🌃16🌆

795 53 3
                                    

Lexia 78 saatin sonunda gözlerini açtığında gözüne giren beyaz ışıkla bir an için öldüğünü ve olan şeylere ters bir şekilde cennete olduğunu düşündü ama netleşen görüntüyle cennetin böyle görünemeyeceğini fark etti. Oranın kule olduğunu anlayamadan yeniden kaçırıldığını sanıp kocaman bir çığlık attı ve aniden sedyeden yere indi ki o anda da yeniden bir inleme çıktı ağzından çünkü ayağında ki kurşun yarasını unutmuştu. Kendi kendine mırıldanmaya başladı.

"Hayır, hayır, hayır olamaz. Tekrar olamaz. Kendimi öldürmeliydim, kendimi öldürmeliydim." Koşarak kapıya yaklaştığında boynunda alet olmadığını fark etmesiyle elini ileri uzatıp kapıyı karşıda ki duvara çarptığında yan tarafta gördüğü Thor'la şoka uğradı ah doğru ya her zaman ki gibi halüsinasyon görüyordu.

"Lexia yerin-" Lexia elini uzatıp onu susturdu.

"Şimdi değil Thor şu an bu lanet yerden çıkmalıyım." Thor duyduğuyla kaşlarını çattı ve yüzünün şekli değişti. Ciddi mi diye Lexia'nın suratına baktı.

"Ne? Nasıl yani? Nereye?" Bu sefer Lexia ona ciddi mi diye baktı.

"Hep sen demiyor muy-" Thor şok olmuş yüz ifadesiyle ona baktı ve kafasını olumsuzca salladı.

"Hayır demiyordum Lexia. Kendine gel." Elini Lexia'ya doğru uzatınca Lexia hemen geri çekildi.

''Dokunma, yok olursun.'' Dediğinde yan koridordan koşma sesi geldi.

"Lanet Olsun Thor! Geliyorlar işte. Tabi senin dert edeceğin bir şey yok." Dediğinde Thor'un şaşkın bakışlarını geri de bırakıp saldırıya hazırlandı ama gelenlerin diğer Avengers üyeleri olduğunu anlayınca nefesini seslice verdi.

"Hiç hep birlikte gelmezdiniz yanıma? Tabi zor durumda olduğumu anladınız değil mi? Nasıl koşa koşa geliniz." deyip kıkırdadığında Tony anlamsızca arkadaşının yüzüne baktı. Ne saçmalıyor bu kadın?

"Fiona, ne saçmalıyorsun? Biz hep birlikteyizdir." Lexia kendi kendine bir kahkaha attı. Hep mi?

"Ah Anthony güldürdün beni. Siz benim kafamda oluşan halüsinasyonlarsınız, dokunduğumda yok olursunuz ve yanına hiç birlikte gelmezsiniz. Bunlar bilinen gerçeklerdir değil mi? Lütfen unutma normalde unutan hep Bruce olurdu ama sana geçmiş bu huyu" Üyeler korkuyla birbirlerine döndüğünde şimdi anlaşılmıştı olay. Onları halüsinasyon sanıyordu. Vision bir adım öne gitti.

"Lexia, bizler halüsinasyon değiliz. Seni ameliyat ettik bir halüsinasyon bunu yapabilir mi?" Lexia gözlerini devirmeden yapamadı. Zaten vücudunda ki bütün acılar onu bu kadar zorluyorken neden bir de onlar zorluyordu?

"Beni yeniden kaçırdıklarını biliyorum siz değil onlar yaptı bunu, yaptı ki yeniden eziyet edebilsinler yeni görüntüler izletebilsinler. Yeniden hepinizin ölümünü görebileyim istiyorlar, bilmiyormuş gibi davranma. Zihnimdesin sen benim, biliyorsun işte. Çoktan kendimi öldürmüş olmam lazımdı, biliyordum işte. Lanet olsun" Duyduklarıyla şok olan Steve elini öne doğru uzattı ve ona doğru ilerleyip lafa atladı.

"Lexia, etrafına bak burası Stark kulesi, oraya benziyor mu? Bak şuradan odana gidiliyor. Hatırladın mı?" Lexia gözlerini devirdi

''Etrafıma bakmama gerek yok. Clint öldüyse burada olamaz değil mi?'' Herkesin gözü Clint'e döndüğünde Clint bu sırada üstünü yokluyordu.

''Lexia, etrafına bak! Dikkatlice.'' Lexia Steve'in sert sesiyle etrafa bakmayı sonunda kabul edebilmişti. Gerçekten de etrafına baktığında buranın zar zor hatırladığı Stark Kulesine benzediğini gördü.

"Hatırlamıyorum ki, kuleyi hatırlamıyorum bile. Tek bildiğim orada mutlu anılarım olduğu, duvarlarında kahkahalarımın yer edindiği" Steve gözlerini sıkıca kapattığında durumun vahamiyetini düşünüyordu.

Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin