"Nefret, aşka dönüşmeye başlar... "
(İlk bölümü tanıtım bölümü gibi düşünün. Diğer bölümler daha uzun.)
🕊️"FİGAR-1.Bölüm" Sunar...
🤍 FİGAR'a hoşgeldiniz... 🤍
🕊️
Elimdeki sıcak kahve kupasıyla balkonumuzun en sevdiğim geniş ve yastıklı koltuğunda oturuyorum. Yorgun ve uykuluyum. Elimdeki kitabı gözlerimi ovuşturarak sakince yanımdaki iki ayaklı masanın üzerine bırakıyorum. İki gözümde okumaktan isyan edercesine sızlıyordu. Gözlerimi her kırpışımda göz kapaklarım buna ihtiyacım var diye bas bas bağırıyordu sanki.
Ama uyuyamazdım çünkü yaz tatilimizde gittiğimiz yazlıktan yeni dönmüştük ve benim yerleştirmem gereken valizlerim vardı. Valizimi toplamadığım gerçeği bir kez daha yüzüme vurulduğunda iç çekerek arkamdaki bir yığın eşyaya baktım. Valizimin fermuarı yarıya kadar açılmış ve bir kaç eşya dışarı çıkmak istercesine can çekişiyordu. Valizimin patlamasından korkmadım değil çünkü annem buraya gelmeden önce eşyalarımı yerleştirmemde yardımcı olmuş, ikimizde üstüne oturarak fermuarını zar zor kapatmıştık. Sonra da annem beni çok sevdiği için beni bir güzel azarlamış ve beni "bu kadar eşya almaya ne gerek vardı' diyerek suçlamıştı. Eğer yaz tatiline bir yere gidiyorsam tabii ki de biraz fazla kıyafet almada sorun olduğunu düşünmüyordum.
Rahat koltuğumdan üzerimdeki battaniyeyle paytak adımlarla kalkıp valizimin yanına ilerledim. Anlık gelen karın guruldamasıyla fikrimi değiştirerek elimi valizden çekmiş ve üzerimdeki battaniyeyi çıkardıktan sonra koltuğun üzerindeki telefonumu alarak aşağıya inmek üzere odadan çıktım.
Annem mutfakta beni fark etmez iken ocağın üstündeki çorbayı karıştırıyor hem de telefondan -her zamanki gibi- anneannemle konuşuyordu. Büyük ihtimal bugün ne yaptığıyla ilgili uzun konuşacak ve kim evlenmiş ne yapmış diye uzun bir münakaşaya gireceklerdi. Gözlerimi devirerek mutfağın pervazından oturma odasına baktım. Babam tekli koltukta elindeki kumanda ile televizyon izliyordu. Ayaklarını önündeki pufa uzatmıştı.
"Berfin, ne yapıyorsun orada? Masayı kurmama yardım et."
Annemin sesiyle babamda olan gözlerimi çekmiş ve direk anneme bakmıştım. Kulağında ki telefonla konuşmayı bitireceğinin sinyallerini verircesine son sözlerini söylüyorlardı. Anneme anlık bir bakış attıktan sonra tabakların olduğu dolaba ilerleyip dört tane tabak aldıktan sonra oturma odasındaki masaya dizdim.
"Çorbaları doldurmayın ilk önce akşamı bir kılalım."
Babam üzerinde kurulmuş olduğu koltuğunda kalkarken söyledikleriyle onayladıktan sonra mutfağa gittim.
"Anne babam namazı kılalım sonra yeriz diyor."
"Akşam ezanı okunmuştu değil mi? Hadi biz de kılalım hemen."
Annem ile babam abdestlerini almak üzere banyoya giderken ben de namazımı çoktan kılmış olmanın şerefiyle koltuğa oturdum. Cebimdeki telefonun çalmasıyla altımdaki siyah eşorfmanın fermuarlı cebinden telefonumu çıkardım. Arayan Tuğçe'ydi ve büyük ihtimal hatır sormak için arıyordu.
"Efendim."
"Selamün Aleyküm Berfin, nasılsın?" Tuğçe en sevdiğim arkadaşlarımdan biriydi. Gittiğimiz okuldan ben, Tuğçe, Eda ve Ceren dışında başka kimseyle takılmazdık. Aynı zamanda onların aileleri ile benim ailem tanışıyordu ve bu bizi daha yakın hissettiriyordu.
"Aleyküm Selam Tuğçe, iyiyim. Bir sorun mu var?"
Telefonda duyduğum kıkırtılar ile ne olduğunu anlamazken telefonu kulağıma daha çok yaklaştırdım.
"Senin galiba haberin yok kanka, okulumuzun internet sitesine bir baksan iyi edersin. Çünkü buna inanamayacaksın."
Meraktan Tuğçe'ye hemen bir görüşürüz konuşmasından sonra hızlı bir şekilde Akay Kolejinin sitesine girdim.
Ne?
Okulumuzun bir arıza sonucu başka bir okula transfer etmek mi?
Ve bu kolej Yıldırım Koleji mi?
Yıldırım Koleji oldukça zenginlerin ve ukala tiplerin olduğu bir okuldur. Nerden mi biliyorduk? Geçen sene kızlarla Yıldırım Koleji'nin itiraf sayfasına face hesabla girip itiraflarını okumuştuk. Ve hiç iyi insanların olduğu bir okul sayılmazdı. Genelde okulda ezilen bir kitle vardı ve eğer biz o okula gidersek büyük ihtimal ezilen taraf olacaktık.
Hemen arkadaş grubumuza girdim ve mesaj attım.
"Sıkılmışlar Grubu" grubuna girdiniz.
"Kızlar bu nasıl olur ya? Başka bir okul yok muydu?"
Ceren" Kanka ben hala şoktayım. Biz şimdi yarın o okula mı gidicez?"
Eda "Okulda çok yakışıklı çocuklar varmış bilginize."
Ceren "Yakışıklı ve ukala demek istedin herhalde."
Eda "Ne de olsa yakışıklı kanka boşver."
Tuğçe "Ya biz yarın nasıl gideceğiz oraya, onu konuşalım."
Ceren "Kızlar beni yarın babam götürecekmiş işe giderken biz sizi almaya geliriz."
Hemen Whattsap grubundan çıktıktan masaya oturan annem, babam ve kardeşime baktıktan sonra annemin karşısına oturduktan sonra söze başladım.
"Baba okulumuz bir arızadan dolayı başka bir okula transfer edilmiş. Yarın Ceren'in babası bizi götürecek haberin olsun."
Annemle babam yemeğe ara verip bana bakmaya başladılar. Bu sırada beş yaşındaki kardeşim yemek istemediğini söyleyerek ağlıyordu.
"Allah Allah niye arıza çıkmış ki?"
"Hangi okul kızım?"
Annemle babam bütün ilgiyi üzerime vermişçesine bana bakarak soru sormaya başladılar.
"Yıldırım Koleji baba."
Babam ile annemle bu konu üzerinde konuştuktan sonra yemeğimizi yemeğe devam etmiştik.
Anneme sofrayı toparlamaya yardım ettikten sonra herkese iyi geceler dileyip odama çıktım. Zaten kendimi yorgun hissederken birde hayatta valizleri toplamakla uğraşamazdım. Yatsı namazı için abdest almaya lavaboya ilerledim. Sonra da bir güzel uyuyacaktım.
🕊️
Bir sonraki bölüm diğer karakterlerle tanışacaksınız.
Oy ve yorum, lütfen:)
Bu bölüm kısa oldu ama diğer bölümler daha uzun olacaktır.
İnstagram: aksamesintisi_
Allah'a ısmarladık 🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİGAR
Romance🌿İslami Aşk Romanı 🌿 Çökmüş hayatının emareleriyle nefes almaya çalışan fakat aldığı nefesi ona haram kılan bir kadın yüzünden çocukluğu mahvolan bir adam. Duygularının kaybolduğunu düşündüğü karanlık kuyudan onu çekip kurtaran bir kadın. Adam ilk...