Selamün Aleyküm:)
Oy verir misiniz lütfen?
Keyifli Okumalar...
🕊️
"FİGAR-7.Bölüm" Sunar...
Bileğimin acısıyla kalbimdeki huzursuzluk birbirine girmişti adeta. Acıdan dolayı gözlerimdeki musluklar açılmış ve birkaç damla veda etmişti göz pınarlarımdan. Pişman mıydı? Bilemiyordum. Onu neredeyse iki gündür görmüyordum. Hafta sonuna denk gelmişti ve ben pazar tatili olarak kütüphaneye gitmiştim. Elimdeki Sabahattin Ali'nin İçimizdeki Şeytan kitabını masaya bıraktım. Derin bir iç çekerek sağımdaki camdan dışarıya baktım. Yüzümde derin bir düşünceli hal olduğunu biliyordum. Duygularım birbirine girmişti. Bu kafamın karışık olmasının nedeni dün gece gördüğüm kabustu. Yine daha önce gördüğüm ağlayan adamı gördüm. Derin bir çaresizlikle bana el uzatıyordu. Yüzü karanlıktan görünmüyordu. Ama içinde nasıl bir sıkıntı varsa adeta içli içli ağlıyordu. O adama bağırmak istedim. Neden ağladığını sormak istedim. Ona yardım etmek istediğimi dile getirmek o kadar istedim ki ama yapamadım. O etkileyici rüyadan çoktan uyanmıştım. Hala rüyadan sahneler gözümün önüne geliyordu. Ağlayan adamın geniş ve sert omuzlarının ağlarken titremesini düşündükçe içimdeki esip gürleyen fırtınaları tarif edemezdim. O gecede Rabbime dua ettim. O adamın içindeki üzüntüyü al diye. Neden bilmiyorum ama şuanda o kişiyi tanısam ona yardım etmek için elimden geleni yapardım. Ama maalesef ki yüzünü bile görememiştim.
Nefes alışverişimle camdaki buğuya baktım. Sağ elimi kaldırarak buğunun üzerine kırık bir kalp çizdim. Bunu yaparken hafif inledim. Bileğimin acısı hafif hafif hissediliyordu. Anneme ve babama söylemek istememiştim ama onlar bunu fark etmişlerdi. Onlara ilk kez yalan söyleyerek düştüğümü söyledim. Beni dikkatli olmam konusunda tembihlediler. Bende onlara çocuk olmadığımı ve arada olur böyle aksilikler diyerek konuyu kapatmıştım. Gülümsedim. Arkadaşlarımın benim için endişelenmesini hatırladıkça tebessüm etmemek mümkün değildi.
O koridorda olanlardan sonra kızlar bileğimi görmüş ve Eda'yı zor tutmuştuk. Onları dayak manyağı edeceğini söyleyen arkadaşıma saçmalama diyerek geçiştirmiştim. Hepsi manyaklardı. Ama onları seviyordum.
"Merhaba." Sol tarafımdan gelen sesle irkilerek düşüncelerimi savuşturdum. Kafamı çevirdim. Yüzümdeki şaşkın hali silemiyordum. Çünkü gelen Mert'ti. Demir'lerin aralarının bozuk olduğu Mert. Yüzüme tebessüm takarak ona baktım. "Merhaba." Gülümseyerek karşımdaki sandalyeye çeken adama baktım. Üstündeki kahverengi montu içindeki siyah gömleği ve altında siyah kotla duruyordu. Montun önü açıktı ve altında siyah botlar vardı. İncelemeyi keserek camdan dışarı baktım. Yanlış anlamasını istemiyordum.
"Nasılsın?" Bu ne samimiyetti anlamış değildim, daha önce konuştuğumuzu hatırlamıyordum. Sadece bir kere çarpışmıştık o kadar. Çok takılmayarak kafamı ona çevirdim ve boğazımı temizledim. "İyiyim. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim." Ne diyeceğini bilememenin getirisiyle yüzünü camdan dışarı çevirdikten hemen sonra bana baktı. "Şey geçmiş olsun. Bileğin kötüymüş. Şuan nasıl?" Ona anlamayarak baktım. "Sen nereden biliyorsun?" Alayla gülümsedi. "Okulun internet sitesinde şu anda en çok konuşulan konusunuz." Nereden duymuşlardı? Ben kızlardan ve ailemden başka kimseye söylememiştim. Demir'in yapacağını da sanmıyordum. Kesin biri duymuştu, kesin. "Sağol daha iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİGAR
Romance🌿İslami Aşk Romanı 🌿 Çökmüş hayatının emareleriyle nefes almaya çalışan fakat aldığı nefesi ona haram kılan bir kadın yüzünden çocukluğu mahvolan bir adam. Duygularının kaybolduğunu düşündüğü karanlık kuyudan onu çekip kurtaran bir kadın. Adam ilk...