13

4K 537 752
                                    

manyak gibi kahkaha atan yachi'ye korku dolu gözlerle bakarken yorulduğu için yavaş yavaş kesildi gülüşü.

"sinirlerim bozuldu." hâlâ ara ara gülüyordu. gözlerini sildi. "yama-kun senden hoşlanmıyormuş."

"e ne güzel!"

kıkırdadı. "tsukki ile sevgililermiş."

"hass..."

ikimiz de sessizce otururken çimlerde, önce kuroo-san sonra da diğer herkes yanımıza geldi. onların neşesine rağmen yachi ve ben sessizce oturmak dışında bir şey yapmıyorduk.

kolumla dürttüm onu sessizce. "takma ya." diye mırıldandım.

ofladı. "sho," onun için yapabileceğim bir şeyin olabileceği düşüncesi ile heyecanla yüzüne baktım. "sus." kafasını dizlerine koydu. yamaguchi'ye baktım. hiçbir şeyden haberi yoktu ve etrafına neşe saçıyordu.

çimlerin arasındaki papatyaları usulca kopardım ve bağdaş kurup yüzük yapmaya koyuldum.

"neden sessizsiniz siz?"

"yachi'nin başı ağrıyor da." dedim kuroo-san'a bakmadan. "o yüzden."

ve kuroo-san gülüşen yamaguchi ile bokuto'yu susturdu. teşekkür ettim tebessümle. kageyama zaten başından beri sessizdi ve bana bakıyordu. ona da tebessüm ettim. herhangi bir mimik yapmadı ve yaptığım şeye odaklandı.

iki yüzüğü de nihayet bitirdiğimde birini kendi baş parmağıma taktım. ardından yachi'nin elini kavradım. kafasını kaldırdı ne yaptığımı merak ederek. yüzüğü baş parmağına taktığımda asık suratı aydınlandı. ama sonra tekrar asıldı ve ağlamaya başladı.

"teşekkürler." dedi burnunu çekip yüzüğe bakarken. "sen olmasan ne yapardım?"

omzumu silktim saçlarını karıştırmadan önce. "muhtemelen enerjisi düşük, yıkık, bitmiş bir sarışın olurdun." tek elimle gözlerini sildim usulca. "sana erkek mi yok? elini sallasan ellisi."

"doğru söylüyorsun." dikleşti ve saçlarını arkaya attı. "zaten ufacık bir hoşlantıydı."

kageyama ayağa kalkıp diğer yanıma geldi ve çöktü. elinde yeni fark ettiğim papatyalar vardı. "bana da yüzük yapsana."

kıkırdadım. çiçekleri elinden alıp işe koyuldum. beni dikkatle izliyordu. tırnaklarımla saplarında açtığım deliği ve iğneymişcesine birbirlerinin içlerinden geçirişimi.

yüzük değil de bir taç yaptığımı fark etmesine rağmen ses etmedi. nihayet bittiğinde yönümü hafifçe ona dönüp saçlarına bıraktım tacı. dağınık saçlarında öyle harika durmuştu ki...

tebessüm ettim. "güzel görünüyorsun."

taca dokundu yavaşça. incitmek ve zarar vermek istemiyordu. öyle inceydi ki dokunuşu... "sen de." diye mırıldandı.

"efendim?" onun masum haline daldığım için ne dediğini anlamamıştım.

"sen de." dedi. kaşlarımı kaldırdım. yanaklarını şişirdi. "sen de güzelsin." gözlerini kaçırdı. şaşkınlıkla ona baktım. sonra utanarak ben de bakışlarımı kaçırdım.

"teşekkürler..." beni güzel bulduğunu söyleyen ilk erkekti o. hatta yachi ve annemi saymazsak, ilk kişi.

"sho," yachi'ye baktım. "yanakların kızarmış."

elimle kendime hava yaptım. "sıcaktan." ayağa kalktım hızlıca. "tuvalete gideceğim."

kageyama da ayaklandı. "ben de."

ama sen neden geliyorsun ki..

tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin