📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz
Yeni bir bölümle karşınızdayım, umarım sevdiğiniz bir bölüm oluuur...
Oy vermeyi ve satır aralarına yorum bırakmayı unutmayınııız.. Düşüncelerinizi merak edirem.
Keyifli okumalarrrr ❤️
🚜******🚜
Nare dalgın dalgın karıştırdı ocağın üzerindeki pancar yemeğini, geçen günlerde fındıklıkta gelen haberden sonra kafası oldukça dalgındı ve şimdi de aklı fikri sabah merkeze giden Aslan'daydı.
O yüzden fırına sürdüğü ekmek de burnuna yanık kokusu gelince aklına gelmişti.
"Eyvah!" hızlıca sapı kısa kepçeyi bırakıp ekmeği almak için el bezi aradı, az önce elini sildiği nemli havluyu gördüğü gibi kaptı ama bu kez de tepsiyi tutunca havlusu nemli olduğu için eli yandı, tepsiyi çıkardığı gibi sobanın altındaki metal yere attı bezle birlikte, yanan eline üfledi canının acısıyla.
O arada sapı kısa olan kepçe de yemeğin içini boylamıştı, iki saat de kepçeyi nereye koyduğunu hatırlamaya çalışıp onu arayacaktı..
Zaten yemeğin de mısır ununu ayarlayamamıştı..
Derin bir nefes alıp yanan sobanın önüne bağdaş kurdu dertli dertli. Derin bir nefes almaya çabalasa da olmuyordu bir türlü. Son günlerde Aslan'la aralarında görünmez bir engel olduğunu hissediyordu.
Aslında evli ve mutluydu, Aslan'a aşıktı, ailesine kaynaşmış arada da teyzesini ziyarete gidiyor, sık sık onlarla konuşuyordu. Aileler de iyi anlaşıyor, yardımlaşıyordu.
Bu hayatı sevmişti, eskiden sorsalar hayalini bile kuramazdı böyle bir düzenin ama şimdi buna sahipti..
Ve bir şeye sahip olmanın ağırlığını da kaybetme riskini gördükçe anlıyor, bu sevdiği hayatı bozulur diye ödü kopuyordu.
Fındık toplarken gelen o haber Aslan ne kadar önemsiz dese de içine ilk kurdu düşürmüştü.
Ziraat mühendisi bir kadın..
Aslan'ın yaktığı orman..
Orman'ı Aslan yaktı diye konuşan gevşek ağızlı köylüler...
Biri bu işin peşine düşer de Aslan'a dava açarsa ne olacaktı? Ya da bu ihale meselesine giren kodaman adamlardan biri Aslan'ı gözüne kestirir de zarar vermeye kalkarsa ne olacaktı?
Cihangir ağabeyinin bu dava işlerinde sözünün geçtiğini, tanıdıkları olduğunu biliyordu ama o gün fındıklıkta Aslan'la konuşurken onun sarsılmaz ifadesi de tereddütlüydü.
Nare'yi asıl korkutan şeylerden biri de buydu aslında.
Bugün de çarşıya gitmişti Aslan ama kaç günden beri bu konuda ağzını bıçak açmıyordu. Gelip öpüyordu saçından, güzel güzel bakıyor, konuşuyordu. Her şey seyrinde gidiyordu yani.
Ama ne zaman ihaleden ya da o yangından bahsedecek, soru soracak olsa hemen konuyu değiştirip dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Ya fiziksel ya sözel hiç sekmeden uzlaştırıyordu Nare'yi bu konulardan.
"Devlet sırrı saklıyor sanki." diyerek homurdandı kendi kendine, "İki üç kelam edip anlatacaksın yani böyle böyle oldu diye çok mu zor."
Gözlerini kapatıp eğildi, bağdaş kurduğu dizine dirseğini, eline de başını yasladı. Aslan'a bir şey olma düşüncesi, ailelerinin dağılma ve onu kaybetme düşüncesi bile aklını yerinden oynatacakmış gibi bir his veriyordu Nare'ye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANELİ
Teen FictionKöy işi aşk... Hikaye 90'lı yıllarda Karadeniz'in bir köyünde geçmektedir. Ama Karadeniz şivesi barındırmaz.. 🚜🍉🏚