20 "Oyun"

4.2K 233 27
                                    

Selamün Aleyküm🌼

Oy ve yorum yapmayı unutmayın, olur mu? 🙈🥰

Keyifli Okumalar...

🕊️

"FİGAR-20.Bölüm" Sunar...

🕊️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕊️

Duygularımın karışık olduğu bu zamanda artık kafamı toplamam gerektiğini söyleyen iç sesime sövüyordum.

Başından beri birbirimizden hoşlanmadığımızı belli ettiğimiz o garip tartışmalarımızdan sonra nasıl oldu da bu hale gelmiştik?

Demir'i ilk gördüğüm zamanlarda anlamıştım umursamaz ve ruhsuz olduğunu. Ama salında gerçekten bir ruhu vardı. Hem de çocuk ruhu vardı. O gözlerine ne kadar kalın duvarlar örse de ben görebiliyordum özlem dolu anne şefkatini. Nasıl görmezdim ki zaten bakışları ve hareketleri yaşadıklarını kanıtlar derecesindeyken.

Yemek sırasında yanıma gelen çocuk ne demişti? "Benim yaram var, ben çirkinim." İçim gitmişti böyle düşünmesine. Ona nasıl çok güzel olduğunu anlatabilirim inandırabilirim diye düşünmüştüm o saniyelerde.

Sonra Demir ayrıldı masadan, duygularının vermiş olduğu ağırlıkla. Anlamıştım. İçinde bir şeylerin yandığını, dayanamadığını. Giderken estirdiği rüzgarda bile kırgınlıklar varken nasıl anlamazdım. Kimse görmüyor muydu onu, çektiği acıyı. Benimle konuştuğunda duygularını gizlemeye çalışırken daha çok açık etmesini.

Anlamıyordum.

Bir anne evladını niye sevmezdi ki?

İçim ürperdi. Sevgi isteyen küçücük bir çocuğa sevgi veremediğimi düşünmek beni duygulandırırken Demir'in annesi neden böyleydi?

Bir kez daha bunları düşünmenin verdiği rahatsızlıkla gözlerimi yumarak şakaklarımı ovdum. Başım feci ağrıyordu.

"Berfin" yanıma gelen tanıdık sesle kafamı çevirdim "ne yapıyorsun burada gelsene çocuklar ile top oynayacağız. Yemeği yedikten sonra enerjileri yükseldi resmen onlarla oynamamız için yalvardılar." Gülerek konuşmasıyla önüme geçip oturması bir oldu. Otururken bakışları halimi anlarcasına kaşlarını çatmış sorgu doluydu. Masanın üzerindeki elimin üstüne güven verircesine sıktı. "Bir sorun mu var?"

Her daim içimi okuyabilen Eda'nın gözünden asla bir şey kaçmazdı. "Ş-şey iyiyim ya bir şey yok, merak etme." Sesimin titremesi ile bana inanmadığını gösteren gözleri saniye saniye öfke doldu. "Yoksa o Demir bozuntusu bir şey mi dedi?" Kafamı iki yana salladım. Onun arkasından gittiğimi bildikleri için doğal olarak bir şey dediğini sanmışlardı.

"Kim o zaman?" derken elimin üzerindeki eli güven verircesine sıcaklığını yayıyordu. Anlatmanın daha iyi olabileceğini düşündüğümden çaresizce kafa salladım. Kabullenmiştim. Onlardan bir şey saklamak hoşuma gitmiyordu. "Eda biz Demir'le bir şey konuştuk." merak dolu gözleri istekle devamını bekliyordu. Boğazımı temizledim. Tam konuşacağım sırada yanıma gelen kızlarla bölündü. "Sen devam et dinliyoruz."

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin