14 "Mangal"

4.7K 257 14
                                    

Selamün Aleyküm...

Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Keyifli Okumalar...

🕊️

"FİGAR-14. Bölüm" Sunar...

🕊️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕊️

Sabah güneşi ormanı kaplamıştı. Bütün ihtişamıyla gözlerimi kamaştırıyordu. Çadırın önündeki bir ağaç kabuğunun üstüne oturmuştum. Bugün herkesten erken kalkmış olmanın bir huzursuzluğu vardı. Fakat sadece bu değil gördüğüm rüyaların da verdiği bir rahatsızlığı görmezden gelemezdim. Gördüğüm rüyadan sonra kalkınca art arda yutkunmuştum. İçimdeki nefes beni boğmak ister gibiydi. Sadece bir rüyanın beni bu kadar etkilemesi garipti. Zaten bu okula başladığımdan beri sürekli farklı rüyalar görüyordum. Bazen sadece kısa kısa görürken bazen de çocuğun hıçkırıklarını dinliyordum. Bu çocuğun kim olduğunu öğrenmek isteyen yanım bana sürekli onu hatırlatıyordu.

Rüyamdaki çocuğun başını dizlerine gömerek ağlama sahnesi sürekli o kulübede Demir'i gördüğüm o ana gidiyordu. Belki de benzetiyorum. Ama gerçekten benziyordu. Sanki ikisinin de hıçkırıkları birbiriyle aynı. İçimdeki huzursuzluğu ve bilinmezliği geçirmek için derin içli bir nefes çektim. Bol bol dua edip namaz kılmalıydım. Allah'a sığınmak her zaman bana huzur verirken o çocuğa da bu huzuru nasip etmesi için ellerimi açmalıydım. Allah'ı izniyle hayızım bittikten sonra bol bol kuran okuyacaktım. Bunu aklıma not ettim.

Sol tarafımdan gelen çalı sesiyle irkilerek o tarafa döndüm. Gelen Mert'ti. Beni bulmuş olmasının verdiği gülümsemeyle yanıma geldi. İki elini cebine sokmuştu. Üstünde mavi sweatshirt altında da siyah eşofman altı vardı. Yeni kalkmış olmalıydı. "Günaydın."

Önümde ayakta duran Mert'e tebessüm ettim. "Günaydın."

Gülümsememle o da gülümsemesini büyütüp, benim aksime çimlerin üstüne oturdu. İki elini dizine dayayarak etrafı süzdükten sonra bana baktı. O sırada bende çevreyi izliyordum. Tek tük insanlar çadırdan çıkmaya başlamıştı.

"Ne yapıyorsun burada tek başına?"

"Bugün biraz erken kalktım, iyi gelir diye kafa dinlemek istedim."
Onaylayan sesler çıkardı. "Ormanlık yerlerde kafa dinlemek çok güzel gerçekten."

Mert sözlerinden sonra aramıza giren telefon sesiyle 'affedersin' diyerek fermuarlı cebini açtı. İçinden telefonu alarak arayana baktı. Kaşlarını hafif çatmıştı.

"Efendim."

"Fark etmez, siz ayarlayın."

" Ben gelemem işlerim var, biliyorsun."

"Tamam , bana haber vermeyi unutmayın."

Telefonu kapattıktan sonra bir müddet yere bakarak kilitlenmişti. Derin düşüncelere dalmış gibiydi. Bir an huzursuz olarak kıpırdandım. O anda beni fark ederek kaşlarını çatmayı bıraktı ve bana döndü. "Durgun görünüyorsun Berfin, yardım edebileceğim bir şey varsa eğer?" Yorgun halimi yanlış anlamış olan Mert'e bakarak kafamı iki yana salladım. "Yok yok bir sorun yok merak etme. Ben biraz yorgun hissediyorum bugün." Geçiştirerek konuşmama gülümseyerek karşılık verdi. Hatta garip bir şekilde sol yanağında daha yeni fark ettiğim gamzesi çıkmıştı. Bu kadar komik gelen şeyi çok merak etmiştim.

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin