Kapı tıklandığında gözlerim kapalı bir şekilde yatakta doğruldum ve esnedim. Ayılmak için birkaç dakikaya ihtiyacım olmasına rağmen kapıya daha sert vurulunca homurdanarak kapıya yöneldim. Bu saatte kim Tanrı aşkına?
"Ne var?" Kapıyı hızlıca açtığımda Daist'i görmemle gözlerimi kapattım sertçe.
"Elbise getirdiiiiimm" Daisy'nin mutlu sesini duyduğumda yüzümü buruşturup elimi uzattım. Yine büyük bir gülümsemeyle elbiseyi elime tutuşturduğunda bu saatteki bu mutluluğuna anlam veremesem de bir şey demeden suratına çarptım kapıyı.
Elbiseyi bir köşeye fırlattıktan sonra koşarak yatağa girip kafamı Steven'ın göğsüne yanaştırabildiğim kadar yanaştırdım. Onun göğsünde bu şekilde uyumak en sevdiğim şey.
"Lexia galiba kalkmamız lazım." kafamı göğsüne sürtüp öpücük kondurdum ve kalkmak istemediğimi belirttim. Kollarını bana sarıp beni biraz sıkıştırdığında seslice gülüp bacağımı onun üzerine doğru attım.
"Kalkmamız lazım, annen sana yüzük verme töreni mi ne yapacakmış." kaşlarımı çaktıp kafamı kaldırdım ve ona baktım kısık gözlerle.
"Ne töreni ne?"
"Büyükannenin yüzüğünü verecekmiş."
"Daisy o yüzden elbise getirmiş olmalı. Bundan neden benim değil de senin haberin var peki?" garip garip bana baktığında dudak büzdüm ona.
"Sofrada söyledi ya Lexia, özellikle de sana söyledi." hatırlamaya çalıştım ama aklımın ucundan bile geçmedi ki o da bunu fark etti.
"Tamam tamam hadi kalkalım." onu öpüp hızlıca ayağa kalktım.
"O zaman kraliçeyi bekletmeyelim"
____________Üstümüzü giyinip ortak salona indiğimizde annemi bir şeyler tarif ederken görmemle gülümsedim ve Steven'ı da tutarak oraya yöneldim
"Günaydın anne. Bu yüzük işleri falan ne zaman biter sence?" kaşlarını çatıp bana döndüğünde yine yanındakileri gönderdi. Oysa onlar zaman benim yakın arkadaşlarım, Gwaine ve Lancelot. Bilmedikleri şey zaten yok.
"Neden bu kadar aceleci olduğunu anlayamıyorum."
"Çünkü bizim de bir yaşantımız var. Dünyada." kafamı sallayıp Steven'ı onayladım. Annem gözlerini devirdi.
"Bu gece de burada olursunuz. Yarın gidebilirsiniz. Hem dayınlar da gelecek. Onları beklemeliyiz." Anneme gülümsedim yavaşça, o bilmiyor ama bir dayımı tehdit ettim diğeri de bana gücünü vermedi. Ne güzel! Kafamı da salladım.
"Kaç saat sonra başlarız? O süre zarfında Steven'a buraları gezdiririm."
"2 ya da 3 saat sonra olabilir. Gezin siz." kafamla onu onayladım ve Steven'ı tuttuğum elinden çekiştirmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mystic Mind/Steve Rogers ♡☆
FanficSteven bana destek vermek istercesine koydu elini omzuma "Tek bir Tanrı var Lexia ve onun böyle giyinmediğine eminim."