"gerçekten bunun olduğuna inanamıyorum! umarım bir açıklaman vardır hinata! çünkü bir ay önce okulun örnek öğrencisi diye bahsettiğimiz hinata shoyo hiç kendi gibi davranmıyor son zamanlarda!" elindeki kitapla kafama vurduğunda gözlerimi kısıp ellerimi kendimi korumak için kaldırdım. derin nefes veren kadın kendisini sandalyeye attıktan sonra bana baktı. "hinata, sana bir şey soracağım ama bana karşı dürüst olmanı istiyorum, tamam mı?"
suratım asık ona bakmayı sürdürdüm. en sevdiğim ögretmenlerden biriydi bayan shin. hem bir edebiyat öğretmeni olarak hem de bir müdür yardımcısı olarak benim için elinden gelen her şeyi yapmıştı. karşısına böyle bir şeyle çıkmak moralimi alt üst ediyordu.
"tamam." dedim titrek bir sesle. dolu gözlerimi ayakkabılarıma dikmiş, ağlamamak için direniyordum. her stres olduğum anda olduğu gibi yine ağlama isteğiyle dolup taşmıştım.
"kageyama tobio," başımı hızla kaldırıp gözlerimi ona çevirdim. "seni tehdit falan mı ediyor hinata? yani, seni zorla mı yanında tutuyor? son zamanlarda birlikte görüyorum sizi. derslerindeki düşüşleri ve hareketlerindeki değişimi buna bağlıyorum açıkçası. o çocuk-"
"o çocuk sandığınız gibi biri değil bayan shin." sözünü kestiğim içindi sanırım kaşlarını çatma sebebi. yumruklarımı sıktım ve uzayan tırnaklarımın etime batmasına müsaade ettim. "etrafımdaki herkesin ona olan ön yargısından bıktım usandım. biliyorum kavgalarla ve yaptığı olumsuz davranışlarla isminden söz ettiriyor ama size yemin ederim ki o çok değişti. artık kavgalarla önünüze geliyor mu? gelmiyor değil mi? kageyama o kadar kötü biri değil. lütfen artık ondan böyle bahsetmeyin..." sonlara doğru gözlerimi terk eden gözyaşlarımı bana büyük gelen hırkamın kollarıyla sildim. ağlamak istemiyordum. böyle bir zamanda ağlamak istemiyordum.
"anlıyorum." derin nefes veren kadın ayaklanıp yanımdan geçti. odasındaki kitaplığa göz gezdirirken bana bir soru yöneltti. "siz çocukların arasında bir şey mi var?"
hangi anlamda sorduğunu pek umursamadım cevaplarken. "evet." dedim. burnumu içime çektim gürültülü bir şekilde.
kitaplıktan bir şey alıp tekrar masasına ilerledi. eliyle karşısındaki sandalyeyi işaret etti sonra. ona itaat edip oturdum.
kitaplıktan aldığı kutuyu masaya döktü ve iki sallama çay alıp masadaki bardağa bıraktı. yine masada duran termostan da sıcak su ekledi bardağa.
"sen ne dersen de derslerindeki düşüşü kageyama'ya bağlıyorum hinata." ağzımı itiraz etmek için açtığımda elini kaldırıp susmamı sağladı. "yanılmıyorsam aranızdaki ilişki arkadaşlıktan öte bir şey." gerildiğim için dikleşirken titrek irislerimi onunkilerde tutmakta hayli zorlandım. iç çekti. "kageyama iyi ya da kötü olduğu için değil, senin kafanı meşgul ettiği için başarının düşüşünü ona bağlıyorum. senin dediğin gibi artık kötü biri olmayabilir ama okul hayatında bir sevgilinin olması derslere kafanı vermeni zorlaştırır. bu konular sonra da konuşulur gerçi." çayından bir yudum alıp gözlerini tekrar benimkilere çevirdi. "hadi buraya gelme sebebini konuşalım. kavgayı başlatanın sen olduğunu söyledi çocuklar. sebebini istiyorum hinata. neden yaptın bunu?"
yutkundum. her şey daha kötüye gidiyormuş gibi hissediyordum.
ー
bombos bi bolum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfictionkageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS