25 "Ego Savaşı"

3.9K 274 147
                                    

Selamün Aleyküm herkese 🤍

Oy ve yorum yapalım, lütfen. 🥰

Bu arada hikayelerime oy veren, yorum yapan kısaca bana destek olan herkese çok teşekkür ederim. Hepiniz çok tatlısınız ve beni ne kadar mutlu ettiğinizi anlatamam bile. 🙈🤍🕊️

Keyifli Okumalar...

🕊️

"FİGAR-25.Bölüm" Sunar...

🕊️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕊️

"Gerçekten iyi iş çıkardınız, tebrik ederim çocuklar."

Gülümseyerek "Teşekkür ederiz." dedik Ahmet hocaya.

Öğretmenler odasında beden hocasının yanındaydık. Bizi edebiyat dersinin ortasında nöbetçi öğrenci yardımıyla çağırmıştı ve dün ki voleybol oyununu kazanmamızdan bahsediyordu.

Gözlerindeki parıltı ve gururla bakan hoca gülümserken aynı zamanda sandalyesinde geriye yaslanmış bizi inceliyordu. Saçları inek yalamış gibi arkaya taramış ve kir sakallı bir çehresi vardı. Üstünde siyah beyaz eşofman takımı vardı ve daha öncelerde olduğu gibi hep eşofman giyiyordu. Yaşına göre vücudunun dinç olduğu belli olan Ahmet hoca son derece güler yüzlü ama erkeklere karşı daha çatık kaşlı bir adamdı.

Gözlerini hepimizin üstünde teker teker gezdirdi ve "Voleybol geçmişiniz var mı? Yani daha önce bir kulübe falan katıldınız mı?" dedi.

Eda boğazını temizleyerek konuşacağının sinyallerini verdi. "Yok hocam yani sadece kendi aramızda oynuyoruz."

Ahmet hoca Eda'nın sözlerine kafa sallayarak masaya doğru eğildi ve kollarını masanın üstünde kavuşturdu. "Anlıyorum çocuklar. Açıkçası beni şaşırttınız. Daha önce okula sizin gibi başörtülü kızlarımızın voleybol gibi etkinliklerde iyi olduğunu görmemiştim. E haliyle garipsemeden olmuyor."

Aslında İrem ile oynarken acayip mükemmel oynamamıştık ve aynı zamanda aramızda çok büyük farkla oyuna başlamıştık. Yani onlar gerçekten çok iyi oynuyorlardı ve eminim ki bir daha oynasak onların yenme olasılığı yüksekti. Ama yine de voleybol geçmişi olmayan bizlere göre  yine de iyiydik.

"Peki şimdi voleybol kulübüne katılmak gibi bir düşünceniz var mı?" diyen hocamızı derin bir sessizlikle ağırladık. Şimdilik hepimizin düşüncesi çelişkiliydi ve emin olamıyorduk. Bu yüzden Tuğçe söze başlayarak bizi kurtarmayı tercih etti. "Hocam sanmıyorum fakat biz yine düşünür size haber veririz."

Daha sonra odadan çıktığımızda hepimiz yan yana sınıfa ilerlemeye başladık. 

"Ben voleybol kulübüne falan katılmak istemiyorum." Ceren kollarını kavuşturarak sessizliğe son verdiğinde kafamı ona çevirdim ve "aslında benim de katılmak gibi bir düşüncem yok."

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin