"hey..?" kafamı kaldırıp sese baktım. zil çaldığı için kimse yoktu koridorda, benim dışımda. "ne yapıyorsun burada?" kageyama tıpkı benim gibi yere çöktü ve sırtını duvara verip dizlerini kendine çekti. "iyi misin?" kolunu omzuma atıp yüzüme yaklaştırmıştı yüzünü.
"hm hm." buruk bir gülümseme takındım ve ona baktım. "iyiyim." titreyen sesim bana hiç yardımcı olmuyordu.
kaşları çatıldı. "shoyo, neyin var?"
kolunu kendimden uzaklaştırdım. "hiçbir şeyim yok. cidden. dersin yok mu senin?"
"atıldım." istemsizce güldüm. iki saniye sonra suratım geri düşmüştü gerçi.
"cidden neyin var? bana anlatacak mısın?"
hemen yanımızdaki odanın kapısı açıldığında ikimiz de oraya baktık. annem çok sinirli görünüyordu. kageyama'nın sol kolunu öyle sıkı kavramıştım ki acıdığına eminim. ya kageyama ile iletişimimi kesmemi isterse?
"ayağa kalk shoyo." ilk ayağa kalkma girişimim başarısız olduğunda kageyama yardım etti bana. bir elini belime koydu ve diğeriyle elimi tuttu. anneme baktığı yoktu. sadece bendeydi gözleri.
"iyi mi-"
"iyi." annem beni bileğimden tutup ondan ayırdığında çaresiz gözlerle kageyama'ya baktım. "bir daha oğlumla görüşmeni istemiyorum. şu hâline bak! senin yüzünden dersleri düşüşte. onu geçtim, senin yüzünden kavgalara karışmış! bir daha görüşmeyeceksiniz, duydunuz mu beni?"
"anne lütfen biraz sakinleş." ağlayarak beni peşinden sürükleyen anneme yalvarırken o, kendi bildiğini okuyordu her zamanki gibi. "anne, n'olur dur. canımı yakıyorsun." okul bahçesine park ettiği arabaya ilerlerken yavaşladı ve en sonunda durdu. sıkı sıkı tuttuğu bileğimi de bırakmıştı. "onu seviyorum." dedim güçsüz çıkan sesimle. "lütfen yapma bunu. ben onu kendimden çok seviyorum. gerçekten buna dayanamam. lütfen anne..."
dönüp bana bakmadı bile. "arabaya bin shoyo."
ー
"tamam efendim, ben onu ikna ederim." yachi'den önce sesi ulaşmıştı odama. önce kapıyı çaldı, sonra içeri girdi. kapımı ayağıyla kapatıp elindeki yemek tepsisini çalışma masama bıraktı.
"selam." dedim zoraki bir tebessümle. "nasılsın?"
"sho..." koşar adım yatağıma yaklaştı ve kollarını bana sardı. bağdaş kurarak oturduğum yatakta arkaya düştüm. sırtım yatağa değdiğinde ve yachi'nin kokusunu içime çektiğimde gözyaşlarım gecikmeden akmaya başladı. "herkes çok merak etti seni." geri çekildi ve iki elini başımın yanına koyup dolu gözlerle gözlerime baktı. "okuldaki herkes, hocalar... en çok da kageyama. her gün okula geldi o. iki haftadır her gün okula geldi ve senin olmadığını görünce geri gitti. seninle birlikte o da okula gelmeyi bıraktı. telefonlarımızı da açmıyor. neler yapıyor bilmiyoruz ama senin için çok endişeleniyor. ben de endişeleniyorum. çok hem de. iki haftadır neredeydin diye sorabilirsin. büyük aptallık ettim. yalnız kalmanın iyi olacağını düşündüm ve-" gözyaşları yüzüme düşmeye başladığında hıçkırmaya da başladı. üzerime uzandı ve yüzünü boynuma gömdü. "shoyo seni çok özledim. ben seni çok özledim."
"iyiyim ben yachi-"
"nah iyisin!" aniden geri çekilip bağırdığında şaşkınlıkla ona baktım. "annen iki haftadır doğru dürüst yemek yemediğini söyledi! kendini odana kapatıp yalnızca ders çalıştığını söyledi! bok iyisin shoyo ya! kimi kandırıyorsun sen?"
iç çektim. gözlerimi ondan çekip tavana sabitledim. gözyaşlarım şakaklarımda kurumuş gibi hissediyordum. "kageyama'yı özledim." diye mırıldandığımda eş zamanlı olarak karnım guruldadı. yachi ile gözlerimiz birleşti. ben buna gülerken onun suratı tekrardan asılmış ve ağlama moduna geçmişti. gülerken ağlamak nasıl hissettiriyor o an öğrendim ben.
ー
ağlaya ağlaya çözdüğüm matematik kitabını bir köşeye kaldırıp odamdan çıktığımda aşağıdan gelen sesler dikkatimi çekti. anneme ait değildi yüksek sesle konuşan kadının sesi. tuvalete gitmek için sola dönmüşken yönümü değiştirip merdivenlere ilerledim. yavaş ve sessiz adımlarla indim aşağıya.
"... dediklerim saçma mı geliyor bilmiyorum ama size yalvarıyorum. çocuğum için yalvarıyorum."
gözlerimi kırpıştırdım. "bayan suzuki..." odadaki iki kadının gözleri de beni buldu.
"shoyo-" annem onu durdurdu.
"lütfen artık gidin."
"oğlunuzu böyle görmek hoşunuza mı gidiyor!" bayan suzuki'nin bağırarak anneme çıkışması annemin ona attığı tokatla büyük bir sessizliğe karıştı.
"anne!" ileri çıktım ve bayan suzuki'yi ondan uzaklaştırdım. "ne yapıyorsun?" dedim inanamadığımı belli eden bir ses tonuyla.
"derhal terk edin evimi. sizin kavgacı ve sorunlu oğlunuz yüzünden oğlumun geleceğinin mahvolmasına izin vermeyeceğim. shoyo'yu ondan olabildiğince uzak tutacağım."
beni bayan suzuki'den uzaklaştırıp onu ittirerek dışarı çıkardı. salonun ortasında durmuş şaşkın şaşkın az önce annemin durduğu yere bakıyordum.
"shoyo hadi sen-"
koluma dokunan kadından hızla kurtuldum. yüzümü buruşturup ona baktım. "onun sorduğu soruyu sorsam bana da tokat atar mısın anne?" iki adım kadar geriledim ve başımı iki yana salladım. "geleceğimi düşündüğünü söylüyorsun ya hani, gram inanmıyorum buna. sadece beni öldürüyorsun sen. tek yaptığın bu."
ー
allahim kurgularimdaki su aile dramlari olmazsa olmaz cidden
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfictionkageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS