39

1.5K 205 149
                                    

"anneleriniz ruh hastası olabilir." kageyama ile aynı anda yachi'yi onayladık. olabilirlerdi. 

olaylar nihayet tatlıya bağlanmıştı, evet. kageyama ile görüşmemize karışan kimse yoktu. okula da gelip gidiyordum artık. ama çok büyük bir sorun vardı. annem ve bayan suzuki'nin barışmayan yıldızları... elbette bunu bekliyordum. suçlu taraf annemdi ama bunu kabul etmediği için de suzuki-san ile kavgasız geçen tek bir saniyeleri bile olmuyordu.

"shoyo!" duyduğum sesle arkama döndüm. kageyama ve yachi de sese tepki vermişlerdi. tuanna kollarını belime sardı. geriye doğru sendeledim çok sert sarıldığı için. gülüp ben de ona karşılık verdim. gözlerini kısmış ona bakan yachi'ye gözlerimle uyarıcı bakışlar attığımda omzunu silkip bizsiz devam etti. "çok özlettin kendini!"

"telefonumu bugün alabildim annemden, mesajlarına cevap veremediğim için üzgünüm." 

geri çekildi ve yüzündeki gülümsemeyi silmeden konuştu. "sorun değil. dönmene çok sevindim. nasılsın? iyisin değil mi?" 

"iyiyim iyiyim." saçlarını karıştırdım. "sen nasılsın?"

gülümsemesini büyülttü. "seni gördüm daha iyi oldum!"

kageyama'nın boğazını temizlemesi ile ikimiz de ona baktık. işaret parmağı ile beni gösterdi, gözleri tuanna'daydı. "bu havuç benim sevgilim."

tuanna sesli güldü. "biliyorum." omzunu silkti. "çok da yakıştırıyorum zaten." birlikte yürümeye başladığımızda tuanna hiç susmadı. ben yokken okulda neler olduğunu bir de ondan dinledim. yachi gibi konuşmayı çok sevdiği için o da yachi gibi uzun uzun anlattı bana her şeyi. 

okula vardığımızda kız arkadaşlarını bahçede gördü ve bize el sallayıp onlara ilerledi. 

"allah belamı vermiş gibi oldu." diye mırıldanan kageyama'ya baktım anlamamış bir şekilde. "hiç susmadı!"

kahkaha atıp ağzını kapadım. "hâlâ seni duyabilir, salak." 

beni sınıfıma bıraktıktan sonra kendi sınıfına ilerledi. arkasından bakmayı kesip sınıfa girdim. "hoş geldiniz ibnelerin ib-" konuşan tetsu'yu yanındaki arkadaşı sousuke susturdu, kafasına sertçe vururken. yanlarından bir şey demeden geçtim ve sırama oturdum. 

ilk dersin ne olduğunu kızlardan birine sorarken sınıfa giren kageyama'ya dikkat kesildim. "kantine gidelim mi? kahvaltı yapmadım ben."

"yurtta mı kaldın?" ayağa kalkmadan önce çantamın ön gözünden cüzdanımı aldım. 

"evet."

"yemekleri güzel olmuyor mu?" birlikte sınıftan çıktıktan sonra sohbet ederek kantine ilerlemeye başladık. onayladı beni. yurdun yemekleri idare edermiş ama kahvaltıda pek bir seçenek yokmuş. "neden evde kalmıyorsun kageyama?"

"okula uzak çünkü. annem beni bırakıyor ama iş yeri tam tersi istikamette olduğu için çok uğraştırıcı oluyor onun için."

başımı salladım yavaşça. aniden durdum ve onun da bileğini tutup durmasını sağladım. bana baktı ne oldu dercesine. "neden bizde kalmıyorsun?"

-

"annene sana bir şey yapmayacağımı söyle." kageyama küçük bir çocuk gibi kaşlarını çatmış, işaret parmağı ile kapımı gösteriyordu. "seninle aynı odada kalmama izin vermiyor." gerçekten mızmız bir çocuğu andırıyordu. kıkırdadım.

"duş alacağım ben." hâlâ üzerimde olan okul formamı çıkarıp kıyafet dolabıma ilerlerken kageyama da yatağıma uzanmıştı. "yurda uğrayıp valizini alsaydın keşke. benim kıyafetlerim sana olmazlar."

"yarın hallederim." diye mırıldandı. "shoyo, annen beni çok yoruyor." kucağıma bastığım kıyafetlerle bir süre hareketsiz kaldım orada. ardından ona ilerledim ve kıyafetlerimi yatağın bir ucuna koyup kageyama'ya yakın bir yere oturdum.

"aslında böyle biri değildir." saçlarını okşarken mutsuz bakan mavilerine bakıyordum. kısık gözlerini benimkilere sabitlemişti. kageyama üzülsün istemiyordum. fakat annemin üzülmesini de istemiyordum. bu yüzden neden böyle olduğunu anlatmaya karar verip dudaklarımı araladım. "küçükken yachi yüzünden bir kavgaya karışmıştım. yachi'yi sıkıştıran iki büyük çocuğa kafa tutmuştum. ve beni sopalarla dövmüşlerdi." 

gözleri irileşti. "ne? ciddi misin?" 

tebessüm ettim. başımı salladım yavaşça. hâlâ saçlarını okşuyordum. "sonra ne oldu biliyor musun? iki ay boyunca yachi ile görüşmemi yasakladı... annem bu kadar sıkı bir kadın değildir kageyama. ama zarar görmemem için her şeyi yapar. biliyorsun değil mi artık, yachi söylemiştir sana... o kavgayı, o çocuklar sana laf attı diye çıkarmıştım. bu yüzden böyle davranıyor sana. zamanla eski haline dönecektir, söz veriyorum."

"bilmiyordum." yanağındaki elime daha çok yasladı yanağını. kafasını çevirdi ve dudaklarını avuç içime bastırdı. öptü birkaç kez, gıdıklansam da elimi geri çekmedim. "annenin bu tavırlarını aşırı ve gereksiz buluyordum... oysa o, yalnızca seni korumaya çalışıyormuş."

"ona çok kızma." yüzüne eğilip yanağını öptüm. "tamam mı? seni tanıdıkça o da benim kadar çok sevecek seni, emin ol buna."

tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin