"Ben hazırım çıkabiliriz!" Steven'a bağırarak salona gittim. İki gün önce Steven'la konuştuktan sonra Fury'e haber verip geleceğimizi söyledik ama sadece Steven ve ben.
"Geldim papatyam çıkalım hadi." şu şaheserin yürüyüşüne bakın. Sonra da bana nasıl seslendiğine. Elini bana uzattığında tuttum ve asansöre binip garaja indik. Arabaya bindiğimizde yaklaşık 3 saatlik yolumuz vardı. Tanrım! Neden daha yakın yerlerin başına bir şeyler gelmiyor ki.
_____________"Steven Tanrı aşkına ya vardığımız söyle ya da daha hızlı git. Yoksa ben bacaklarımı camdan aşağıya doğru uzatacağım." sadece toz toprak kaplı olan yolda ilerliyoruz, hala varamadık.
"Lexia, zaten 200'le gidiyorum. Abartmasan mı acaba?" ona gözlerimi devirdim uzun zamandır bu kadar sıkıcı bir yolculuk yapmamıştım.
"Ne kadarlık yolumuz kaldı?" nefesini dışarı üfleyip navigasyona baktı.
"Sadece yarım saat." Şimdi bayıldım bayılacağım.
"Hayır, 10 dakika. Friday, tavandaki pencereyi aç." Steven ne yaptığıma anlam veremese de sessizce araba sürmeye devam etti. Camdan çıkıp kendimi uçarken ittiğim gibi yaptım ve arabanın hızlanmasını salladım.
"Lexia! TANRIM" Hafifçe gülümsediğimde araba biraz sağa ve sola sallanmaya başlamıştı. Arabanın yanlarına bariyer oluşturduğumda dümdüz ve hızlı bir şekilde gidiyorduk ki gerçekten de 10 dakikada varmıştık. Fury'leri gördüğümde camdan içeri girmeden dışarı çıktım ve ellerimi silkeledim. Sonunda.
Steven da dışarı çıktığında yüzündeki iğrenç ifadeyi gördüm. "Galiba kusacağım" kıkırdadım ve etrafıma baktım. Siktir
"Siktir. Ne olmuş buraya böyle?"
"Diline dikkat et." Steven'ın dalgın sesini duyduğumda koşarak yanına gittim ve elini tutup vücudunu korumayla kapadım, her an her şey olabilir ama olmamalı.
"Burada ne olmuş?" Steven benim de aklımdan geçeni Fury'e sorduğunda elindeki silahla bize döndü.
"O enerji patlamalarından sonra olduğunu biliyoruz sadece." kafamı salladım ve ileri doğru yürümeye başladık. Burada insanlar vardı. Tanrım! Her şeye şahit olmuş olmalılar. Birden önümüzde yeşil bir duman oluşunca kendimi bir adım öne attım ve hazır olda bekledim. Önümüzde oluşan kişi bize tuhaf bir şekilde baktı.
"Siz de kimsiniz?" bu sefer de arkamızdan büyük bir gürültü geldiğinde oraya döndük. İşte şimdi siktir.
"Bunun bir parçası olmak istemezsiniz." Dediğinde güçlerini ona yöneltti
"Bizi tanımıyorsun." Fury'nin sert sesini duyduğumda gözlerimi devirdim.
"Steven insanları buradan uzaklaştır. Hemen." güçlerimle havaya çıktım ve topraktan oluşan şeye bir şeyler fırlattım. Bir yandan da demin ki adam bir şeyler yapıyordu ama şu an şunu fark ettim ki yaşadığım olay beni güçsüzleştirmişti.
Uzun uğraşlar sonucunda karşıdaki adam sağdan ben de soldan güç uyguladığımızda aramızda kalan yaratık birden yok oldu. Gücümün çekildiğini hissediyordum. Galiba böyle bir gücü kullanmak için daha erken yani kendimi fazlasıyla zorladım. Kararan gözlerimle aşağıya indim ve yere oturdum. Bitkin hissediyorum.
Bedenimin sallantısıyla kendime geldim ve Steven'ın gözlerini gördüm. İyi görünüyordu.
"İyisin değil mi? İyi görünüyorsun." kafasıyla beni onayladı
"Senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." Beni kolumdan tutup ayağa kaldırdığında Fury doğrudan gözlerime bakıyordu.
"İşte seni bu yüzden burada istedim." gözlerimi devirip ona baktığımda tam bir şeyler söylemek için ağzımı açıyorum ki tanımadığım adam bir şeyler söylemek için ağzını araladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆
Hayran KurguSteven bana destek vermek istercesine koydu elini omzuma "Tek bir Tanrı var Lexia ve onun böyle giyinmediğine eminim."