🌿İslami Aşk Romanı 🌿
Çökmüş hayatının emareleriyle nefes almaya çalışan fakat aldığı nefesi ona haram kılan bir kadın yüzünden çocukluğu mahvolan bir adam. Duygularının kaybolduğunu düşündüğü karanlık kuyudan onu çekip kurtaran bir kadın. Adam ilk...
Selamün Aleyküm, umarım oruçlarınız güzel geçiyordur. Ben zorlanıyorum biraz fakat Allah sabrını gerçekten veriyor. Elhamdülillah! 🥰
Oy ve yorum yapar mısınız?
Keyifli Okumalar...
🕊️
"FİGAR-12.Bölüm" Sunar...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🕊️
Ellerimi birbirine sürttüm. Akşam olmuştu ve haddinden fazla üşüyordum. Derin bir iç çektim. Kamp alanına Demir sayesinde varmıştık. Gittiğimiz yol boyunca hiç konuşmamış ayak seslerimizin mesken tuttuğu yollarda hava kararmaya yakın ulaşmıştık. İçimde ki sıkıntı yüzünden elimi sertçe göğsüme dayadım. Demir'i görmeden önce de gördüğüm rüyalardan dolayı huzursuzdum fakat onu görünce daha çok artmıştı. Üstelik o kulübede Demir'in çaresizce ellerini bacaklarına sarıp cenin pozisyonuna geçmesi beni derinden etkilemişti. Sanki daha önce de birçok kez üzülmüş ve üzüntüsünü kimseyle paylaşamayan bu adam yalnızdı. Her defasında kimseye belli etmemeye çalışıp kendini gizlemesini anlamıyordum. Onu bu kadar ne üzüyordu.
Düşüncelerimden arınıp çadırın içine giren arkadaşlarıma baktım. Endişe içerisinde bana bakıyorlardı. Ceren elinde ki sıcak kahveyi buz kesmiş ellerime verdi. Keyifle sarmaladım sıcak bardağı.
Üzerimdeki kalın pikeyi sol elimle biraz daha üstüme sardım. Bu sırada Eda dayanamayarak konuştu. "Nasılsın kuzum? Nasıl hissediyorsun? Karnın aç mı? Açsan birşeyler hazırlarım sana, ha." Endişeli sesine yorgunca gülümsedim. Kendilerini içten içe suçladıklarını biliyordum. Onlar kaçtığı için ben onları kovalamış ve yolumu kaybetmiştim. Ama kaybolacağımı nereden bilebilirlerdi ki? Gözlerimi yorgunca kırpıp içtenlikle tebessüm ettim.
" Kızlar gerçekten iyiyim, zaten geldikten sonra iki tane tost yedim ve tokum. Sadece biraz yorgun hissediyorum." Tuğçe derin bir iç çekerek yanıma yaklaştı ve sesini hafif kısarak konuştu. "Sen geldikten sonra Demir hiç çadırından çıkmadı. Hocalardan biri Demir'in nasıl olduğunu görmek için çadırına girmiş. Yaklaşık on beş dakika boyunca çıkmadı." Sağ cebinden krem çıkarıp bana gösterdi. "Hoca çıktıktan sonra beni yanına çağırdı ve bu kremi ayağına sürmemi istedi. Ve garip olan ise hocanın çadıra girerken elinde krem falan olmaması, çıktığında vardı. Demek ki Demir seni düşünüp böyle bir centilmenlik yapmış."
İnanamayarak Tuğçe'ye baktım. Demir'in böyle birşey düşüneceğini asla tahmin bile edemezdim. Bence bunda bir yanlış anlaşılma vardı. Daha fazla düşünmek istemeyerek yüz ifademi sabit tuttum ve yorgun gözlerimle oturduğum yatağa uzandım. " Neyse kızlar kendimi çok yorgun hissediyorum, daha sonra konuşuruz olur mu? Kızlar beni onaylayarak kalktılar. Gözlerimi yorgunca kapattığımda en son birinin yorganı boğazıma kadar çektiğini ve yanağıma buse kondurduğunu hissettim.
