3.Bölüm

52.8K 3.3K 410
                                    

📍Hoş geldiniiizzz

İnstagram:Servestizm
Wattpad:servestizm

Beni takip etmeyi unutmayııınnn.. ❤️

Keyifli okumalar

*******

Çok şaşırtıcıydın.
Sisler içinden ansızın çıkıveren
Görkemli bir gemiydin.

Denizden fırlayıp taklalar atan
Kocaman gümüş balıktın.

Kıpkırmızı karpuza saplanan
Kara saplı bıçaktın.

*******

Aslan tapu işleri için pazara indi o gün, normal bir gününün normal bir işiydi bu. Ama o normal günlerinden oldukça farklı olarak içi bir kıpır kıpırdı.

Ahmet'le konuştuktan sonra garip bir heyecan sarmıştı tüm bedenini. Ne oldu ne olacak diye düşünüp sürekli sırıtmaktan kendini alamıyordu bir türlü.

Daha iki üç kez gördüğü kızın üzerinde böyle bir his bırakması da şaşılacak şeydi açıkçası. Garip, acısı olmayan ve oldukça hoşuna giden bir hastalığa yakalanmış gibiydi, kalbi fazladan çarpınca tedirgin hissediyordu sadece.

Kendisi Ahmet'le konuşurken annesi Makbule'de boş durmamıştı öğrendiğine göre, komşulara sormuş, bilgi toplamıştı kız hakkında.

Becerisinden önce edebini, hayasını sormuştu. Hoşgörülü müydü? Kalbi temiz miydi? Sevgi, şefkat nedir bilir miydi? En önemlisi Allah korkusu taşıyor muydu? Erkeklere karşı hevesli olup herkese göz süzenlerden miydi? Yoksa tam tersi mi..?

Bu soruların hepsini sormuş, aldığı cevaplardan da son derece memnun halde evine dönmüştü, oğluna da bir aferin çekmeyi ihmal etmemişti. Keyifliydi. Onun keyfiyle Aslan da keyiflenmişti.

Aslan kızı daha doğru düzgün tanımıyordu ama gönlünü takmıştı bir kere eteğinin ucuna. Kız nereye gitse oraya sürükleniyordu peşinden. Gördüğünden bu yana iki haftayı devirmişlerdi herhalde, ama nereye çalışmaya gitse bir bahane bulup peşine düşüyordu Aslan. Belki rahatsız olur diye de hep uzaktan bakıyordu öyle.

Bu duruma en çok gülen de tabii ki Samet oluyordu.

Islık çalarak yürümeye başladı pazar meydanında. Hem dededen kalma hem de kendi aldıkları çok arazileri vardı. Bu arazilere biraz daha katmış mallarını fazlalaştırmışlardı yakın zamanda.

Ama onca tarlanın içinde aldıkları yeni bir tarla çürüğe çıkmıştı nerdeyse.

O da mecazen tabii, tapu işlerini üç aya yakın zaman geçmesine rağmen tamamlamıyorlardı, tabii karşı taraf yüzündendir bu. Parayı öderken önemsememişti Aslan, sonuçta burada bir şanları, şerefleri ve bir isimleri vardı.

Kimse geçip de karşılarına hile yapamazdı yani. Hele böyle parayı alıp da tapuyu vermemek, bunu hiç yapamazlardı.

O yüzden gitti yine arsaları aldığı adamın yanına, konuştu. Tapu hala yoktu, biraz daha zaman alacak diyorlardı. Belediyeye gidip halledilecek işti, ama tarlanın asıl sahibi başka yerde oturduğu için gelemiyor, iş de uzadıkça uzadı.

Sıkıntı çıkartacak gibiydi.

İş yokuşa sürülmesin diye Aslan biraz daha para saydı adama. Ne kadar hızlı o kadar iyiydi. Gereksizdi bu yaptığı ama zaten kendilerine göre yok fiyatına almışlardı o tarlayı. Sıkıntı çıksın istemiyordu sadece. Bu küçük pürüzler her zaman insanın canını sıkar, yapmayacaklarını yaptırırdı.

DİVANELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin