45.Bölüm

30.5K 1.8K 178
                                    

📍Hoş Geldiniiiizzzzzz

Uzun bir zamandan sonra tekrar buluşabildik nihayet...

Çok kez gelmesi gereken ama benden kaynaklı tamamlanamayan bir bölümdü, şuan içime sinmiş durumda, umarım siz de beğenirsiniz.

Keyifli okumalaarrr 💞

🚜

*******45

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*******
45.Bölüm

*******

Titreyen ellerini birbiri üzerine koyup engellemeye çalışarak durdu Nare, gözleri sarsılarak giden arabanın camından dışarıyı izliyor, saçları kocasının parmak uçlarında hafif hafif okşanıyordu.

Korkmaması gerekiyordu. Bu riskli olan dava değildi, ona daha dört gün vardı.

Dört koca gün, dört kısacık gün.

Dinlediklerini doğru anladıysa eğer Celil soysuzunun attığı iftira, yani Aslan'ın sözde Celil'in ailesini ne idüğü belirsiz bir ormana kapatması meselesinde itiraz için sağlam kanıtlar bulmuşlardı. Kanıtlar bulununca da Cihangir'in elinin değmesiyle bu mahkeme hızlıca erkene çekilmişti.

Mahkemenin zamanının değişebildiğini de yeni öğreniyordu, zaten bu işleri Aslan'ın davası olmasa hiç bilmezdi Nare.

Son günleri ne kadar kederli olsa da güzeldi, her yere birlikte gidiyorlar, Aslan şehre ineceği zaman Nare'yi yanı başından ayırmıyordu. Bazı görüşmeleri yapmasını da Aslan'ın dükkandaki odasında bekliyordu.

Bugün yine öyle olacaktı.

Cihangir ve Aslan mahkemeye gidecekti, kanıtları sunacaklar ve bu mahkemeyi kapatacaklardı. Cihangir bu işin gereksiz olduğunu, sadece diğer mahkemeye kadar oyalama çabasında olduklarını söylemişti Nare'nin onda ilk kez duyduğu öfkeli bir sesle.

Aslan sessizdi.

Onun bu sessizliğini neye yorması gerektiğini de bilmiyordu Nare. Ama çoğunlukla geleceği düşündüğünü, hapse girerse kendisini yalnız bırakacağı fikrini aklından atamadığını biliyordu.

Kendisi de atamıyordu. Dün gece sabaha kadar uyumamışlardı.

Her zamanki gibi sarılarak yatmışlar, fakat ikisi de gözlerini bir an kapatıp uyumamışlardı. Ağlayışlarını sessiz tutmaya çalışsa da nefesleri azıcık hızlansa Aslan hemen anlayarak daha sıkı sarmıştı bedenini, 'Geçecek' demişti kulağına.

Ama ne zaman geçecekti?

Gözünden hızlıca düşen bir damla yaşı sildi, aynı anda Aslan'ın dudaklarını saçlarının arasında hissetti, "Nare?" diye fısıldadı Aslan, "İyi misin?"

Ona bakmadan kızarık gözlerini pencereden görünen yeşilliğe dikerek başını salladı hızlıca, "İyiyim. Biraz sallanıyor araba ondan şeyoldum."

DİVANELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin