33 "Müstakbel Eş"

4.3K 251 107
                                    

Selamün Aleyküm 🤍

Oy ve yorum yapmayı unutmayın🥰

Oylarda azalma görüyorum ve bu beni üzüyor. Lütfen emeğime karşılık oy verin.

Bu arada ATEŞİN RUHU'na da göz atmayı unutmayın. Çok severek yazdığım bir kurgu oldu, sizlerin de hoşunuza gideceğine eminim 🔥👑

Mutlaka Karan'ın ve Eflina'nın hikayesine bekliyorum 👑

Keyifli Okumalar...

🕊️

"FİGAR-33.Bölüm" Sunar...

...

Hayatım darmaduman oluyordu. Yapraklarım soluyor ve kendilerini intihara sürükler gibi rüzgara bırakıyorlardı. Nefes almak istedim. Kötü insanlardan uzakta olup nefes almak istedim. Ama bazı şeyler peşimi bırakmadığı gibi yenilerini doğuruyordu.

Gönderen: Alp

Arkadaşım az önce aradı. Hesabının belirli saatler içerisinde çalındığını öğrenmiş. Üstelik çalındığı saatler attığın mesajların saatiyle aynı. Ama kimin yaptığını bulamıyor.

İç çektim gürültüyle. Suçlu olmadığımın ispatlanması bile işe yaramıyordu iyi olmam için. Kimin yaptığını bile merak etmiyordum. Korkuyordum. Evlenecektim ve bana getireceği şeylerden korkuyordum. Ama bir yandan da mecbur olduğumu biliyordum. Zarar görmemem için bazı şeylere katlanamam gerekiyordu ve ben şimdiden pes etmiştim. Ne olursa olsun güçlü durmam gerektiğini biliyordum sadece.

Annemle konuşmamızdan sonra gece duygulanarak uykuya dalmıştım. Yaşım küçüktü ve ben evlenmeye hazır değildim. Üstelik Demir ile evlenmek beni yoğun duygulara mahkum ediyordu. Bunları görmezden gelmek beni yoruyordu.

Odamdan çıkarak sakin adımlarla aşağıya indim. Bugün hafta sonuydu ve annem kahvaltı hazırlıyordu. Yüzünün düşüşünden ve eskisine göre enerjik olmayan hallerinden onunda dalgın olduğunu görebiliyordum. “Günaydın.” Duyduğu sesle birlikte kestiği ekmekleri sepete koyarken bana döndü. “Günaydın kızım, gel otur.”-
Masadaki sol köşeye, her zaman oturduğum yere geçtim. Kardeşim çaprazımda oturup bana şebeklik yaparken keyfimin olmamasından dolayı sadece tebessüm ederek öpücük attım. Kahvaltılıklara kısa bir bakış attım ve tekrar anneme döndüm. Setinin üzerinde duran telefonunu eline almış ve bir şeye dikkatlice bakarak gözlerini kısıyordu. Masaya gelip oturduğumda merakla kaşlarım çatıldı. Telefonunu elinden bırakıp masanın üzerine koyduğunda göz göze geldik. Derin bir nefes alarak konuşacağının sinyallerini verdi. “Deden mesaj attı, evlenme işini ayarlayacaklar bugün. Aslında dini nikah kıymayacaktık ama deden ile Mustafa Dede ısrar etti, inandırıcı olsun diye.”

“Anladım” dedim kısık sesle mırıldanarak. Dini nikah kıyacağımıza şaşırmamıştım çünkü dün geceden beri evlilik konusunda düşünmüş ve ne olacaksa olsun diyerek son noktayı koymuştum. “Kızım ben diyorum ki, acaba bugün buluşsanız bir nikah tarihi alsanız birlikte. Hem Demir’le de konuşmuş olursunuz biraz.” Kaşlarımı kaldırdım şaşkınlıkla. Annemin kafasına bir şey düşmüş olabilir miydi? Çünkü şuan bu hareketi hiç hayra alamet değildi. “Anne... Sen iyi misin?”

“İyiyim kızım bir şey yok. Hatta sen kızlara da haber ver seninle gitsinler. Seni yalnız bırakmasınlar.” Bir şey demeden kafa salladığımda Cebimdeki telefonu çıkardım. Bu sırada Hamza yanıma gelip oyuncağı kucağıma koyarken şebeklik yapıyordu. Yanağını öptüm ve tekrar telefona gömüldüm. Yüzü asıldı ve arkasını dönerek benden ayrılmak için adım attığında dayanamadım, kolumu beline sararak kucağıma oturttum. Küçük ve tombul ayaklarını sallandırırken gülümsüyor ve kendi kendine konuşuyordu.

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin