gezi o günlük bittiğinde otobüsten aceleyle inip koşar adım otele girdim. asansöre deli gibi bastığım esnada yanıma o an görmek istemediğim biri geldi.
"hinata-"
"hiç sırası değil tetsu, hem de hiç sırası değil." onun yüzünü görmek istemediğim için merdivenlere yöneldiğimde peşimden geldi.
"hey, neler oluyor? iyiyiz sanıyordum. eğer kageyama'nın yaptığı şey yüzündense o an ben hiçbir şey yapmadım ona, yemin ederim. kendisi saldırdı aniden bana."
basamakları çıkmayı bırakıp ona döndüm ve ne yaptığımı bilmeden yanağına sert bir tokat attım. "hâlâ hangi cüretle onu suçlayabiliyorsun? ne halt olduğunu öğrenmedim mi sanıyorsun? onun hakkındaki şeyleri çarpıtarak bana anlattın ve neredeyse bizi birbirimizden koparmayı başarıyordun. yemin ediyorum şu an seni parçalamamak için zor tutuyorum kendimi. o yüzden siktir git yoksa elimden bir kaza çıkacak."
bakışlarındaki değişiklik hoşuma gitmediğinde önüme döndüm ama kolumu tutup sırtımı sertçe duvara yasladı. "kimsin lan sen?" oyunculuğu bırakıp da eski haline döndüğünde yutkunmak zorunda kaldım. gerçkten de müthiş bir oyuncuydu tetsu. pişmanmış rolü yaparak dibime kadar girmişti adeta. "siktiğimin homosu. kageyama'nın neyi bu kadar cezbediyor seni? siki mi?"
"bırak beni." daha fazla pisleşsin istemiyordum.
"pişmanmış gibi davranıp senden özür dilemek ne kadar mide bulandırıcıydı biliyor musun? siktiğimin-"
bir başkası tarafından yediği tekme ile sendeledi ve düştü. neyse ki çok merdiven yoktu aşağısında. gözlerimi irice açıp yachi'ye baktım.
"herkesten önce otele girip odana çıkmadığın için merdivenleri kullandığını tahmin ettim." dedi buz gibi bir sesle. fazlasıyla ciddiydi. hâlâ yerde olan tetsu'ya doğru ilerledi, birkaç basamak inerek. "sende bir şeyler olduğunu en başından beri biliyordum." tetsu'nun erkekliğine ayağını koyup bastığında yüzümü buruşturdum. tetsu da kendini tutamayıp bağırdı. "bir daha shoyo'ya dokunursan ya da en basitinden ismini ağzına alırsan tahmin edemeyeceğin şeyler yaparım tetsu." geeçekten de o an her şeyi yapacakmış gibi görünüyordu. sertçe yutkundum.
bana dönüp bileğimi tuttu ve hızlı adımlarla kalan merdivenleri çıktı. odamın önüne geldiğimizde cebimdeki oda kartını çıkarıp kapıyı açtım. tedirgin bir şekilde arkama baktığımda tetsu'yu görememek beni rahatlattı.
yachi de benimle birlikte odaya girdi ve kendini kageyama'nın da uzanmakta olduğu yatağa bıraktı. "ne yorucu gündü yahu!"
kageyama hiç bozuntuya vermedi ve yastığına sarılıp uykulu gözlerle bana baktı. "bir türlü uyuyamadım." diye mırıldandı ardından da. "sana sarılarak uyumak alışkanlık olmuş galiba."
yachi aniden doğruldu. "ben de gidip kiyo-chan'a sarılarak uyuyacağım." odadan koşarak çıktığında arkasından bakıp güldüm. ardından yatağa ilerleyip kageyama'ya iyice sokuldum.
"sana sabah kızdım ama tetsu'yu iyi ki dövmüşsün. ne hissettiğini çok iyi anlıyorum. yüzüne bakmak bile sinirlerimi alt üst etmeye yetiyor."
saçlarımı usul usul okşarken konuştu. "gezi esnasında sana bir şey yapmadı ya da söylemedi değil mi?" az önceki olaydan bahsetmemeye karar verdikten sonra sorusuna olumsuz bir yanıt verdim.
"hayır."
"peki anlat bakalım, neler yaptınız? eğlendin mi?"
"sen olsaydın daha çok eğlenirdim." dedim modum düşük bir şekilde. ardından vücudumu onunkinin üzerine çıkarıp yüzüne baktım. önce çenesini, sonra yanağını öptüm. "ama sorun değil, şu an da eğlenebiliriz."
"artık sana güvenmiyorum." dedi sinirli sinirli. "her seferinde beni öylece bırakıp gidiyorsun. ya da sonunu hep banyoda kendim getirmek zorunda kalıyorum."
kıkırdadım. "neden aklın yalnızca cinsellikte senin ya?"
"yalnızca cinsellikte değil. ama sen üzerime çıkıp ayartıcı bir sesle eğlenmek istediğini söylediğinde aklım direkt oraya kayıyor, kusura bakma."
dudaklarımı boynuna bastırıp yüzümü orada gömülü tuttum. "kageyama, bundan sonra öylesine birisinin gelip de söyledikleri şeyler yüzünden senden uzaklaşmayacağım. sana da kendime de bunu yaşatmayacağım. söz veriyorum bu kadar kolay olmayacak."
ellerinden bir tanesini sırtımdan saçlarıma çıkardı. dudaklarını saçlarımda hissettim kısa bir an sonra. "güvenini boşa çıkarmayacağım o halde ben de. söz veriyorum..."
nefesimi boynuna verdiğimde huylandı ve güldü. "seni seviyorum."
burnunu saçlarıma sürttü ve tıpkı benim gibi mırıldandı. "ben de seni seviyorum. kendimden daha çok seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tüm aşklar kavgayla başlar # kagehina n kiyoyachi
Fanfickageyama tobio sırf ezik bir karaktere sahip diye nefret ettiği hinata shoyo'ya tutulmuştu. fakat bunu gösteriş şekli şeye benziyordu... ilkokulda hoşlandığı kızın saçını çekmeye? FOR ANHELEOS