47

717 92 43
                                    

"kageyama, kahvaltıyı kaçıracağız. çabuk olmalısın."

"beş dakika daha rica ediyorum." 

yachi'nin verdiği kıyafetlerin her birini deneyip en sonuncuda karar kıldığımda aceleyle toparladım çantamı. otele geri dönecek olsak da temiz bırakmam gerekiyordu çünkü. 

"ister beş dakika daha yat ister akşama kadar kageyama. ben kahvaltıya iniyorum. yarım saat sonra da otobüsümüz kalkacak. haberin olsun." onu beklemeden odadan çıkarken arkamdan söylendi ama duymadım ne söylediğini. hızlı adımlarla üst kata çıktım önce. erkekler ilk iki katta, kızlar da bir üstte kalıyordu. yachi'nin ve kiyoko'nun kaldığı odaya geldiğimde kapıyı aceleci bir şekilde çaldım. kiyoko açtı kapıyı. "yachi indi mi?" diye sordum hızlı bir şekilde.

"saçımı yapıyorum!" yachi'nin sesini işittiğimizde kiyoko büyükçe esnedi ve kenara çekilip beni içeri davet etti. tebessüm edip içeri geçtim. yachi çiçekli bir elbise içerisindeydi ve harika görünüyordu. "nasılım?"

"mükemmel görünüyorsun." dedim hayranlığımı gizleyememiş halde.

"teşekkür ederim de..." beni tepeden tırnağa iyice süzdü. "sen de fazla iddialısın hani. o crop bana bu kadar yakışmıyor, pislik."

kiyoko-san'ın hazılanmasını beklerken odada sohbet ettik. enerjim ona da bulaşmış olmalıydı. eski neşeme kavuştuğum için mutlu olduğunu söyleyip duruyordu üstelik. ona sahip olduğum için çok şanslıydım.

"sana inanamıyorum. sana, inanamıyorum." onu herkesin önünde azarlamak istemesem de sinirden ne yapacağımı bilemiyordum. tetsu ile kahvaltıya inerken karşılaşan kageyama kendine hakim olamayıp çocuğun ağzını yüzünü dağıtmıştı. tamam, ona kızmakta haklıydı. tetsu fazla ileri gitmişti sonuçta. ama yine de öldürmek istercesine dövmesi gerekmiyordu onu! üstelik kötü ününden yeni yeni kurtuluyordu.

"kageyama." matematik hocamız bayan satsuki yanımıza geldiğinde hepimiz biraz geri çekildik. "seninle biraz konuşalım." mesajı alıp o ikisini yalnız bıraktığımızda yachi yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalıştı.

dışarıya çıkıp temiz havayı çokça içime çektim. bunun beni sakinleştirmesi gerekirdi normalde ama yapamıyordum. kageyama'nın tetsu'yu dövmesi umurumda değildi. alacağı ceza için endişeleniyordum. bu yüzden kızıyordum ona. annem zaten onu sevmiyordu. eğer böyle bir şey kulağına giderse kesinlikle kageyama'yı benden uzak tutmayı denerdi, yine ve yine.

aniden yere çömelip ellerimle yüzümü kapattım. "aptal." dedim sinirden titreyen sesimle. "aptalyama."

kageyama yanımıza yirmi dakika kadar sonra geldi. her birimiz hocayla ne konuştuğunu öğrenmek istiyorduk. bu yüzden gözlerimizi ona diktik.

ellerini ceplerine soktu ve omzunu silkti. "kalan iki gün boyunca otelden ayrılmayacakmışım. okula döndüğümüzde de muhtemelen birkaç gün uzaklaştırma alırmışım."

"anneni arayamaz mısın? belki uzaklaştırma işini-" noya'ya cümlesini tamamlaması için fırsat vermedi. "hayır, annemin duymaması çok daha iyi olur."

dolu gözlerimle ona bakarken mahcup bir şekilde başını kaldırıp bana baktı. "üzgünüm sho."

başımı iki yana sallayıp aramızdaki mesafeyi kapadım. kollarımı beline sarıp yüzümü göğsüne gömdüm. "asıl ben, sana öyle kızdığım için üzgünüm. tetsu umurumda değil. ben senin için endişelendim ve bu yüzden öfkelendim."

saçlarımı okşadı. "biliyorum."

hocalar otobüslere binmemiz için bize seslenmeye başladıklarında ondan ayrılmadım. "ben de seninle kalacağım."

"hayır sho, kalmayacaksın." geri çekildi. "ben iyi olacağım. git ve tokyo'nun tadını çıkar. döndüğünde neler yaptığınızı bana anlatacaksın, tamam mı? o yüzden anlatacak çok şeyin olsa iyi edersin." eğilip yanağını öptükten sonra benimle otobüse kadar geldi.

"emin misin?" gözlerime baktı yüzündeki tebessümle. başını olumlu anlamda salladı. "kısa sürecek." dedim. "göz açıp kapayıncaya kadar yanında olacağım. söz veriyorum, tamam mı?"

bileğimi tutup dudaklarına götürdü. ve nabzımı öptü. "bekliyor olacağım."

-

şey, merhaba...

tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin