2 "Karşılaşma"

8.4K 390 47
                                    



🕊️

"FİGAR-2.Bölüm" Sunar...

Gökyüzü yine ihtişamlı bir mücevher gibi parlıyor. Bugün gökyüzü daha bir güzel sanki. Mavili bir kapağın üstünden beyaz tozlar, bulutlar. Bulutlar sanki masallardan çıkmış gibi farklı suretlere bürünüyor. Şuan da iki kulağı ve iki dişi olan tavşan görüyorum. Yüzümde bunu fark etmiş olmanın tebessümüyle. Hemen üstünde ki bulutta sinirli bir çehre görüyorum. Hayır, bunu görmek hoşuma gitmedi, yüzümü buruşturuyorum.


Yüzümü yavaş yavaş karşı kaldırımdaki direğin oraya indirdim. Bir çocuk düşmüş olacak ki bir elini dizindeki yaraya bastırıyor diğer elini de direğe yaslamış tutuyordu. Yüzünde acının getirdiği gözyaşlarıyla çaresizce annesini bekliyor. Annesi endişenin izlerini taşıyan yüz ifadesiyle hızlı bir şekilde çocuğun yanına diz çökerek oturuyordu.

Bir çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey anne değil midir? Onu sarıp sarmalayacak ve dizindeki yarayı öpecek bir anne. Çocuk düştüğü zaman sanki acının gitmesi o kadar önemli değilmiş gibi ilk önce gözleriyle annesini aramış olması, annenin gerçek önemini anlatıyor işte.

Kaldırımdaki anne ve çocuğu izlerken bir anda karşıma çıkan gri arabaya çevirdim bakışlarımı.

"Berfin, hadi atla."

Ceren arabanın yolcu koltuğunda babasının yanında oturmuş bana acele etmemi söylerken hızlı bir şekilde arka kapıyı açtım.

Arka koltukta oturan arkadaşlarıma günaydın dedikten sonra sessizliğe kucak açmıştık. Umarım bugün okulda iyi vakit geçirirdik.

Okula ilk başladığım zamanlar kapalı olduğum için fazlasıyla dışlanıyor ve kimse benimle arkadaş olmayı ve konuşmayı kabul etmiyordu. Erkekler en ufak şey de benimle dalga geçiyordu. Bunu bir hocam ile görüştüğümde yapacak bir şey olmadığını beni başka bir sınıfa alabileceğini söylemişti. En azından bunun daha iyi bir karar olduğunu düşünerek kabul etmiştim. Gittiğim sınıfta ise kızlarla tanışmış ve çok yakın arkadaş olmuştuk. Belki en baştan o sınıfa gitseydim kendimi daha iyi hissedecektim. Ama buna da şükür ki, sınıftan ayrılmayı kabul etmiştim.

Şimdi ise Yıldırım Koleji öğrencileriyle bir sorun yaşamamayı umut ediyordum. Orda fazlasıyla kibirli ve zengin öğrenci olması fazla konuşuluyordu. Bu da ister istemez insanı geriyordu.

Geldiğimizi söyleyen Ceren'in babası Sadık amcaya teşekkür ettikten sonra arabadan indik. Kızlar ile yan yana okul giriş kısmındaki tabelaya baktık.

"ÖZEL YILDIRIM KOLEJİ"

İstemsizce derin bir nefes çektim. Belki de boşuna kendimi geriyordum ama bir yandan da haklı olduğumu biliyordum. Kapalı olduğum için okulumuzun bizimle dalga geçmesi eskisi gibi fazla olmasa da ilk zamanlar ağır hakaret ediyorlardı.

'Neden kapalısın? Yeterince güzel değil misin?'

Gibi saçma sorular fazlasıyla sinirlerimizi bozuyordu.

Kafamızda ki düşüncelerimizi bir kenara atarak hızlı adımlar okulun giriş kapısından içeri girdik. Tören olduğu için dizilen iki okulda gürültülü bir şekilde konuşuyordu. Kendi okulumuza gidip sınıfımızın en arka sırasına geçtikten sonra konuşmayı dinlemeye başladık.

FİGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin