"Steven, sana bir şey söylemeliyim. Gel otur şöyle." Ben uyandım ve hepsiyle birkaç saat geçirip yatak odama geçtim. Tabi Steven da benimle geldi. Odaya girdiğimiz an bunu söylemiştim. Artık içimdekileri söylemenin zamanı. Yatağa bağdaş kurup oturdum ve Steven'ı bekledim. Karşıma oturduğunda elini tuttum ve kendime çekip oynamaya başladım.
''Ben, ben aslında senden özür dilemek istiyorum. Ama onu iyileştirdiğim için değil. 5 yıldan uzun bir süredir bu ilişki içindeyiz ama sana asla seni sevdiğimi söylemedim, hissettirdim belki evet ama ben seni bu iki kelimeden mahrum bıraktım hiç benim sesimden duymadın bunu. Ve bunun artık zamanı geldi gibi.
Seni Seviyorum Steven Grant Rogers ve hayatımın sonuna kadar seveceğim. Yüzünün sağ tarafında ki benden tut sinirlendiğinde genişleyen burun deliklerine kadar. 1 aydır seni harap ettiğim için özür dilerim senden." Üzüntülü gözlerle bakıp elimi yüzüne koyduğumda içini öptü. Onun acı çekmesini istemiyorum.
"Aslına bakarsan ben de asla söylemedim ama bence önemli olan bunu söylemek değil hissettirmek ki en iyi yaptığımız işin bu olduğunu düşünüyorum.
Ve Seni Seviyorum Lexia Fiona, hayatımın sonuna kadar da seveceğim en mutlu olduğumuz andan tut en şiddetli kavgalarımıza kadar."
İstemsizce gülümsedim ve kollarımı ona sarıp kendime çektim. Bulunduğum yer en güvenli sığınağım, kokusunu hiç unutmamak için içine çektiğimde bağdaş kurmuş olduğum bacaklarımı onun beline sardım ve iyice ona yapıştım.
Tanrım! Onu çok fazla özlemiştim ve Natasha olmasa geri dönmeyi düşünmüyordum bile benim için ölüyken bir kahraman. Bir kaç dakika o şekilde kaldığımızda ondan ayrılıp güzel yüzünü ellerim arasına aldım. O kadar seviyorum ki onu içime sığmıyor bazen.
"Şu an ne istediğimi asla bilemezsin." yüz ifademi görünce burnunu burnuma sürttü, 'bu söyle bakalım ne oldu' demek oluyor.
''Bunu" dediğim an yüzünü kendime çekip dudaklarımı onunkilere bastırdım. Onunsa gülümsediğini hissettim ki bu da beni güldürdü. Öpüşürken gülümsediğini hissetmeyi hep çok sevmişimdir.
"Bir şey daha, bu gece sarılarak uyumak istiyorum, aslında hep sarılarak uyumak istiyorum Bana kavga da etsek sarılarak uyuyacağımıza dair söz vermelisin.5 yıldır birbirimize vakit ayırmadık, insanları daha çok düşündük, şimdi ise sıra bizde değil mi sence de? Ah sıcak havalar dışında bu arada " kafasını olaylar şekilde salladığında bir kez daha bu adamı asla bırakamayacağım konusunda emin olmuştum. Kucağında yana çekilip yastığa doğru küçük bir bakış attığımda ne demek istediğimi anlayıp üstünde ki t-shirtü bir kenara attı ve yatağa yatıp bana sarıldı. Keşke bütün ömrümü burada geçirebilsem. Alnımdan öptüğünde içimin kıpır kıpır olmasının asla gitmesini istemiyorum. Ben bu adamdan gitmek istemiyorum.
"Ah bir şey daha." Nefesini seslice geri verdi.
"Söyle bebeğim"
"Baygın olduğum süre boyunca çok fazla kişi gördüm. En son da Natasha. Ve sana söylememi istediği bir şey var. Sana teşekkür etmek istiyor, ona değer verip koruduğun için." Kollarının sıkılaştığını hissettim ve o an uykuya daldım.
--------
Yavaşça gözlerimi açtığımda yanımda Steven'ı göremeyince endişeyle ayağa kalktım ki bu da başımın dönmesine neden oldu. Derin bir nefes alıp buranın ev olduğunu hatırladım ve banyoya girip işlerimi hallettikten sonunda aynanın karşına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆
FanfictionSteven bana destek vermek istercesine koydu elini omzuma "Tek bir Tanrı var Lexia ve onun böyle giyinmediğine eminim."