benim aksime adeta seke seke kageyama'nın sınıfına giden yachi'ye ayıplar gibi baktım. tabii arkasında olduğum için bu bakışı göremedi ama konumuz bu değil. nasıl bir arkadaş kendi çıkarları için arkadaşını satardı ya?
sınıfa girdiğimde yachi çoktan yamaguchi ve yanındaki sarışın çocukla konuşmaya başlamıştı. beni gördüklerinde yamaguchi el salladı ve tsukishima tepkisiz kaldı.
yachi'nin yanında durduğumda koluma girdi ve gülümsedi. "kageyama-kun davet etti bizi."
tsukishima kaşlarını kaldırdı. "ciddi misin?"
sesimi kıstım ve sordum. "tsukishima, şu sıralar kageyama biraz değişik davranıyor. bana ne yapacağını biliyor musun?"
yamaguchi daha sesli konuştu. "kendisine sor." arkama baktığımda kageyama'yı gördüm ve yavaşça yamaguchi'nin arkasına kaydım. yachi gözlerini büyültüp kızgın bakışlarını attı bana. yanıma gel bakışıydı bu.
kageyama elindeki poşeti kaldırdıktan sonra önerisini sundu dördümüze de. "bahçede yiyelim mi? diğerleri orada."
"diğerleri?" diye sordu yachi.
yamaguchi tatlı bir şekilde elini kaldırıp parmakları ile isimleri saydı. her isimde bir parmağını açıyordu. "kuroo senpai, tanaka senpai, bokuto senpai."
yachi ellerini çırptı. "diğer çomarlar yok yani."
kendimi tutamayıp kıkırdadım. yamaguchi de güldü dediği şeye. yachi söylediği şeye gülenin yamaguchi olduğunu fark edince gözleri kalp kalp oldu ve iç çekti çekinmeden.
"gülüşün ne kadar güzel böyle yama-kun."
yamaguchi utangaç bir şekilde ensesini ovdu ve teşekkür etti. ikisine de ters ters baktım.
"diğerleri bahçede yemek istediğini söylüyor." telefonuna bakarak konuşan kageyama herkesin ilgisini kendisine çekti.
"ben aşağı inmeyeceğim. sana parasını vereyim köftenin-" cüzdanımı çıkardıktan sonra ona ilerledim ama gözlerindeki bakış önce beni yavaşlattı sonra da yachi'nin arkasına saklanmamı sağladı.
"bahçede yiyoruz." sınıftan ilk o, sonra tsukishima çıktı. suratım düşmüştü ve biraz üzülmüştüm. bizimle yan yana ilerleyen yamaguchi sesini alçak tutarak konuşmaya başladı. "o öğle yemeklerini kageyama ısmarladı. biz de senin yaptığın hareketi yapsaydık aynı tepkiyi verirdi, bu yüzden üzülme."
"kim olsa kızar ki zaten." dedi yachi. "öğle yemeğini birlikte yiyeceğimizi söylemiştik ona. ama sen oyun bozanlık yapıyorsun sho."
"arkadaş grubu bana bayılmıyor sonuçta yachi."
arka bahçedeki yangın merdivenlerinde bekleyen gruba yaklaştığımızda hepsinin gözü de bende gezindi. rahatsız olduğumu belli edercesine gözlerimi kaçırıp kolumu sıvazladım.
"bunlar ne alaka ya?" dedi ismini bilmediğim kumral kız.
yachi onu hiç takmayıp aralarından geçerek boş basamağa çöktü. "gel sho, burası boş!"
kimseyle göz teması kurmadan hızlı hızlı merdivenleri tırmanıp yachi'nin yanına oturdum. yamaguchi en alt basamağa çöktüğü için yachi içten içe üzüldü ama kageyama'nın uzattığı ekmek arası köfte onun moralini yerine getirmişti bile.
"içecekleri karışık aldım. vişne, şeftali ve karpuz aromalı meyve suları var. hangisini isterseniz alın."
"kageyama-kun hep sen ısmarlıyorsun ya." dedi kızlardan biri. "olmuyor böyle."
yachi ağzı doluyken konuştu. "o zaman yarın da sen ısmarla."
tsukishima onayladı. "aynen. madem olmuyor, madem ayıp oluyor yarın da sen elini cebine at."
yachi'nin bana bakmadan uzattığı yumruğuna ve suratındaki tatmin olmuş ifadeye bakıp kafamı iki yana salladım.
"sen çok tehlikeli bir sarışınsın." diye mırıldanıp yumruklarımızı tokuşturdum.
-
bölümün güzel olduğuna hiçbir şekilde inandıramazsınız beni çünkü beğenmedim ama bu sıcakta ancak bu kadar oluyor
dakika başı çok sıcak demekten bölümü yazamadım zaten
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfictionkageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS