41 "Başa Çıkamayanlar"

4.7K 306 57
                                    

Selamün Aleyküm herkese 🤍

Bölümün geç geldiğini sizleri çok beklettiğimi biliyorum. Bunun için, içtenlikle söylüyorum, o kadar çok üzülüyorum ki. Kurslardan okul ödevlerinden vakit bulamamayı bırakın, yorgunluktan psikolojim bile bozulacak düzeye geldi. Rahat rahat bölüm attığım ve Figar üstünde iyice düşünerek yazdığım dönemde çok güzel editlerde yapıyordum. Ama şimdi bunun için bile zaman bulamıyorum. ✍🏻

Şunu da söylemek istiyorum. Bir okurumun instagram aracılığıyla yazdığı mesaj beni ayağa kaldırdı diyebilirim. Eğer şuan bunu okuyorsa ona kalp bırakıyorum.❤️ Umarım bölümü beğenir ve hayat ona güzel kapılar açar.

Oy ve yorum yapmayı unutmayalım. 🐥

Keyifli Okumalar...

🕊️

"FİGAR-41.Bölüm" Sunar...

Sırtımdaki sırt çantasının ağırlığı sağ omzuma bıçak deşermişçesine his bırakırken homurdanarak yerimde kıpırdandım. Kolumdaki saate bakarken derse yarım saat kalmış olmasının rahatlığını yaşıyordum. Üzerimdeki siyah trençkotun cebinden ellerimi çıkartıp telefonumun şarj kısmına baktım. 

%60

Yeterli olduğunu düşünüyordum. Normalde her gece yatmadan önce telefonumu şarja takar ve şarjımı %100 yapıp okula giderdim. Tabii bu dün gece neredeyse saat üçe kadar Eda'yla sohbet etmemizden kaynaklanıyordu. Ne olduğunu anlamadan balkonda gökyüzüne bakarak sohbet etmiş ve üşüyünce de sohbetimizin devamını yorganın içine girerek yapmıştık. O duygularını beceriksizce anlattığı sıralarda bende tebessümle dinlemiştim. Şimdi kulağında kulaklıkla camdan dışarısını izliyor ve eliyle oynadığı mektupla birlikte dışarıya bakarak sırıtıyordu.

Ve evet, mektubun içinde yazanları bana daha okutmamıştı.

İçim içimi kemirse de saygı duymam gerekiyordu. Aralarında bariz bir şeyler vardı ve yeni yeni filizleniyordu. Bunu getirisiyle bazı güzel şeyleri doyasıya yaşasın istiyordum. Ama beynimi virüs gibi kemiren soruyu da kafamdan atamıyordum.

Ya ilerde birbirlerine olan duygular çok ağır basıp sevgili raddesine gelirlerse. Ki Eda buna asla izin vermez. Ama olurda nefsi dayanamaz ve haram olduğu adamın elini tutarsa?

Bu sefer Eda yıkılırdı şüphesiz.

İneceğimiz durağı fark ettiğimde dirseğimle kolunu dürttüm leylamızın. İrkilerek bana döndüğünde yüzündeki gülümsemeden de eser kalmamıştı. Sanırım deli gibi güldüğünün o da yeni farkında oluyordu. Zavallım.

Daha iki ay önce ben erkekleri sevmem diyordun. Şimdi ne oldu?

İçimdeki imalı sözleri yutup bir şey demedim. Ama bir ara çok pis dalga geçecektim tabii ki.

Duraktan okula doğru yürürken kolumu koluna geçirdim. Bu sırada mektubu cebine koydu. Durakla okul arası kısa mesafe olduğu için hemen ulaşmıştık. Bahçeye girip gözlerim etrafı taradı bir süre. Garip bir şekilde bizim gibi erken gelen İrem'e kaydı gözüm. Arkadaşlarıyla konuşuyor ve tek tük öğretmelerin göz hapsinde iken sigara içiyordu. 

Bankta oturan tanıdık yüzleri gördüğümüzde Eda'yla ilerledik. "Günaydın," diye mırıldanırken Tuğçe ve Ceren'in bizi takmadan birbirleriyle sohbet etmesine kaşlarımı kaldırdım. "Günaydın," diyerek bastırdığımda Ceren göz ucuyla bakıp ağzının içinden karşılık verdi. Az daha sessiz söylese duymayacaktım yani.

Derin bir iç çekerek kafamı iki yana sallarken Eda'ya baktım. Gülmemek için direnen dudakları ile kollarını birbirine dolamıştı. Ben ona bakınca o da bana döndü. 

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin