beş bardak kahve yüzünden bulanan midem beni dersin başından kaldırdığında ayaklarımı sürüyerek balkona çıktım. biraz temiz havanın iyi gelebileceğini düşünmüştüm.
yere çömelip dizlerime sarıldım. asık bir suratla bu saatte bile sokakta olan insanlara baktım. orada ne kadar kaldığımı bilmiyorum. gözüm evimizin önündeki sokak lambasının hemen altındaki oğlandaydı. o da dogruca buraya bakıyordu. kafasındaki kapüşonü indirdiğinde gözlerimi kırpıştırdım.
geriye düştüm ve şaşkın bir şekilde ona baktım. kageyama tobio. iki elimle de ağzımı kapatıp ona seslenmek isteyen yanımı bastırmaya çalıştım. kageyamasızlıktan halüsinasyon görüyor olabilir miydim?
ayaklandı. uzun süre şaşkın şaşkın izlediğim oğlan ayaklandı. ve evimizin bahçe duvarına kadar geldi.
"hey..."
"kageyama, sen misin?"
karanlık yüzünden yüzünü seçemiyordum. tepkilerini göremiyordum. "neden bu saatlere kadar ayakta duruyorsun, sho?" dedi benim sorumu es geçip. "yachi öğünlerini de aksatıyor dedi. kendine dikkat etmen gerekmez mi?"
hıçkırdım. çabucak kapadım ağzımı. bir süre sessiz kaldı. ne zaman hıçkırıklarım dindi o zaman tekrar konuşmaya başladı.
"anneni sevmedim sho." istemsizce güldüm. "gülme, gerçekten sevmedim. ilerde evlenmek istediğimizde önümüze çıkarsa seni kaçırabilirim. hayır, kesinlikle kaçırırım."
"kanada'ya kaçarız." dedim ağlamaklı bir sesle. "bizi yargılayanlardan uzağa..."
"aynen öyle."
aklıma gelen şeyle demirlere yaklaşıp onlara tutundum. "yachi senin de okula gitmediğini söylemişti. benim yüzümden mi?"
"evet." dudaklarımı aralamıştım ki tekrar söze girip susturdu beni. "evde devam ediyorum çalışmalarıma. okuldayken her yerde seni görüyorum ve özlüyorum. ayrıca hiçbir öğretmeni sevmiyorum. sen bu kadar sıkı çalışırken benim tembellik etmem yanlış olur. bu yüzden senin kadar olmasa da ben de çok çalışıyorum. bazen anlamadığım yerler oluyor. sana atıyorum ilk önce. ama telefonuna ulaşılmadığı için yachi'ye atıyorum sonra. bana çok yardımcı oluyor. bazen istersem ağlayabileceğimi söylüyor. seni cok özlesem de ağlayamıyorum. ağlayamayacak kadar çok özlüyorum. nefesim kesiliyor ama gözyaşlarım bir türlü yuvalarından ayrılmıyor. shoyo... sana sarılarak ağlamaya o kadar çok ihtiyacım var ki anlatamam. sana çok ihtiyacım var benim."
alnımı balkon demirlerine yaslayıp gözlerimi sıkıca yumdum. o ağlayamazken gözleri önünde ağlamamın doğru olmayacağını düşünsem de kendime söz geçiremeyip ağlamaya başladım.
gözlerimi açtığımda yatağımda yatıyordum ve güneş çoktan doğmuştu. zorlanarak da olsa yatağımdan doğrulup şaşkın şaşkın odama baktım. elim yanağıma gitti. rüyamdayken ağlamış olacağım ki hâlâ ıslaktı.
yutkundum. benim kageyama'yı görmeye ihtiyacım vardı.
ー
of modum cok dusuk bolum kisa oldu o yuzden kusura bakmayin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfictionkageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS