çekilip ellerimi hareket ettirdim ve güçlerimle kapının gürültüyle yere düşmesini sağladım ki bu bile Tony'nin uyanmasını sağlamamıştı ve hala deli gibi bağırmaya devam ediyordu. Açılan kapı ve buraya doğru koşan ayak sesleri duyuyordum.

Bense bu arada yatağa kadar koşmuş ve onu uyandırmak için onu sarsıyordum. Ama nafile, uyanmyor

"Tony! Uyan! Lanet olsun zihnine girmek zorunda bırakma beni! Ah Tanrım!" Hala daha bağırarak elini kolunu oynatmasına karşın güçlerimi kullanarak kollarını hareket ettirmemesini sağladım. Ufakça gerime doğru baktığımda hepsinin durmuş bize baktığını görmemle kaşlarımı çattın, gerçi ne yapabilirler ki?

Tek elimi kafasına koymamla zihninin içine girmem bir oldu ama zihni aslında olması gerekenin yerine soluk bordoydu neden acaba? Normal de zihin daha canlı renkler olur ama bu adamın ki biraz yıpranmış sanki. Sessizce mırıldandım.

"Uyan" ellerim aniden Tony'nin kafasından düşerken yüzündeki korku da gözümden kaçmamıştı. Derin nefes sesleri etrafta yayılırken üzgün gözlerimle baktım ona. Komodinde duran suyu alıp yavaşça ona içirmeye başladım. Suyu bitirdikten sonra kapıda bekleyenlere baktı ve inleyerek kendini yatağa geri bıraktı kafa hareketimle onları kovdum. Steven ne kadar Tony'i bırakmak istemese de onu da zorla gönderdim.

Onlar gidince el hareketimle kapıyı söktüğüm yere aynı şekilde koydum. Tony'nin yüzüne baktığımda hala nefes nefese olduğunu gördüm. Onu bu kadar korkutan ne olabilirdi ki?

"Tony, iyi değilsin zihnin neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde yıpranmış. Ne oldu da böyle oldun sen? Zihnin bordo olmuş ki normal de daha açık renklerin hakim olması gerekir ama sen yorulmuş gibisin.'' Gözlerim içine bakarak derin nefes alıp verdiğinde gerçekten sorunun olduğunu anlamadım. Kaşlarımı kaldırarak ona beklentiyle baktığımda anlatmasını istediğimi anlamış olmalı çünkü mutsuzlukla omuzları düştü.

"Tamam sana güveniyorum, yani sanırım. Bir şeyler anlatabilirim, yine sanırım."

-----------------

O kadar çok konuşmuştuk ki Steven koşudan bile gelmişti. O bana New York saldırısını, geçen yıllarda evine yapılan saldırıyı ve Pepper'ı anlattı. New York saldırısından beri gördüğü kabusları...
Bense ona babamın ölümünü, gezegenim de ki savaşı, annemi anlattım senelerce bana nasıl uzak olduğunu daha yeni yakınlık kurduğumuzu ve hatta Steven'ı bile anlattım. Çünkü ona güvendim ve bugün zaten iyi olan arkadaşlığımızın dostluk kısmına taşındığını hissettim.

Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin