🌃34🌆

480 40 45
                                    

Kazanmışız, etrafıma baktığımda her şey yok oldu toz olup uçtu. Kendimi gerçekten güçsüz hissediyorum, sanki ben toz oldum. Zaferle gülümsedim ve etrafıma bakınıp gözlerimle Steven'ı aradım ama göremedim. Herkes bir yerde toplanmıştı. Güçlerimle zar zor uçtum ve herkesin bulunduğu yere indim.

SİKTİR SİKTİR SİKTİR SİKTİR Eldiveni takan kişi Tony miydi? Ben Carol falandır diye düşünmüştüm.

En yapmaması gereken kişi yapmış meğer. Bedeninin yarısı yanmış ve bilinci biraz sonra kapanacak gibiydi ki bilinci hala yerinde mi bilmiyorum. Pepper ona bir şeyler söylemiş onu belki de son defa öpmüş ve yana çekilmişti.

"Hayır! Hayır! Dinlenemezsin daha çok erken! HAYIR." Ağlayarak onun yanına oturduğumda yüzüme bakmaya başlamıştı. Ah kalbim! Onu da kaybedersem bu sefer ben ben biterim. Dudağının kenarı yana kıvrılıyormuş gibi olup geri düştü.

"Morgan'a iyi bak." Ağzını açıp konuşması o kadar zordu ki görmelisiniz sesi de bir o kadar kısık.

Şu anda onu bu şekilde görmek onu kaybediyor olmak gerçekten kalbimi parçalamış, sanki diri diri yakılıyormuşum gibi hissettirmişti kendimi. Şu hayattaki en değer verdiğim kişilerden birisiydi ve Onu da kaybedemem. Gözlerimden yaşların tek tek aktığını hissediyorum Her damarımın tek tek attığını. Ruhum darlanmıştı onu bu şekilde görünce ki gerçekten bu görüntü Tony'e hiç yakışmamıştı. Morgan, ya Morgan ne yapacak. Düşündükçe boğulacak gibi hissediyordum ama düşünmeliyim. Düşün, düşün, düşün...

Hah! Annemin bana verdiği o yetenek, o hediye; onun yarasını, zararını kendime geçireceğim ve o da sağlıklı olarak kalacak Ama ben yaralı olacağım. Önemli değil. O da giderse yarım yamalak kalırım.

Aceleyle arkamı döndüm ve Steven'ı yanıma çağırdım.

"Çabuk bu zırhı kolundan çıkar." Steven bana üzgün gözlerle bakmaya başladı şu anda en yakın arkadaşlarından birini kaybediyordu ama hiçbir şey yapmamak için ısrarcı gibiydi.

"Lexia o, onu kaybettik anl-" sesini kestim ve bağırmaya başladım.

"Hemen dediğimi yap" Hiçbir şey olmayacağını düşünmesine rağmen kafasını yavaşça sallayıp zırhın kolunu söktü. Ah bi odaklanabilsem. Ellerimin birini koluna koydum diğeriyle de elini tuttum ve birlikte kahkahalarla güldüğümüz ya da beraber yaptığımız her anıyı düşündüm.

Artık o hissedemese de vücudundaki yoğun acının vücuduma geçtiğini hissediyordum o yoğun yanma hissinin. Gerçekten çok acı çekmiş olmalı. Göz ucuyla baktığımda dışarı yayılan ışığı vücudumun üstünde oluşan yaraları ve Tony'nin yarı açık bakışlarını görebiliyordum. Saç tellerimin hepsinin tek tek havaya kalkmaya başladığını, gözlerimin siyaha döndüğünü ve etrafımızda oluşan aurayı hissediyorum. Baldır kemiğimden yukarısının (suratımın bir bölümü de dahil) harabeye döndüğünü hissediyorum ama önemli değil.

Natasha'dan sonra onu da kaybedemem. Bütün vücudum sızlamaya başladı belki de ölüyorumdur ölüm böyle bir histir ama boş yere değil. Dişlerimin hepsi aynı anda yerinden sökülüyormuş gibi hissediyorum ama daha bitmedi.
Onu kaybetmektense kendimi kaybederim daha iyi.

"Bunu yapmamalıydın"

-----Yazar-----

Kendimi kaybederim daha iyi mi demişti o? Belki de çoktan kaybetmiştir. Herkes uzaklaşmış Lexia'yı izlerken şu an yaptığı şeyden çok korkmuş bir yandan da anlam verememişlerdi. Kız, Tony ve kendisini değişik bir şeyin içine almıştı ve ona bir şeyler yapıyordu.

Tek bildikleri kötü bir şey olmadığıydı. Tony'nin yüzünde ki yanma izleri gitgide azalıyor Lexia da gittikçe değişik bir hal alıyordu, saçları havalanmış gözleri simsiyah olmuştu. Steve onun bu haliyle de güzel olduğunu düşünmeden edememişti. 

Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin