bolum, benim kurguya adapte olma bolumum o yuzden sizi tatmin etmeyebilir gomen uzun zaman kurgudan uzak kalinca boyle oluyor
×
"yachi, beni korkutuyorsun..." yaklaşık bir saat önce bana saçma sapan mesajlar atarak onun için endişelenmemi sağlayan yachi yanına varmama rağmen tek kelime etmemişti. yatağında bağdaş kurmuş şaşkın şaşkın kucağına bakıyordu.
"kiyo-chanlar tekrar yurtdışına taşınacaklarmış..."
"ha?" bir süre ne söyleyeceğimi şaşırmış halde odanın içinde gezdirdim gözlerimi. ona şu anda teselli vermek çok saçma olurdu. kageyama benden uzağa gitse ben de üzülürdüm ve hiçbir teselli beni mutlu edemezdi.
üzerimdeki hırkayı tutup çekiştirdiğinde ona baktım. hâlâ kucağına bakıyordu. "sho," dedi. "ben özlerim."
yavaşça ona yaklaşıp kollarımı bedenine sardım. saniyesinde ağlamaya başlamıştı. annesi bir kez kontrole geldi bizi. halledeceğimi söyleyip gönderdim.
"kiyoko-san mı söyledi?"
"gelmedi bile! annem söyledi shoyo, kiyoko beni görmeye gelmedi bile... bir açıklamayı hak etmiyor muyum ben?"
onu sakinleştirmek fazlasıyla zordu. ağlamayı ancak yorulduğunda bıraktı. ikimiz yan yana, sırtımız üstü yachi'nin tek kişilik yatağında uzanmaktaydık. arada sırada derin içler çekse de ağlayamıyordu artık.
"senin yerinde olsaydım, yani, kageyama yurtdışına gidecek olsaydı..." biraz durakladım. yanlış bir şey söylememek için çaba sarf ediyordum. "gidip onu görürdüm yachi. onun bana gelmesini beklemek yerine gider ve her saniyemi onunla geçirirdim."
güçlükle doğruldu. benim gözlerim hâlâ tavandaydı. kageyama'nın benden gittiğini hayal ediyordum o esnada. tüylerim diken diken oldu. eskiden olsa aramıza yüz metre mesafe koyabileceğim kageyama tobio şu an benim her şeyim olmuş haldeydi. belki liseden sonra birbirimizi unutacak ya da uzaklaşacaktık. yine de önemi yoktu. ben onu beni unutamasın diye çokça sevmek istiyordum. çok güzel sevmek istiyordum. çünkü her bakımdan ilkimdi. ilk yakınlaştığım, gerçek mânâda ilk hoşlandığım...
yachi yüzüme eğilip yanağımı öptüğünde dalıp gittiğim alemden ayrılabildim. "sen de gidip kageyama-kun'u gör." dedi kısılmış sesiyle.
"dün beraberdik..." tekrar evine gitsem... ayıp olur muydu?
"bunun önemi yok." yorgun adımlarla odadan çıktı. o gittiğinde benim orada kalmamın annesi tarafından hoş karşılanmayacağını bildiğimden peşine takılıp evden çıktım.
o sola, ben sağa saptım. telefonumu çıkarıp bir saniye bile tereddüt etmeden kageyama'yı aradım.
ikinci çalıştaya açıldı. "efendim shoyo?"
"hey," sesini duyduğumda hızlanan kalbim yüzünden aniden durmuştum. ilerlediğim sokakta kimsecikler yoktu. elimi kalbime koyup yutkundum. "ne yapıyorsun?"
"uzanıyordum. seni düşünüyordum, ah, bir de soru zamirlerini."
istemsizce güldüm. "yanına gelebilir miyim? anne ve baban kızmaz değil mi?"
"hassiktir gerçekten mi?" hareketlendiğini kulağıma dolan hışırtılardan anladım. "anne, baba!" izin isteyecekti sanırım. gergin bir şekilde dinlemeye başladım. "sevgilim bugün bizde kalabilir mi?"
gözlerim irileşti. "kageyama kalmayacağım! kageyama! hey, tobio!"
"izin verdiler! sana karşı geliyorum ben." ve telefon suratıma kapandı. dudağımı dişlesem de yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. adımlarımı hızlandırdım ve yachilere fazlasıyla yakın olan evimize ilerledim. o gelmeden önce hazırlansam iyi olurdu.
×
yeni bolum belki yarin belki yarindan da yakin bir surede gelir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfictionkageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS