🌿İslami Aşk Romanı 🌿
Çökmüş hayatının emareleriyle nefes almaya çalışan fakat aldığı nefesi ona haram kılan bir kadın yüzünden çocukluğu mahvolan bir adam. Duygularının kaybolduğunu düşündüğü karanlık kuyudan onu çekip kurtaran bir kadın. Adam ilk...
Arkadaşlar bu bölümde herkesten oy ve yorum bekliyorum. Yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Bölüm, diğer bölümlere nazaran daha uzun ve yorucu oldu, beğeneceğinizden eminim. 🤍
Keyifli Okumalar...
🕊️
"FİGAR- 50. İHTİRAS" Sunar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🕊️
"Mahvediyorsun..." demişti.
Gözlerinden geçen bin bir türlü duygudan sadece çaresizliği gördüm, öyle bir baktı ki bana. Bunun farkında olmak ve afallamak, hemen ardından o afallamamın üzerine duygu yoğunluğu katan soru.
"Benimle evlenir miydin?"
Kalbim öyle bir atmıştı ki o anda. İçerisinde olduğumuz araba, sokaktan geçen insanlar, radyodan çıkan o kısık ses slow müzik...
Ya bayılacaktım ya da nefessizlikten ölecektim. Beyin fonksiyonlarım durmuş gibi hissettim, yanaklarımdaki ısıyı göz çevrelerime de sıçramış, dolmasını sağlamıştı. Bir ara gözlerinde nefeslenmiş ve ağırca yutkunmuştum. Alp ile evlenmek... Bir an gözlerimden önünden amansız sahneler döküldü.
Alp ile ellerimiz birbirine kilitlenmiş, dudaklarının baskısını elimin dış kısmında hissediyorum. Öperken gözlerini kapatıyor ve kokumu içine çekercesine göğsü kabarıyor. Yanaklarımdaki kızarıklık benden izinsiz ortaya çıkıyor, gülümsememe engel olamıyorum.
Tam o sırada bize doğru koşan sarı saçlı, beyaz tenli, mavi elbiseli bir kız çocuğu. Saçları iki taraftan bağlanmış kuyrukları her zıpladığında oynayan, sevimli yanakları olan...
Koşarak Alp'e sarılıyor, Alp burnunu ve dudaklarını küçük kız çocuğunun boynuna yaslıyor. Küçük kızın kıkırtıları kulağımda şenleniyor, yüzümdeki gülümseme herkese bulaşmış gibi.
Alp cevap vermediğim her dakika içerisinde daha fazla hayal kırıklığına uğruyordu. Ağır ağır yutkunması, alnının kırışması, dudaklarını dişlemesiyle birlikte gözlerini kaçırması.
Ağzımı açıp bir şey söylemek istiyordum, ama ne söyleyeceğimi bilememek büyük engeldi. Boğazımda koca bir yumru vardı sanki, yutkunduğumda daha da zorlaştıran. Bu andan nasıl kurtulabilirdim?
Direksiyonun altındaki bölmeye anahtarını sokan Alp ile birlikte araba titremiş ve motor çalışma sesini duymuştum. Hiç bir şey söylemeden, yüzüme bakmadan direksiyonu çevirip sokaktan çıkmak üzere gaza bastı. Ellerimi ovuşturup ara sıra yüzüne melül melül baksam da... Yok! Bana bakmıyordu.
