📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz
Günaydınlarrr
Öhmm... Bir kesit eklerken bolca sırıttığım bir bölüm ndmdkdkd
Acaba 300 oy yapabilir miyiz bu bölümde?? Bool bol yorum atmayı unutmayınız, yorumlarınızı çok seviyoore.... ❤️
Keyifli okumalar..
*******
Sen bana ışık ver yeter,
Bende filiz çok...*******
Aslan oturduğu yerde kıpırdandı biraz, gözlerini annesinin üzerinde gezdirdi. Akşam yemeğini bitirmiş, iskelede oturmuş çay içiyorlardı ailecek. Herkes kendi arasında bir muhabbete dalmışken Aslan hiçbir şeyi doğru düzgün dinleyemiyor, sürekli annesine bakıyordu.
Ama Makbule her şeyin farkında bir gülümsemeyle duruyordu öylece, Aslan'a asla bakmıyordu.
Kendiliğinden anlatsa ne olurdu sanki?! Herkesin içinde sormaya çekiniyordu Aslan, özellikle İsa ağabeyinin yersiz dalgalarından...
O İsa'yı düşünürken onun tam tersi olan Cihangir ağabeyiyle göz göze geldi ve onun nadir gülüşlerinden birine rastladı. Cihangir fazla gülmezdi, fazla konuşmazdı, hatta fazla tepki vermezdi.. Bazen hiç vermezdi..
O yüzden bu duruma biraz şaşırmıştı.
"Ana. Aslan merak ediyormuş bugün ne konuştunuz diye." Cihangir, kardeşinin sıkıntısını çözmeye çalıştı bir nebze.
'Gördün mü Aslan? Cihan bile acıdı halimize.'
"Merak ediyorsa kendisi sorsun Cihan'ım. Allah ağız vermiş dil vermiş. Kullansın." Aslan, annesinin kendisine bakmadan verdiği cevapla ters ters bakmaktan kendisini alamadı ama yine de yumuşatmaya çalıştığı sesiyle sordu.
"Ne konuştunuz ana?"
Ayhh..." bu anı bekler gibi derin bir nefes verip tamamen oğluna döndü, "Vallahi oğlum, ne konuşmadık ki?! Her demden bir kaşık aldık."
Hem oğlunu biraz süründürmek hem de naz yapmak niyetindeydi.
"Anne!"
"Oğlum?"
"Nare nasıldı?"
Selvi daha fazla dayanamayarak atladı konuya, "Ayy!! Bir görsen Aslan abi var ya. Hem çok güzel hem çok becerikli. On parmağında on marifet valla. Bir de öyle boş boğaz falan değil. Düşüne düşüne konuşuyor aynı tahsilliler gibi. Adamı dinlemesini de biliyor anlamasını da."
Makbule deminden beri beklediği rolünün çalınmasıyla somurttu, "İyi incelemişsin kızım, istersen sana alalım."
Selvi kendini konuşmaya kaptırdığını fark etti Makbule'nin sözleriyle. Utana sıkıla konuştu, "Yok ana.. Şey. Abim sorduydu ya.. Ondan.." İsa karısının mahcup halini görünce gülerek baktı yüzüne, sonra çekti kolunun altına sahiplenir gibi.
"Anamı boş ver sen anlat Selvi. Başka ne oldu ne konuştunuz." Aslan oturduğu yerde dikelmiş Selvi'yi dinliyordu şimdi. Ağzından çıkacak her sözü kaydediyordu kafasına.
"Bir elbise giymiş, vallahi ben çok yakıştırdı-"
"Biraz kiloluydu." Cihangirin karısı memnuniyetsizce konuşmuştu. Yeni geline gösterilen bu ilgiden hiç memnun değildi, üstelik öyle anlattıkları gibi ahım şahım bir durum da yoktu. "Canı da ağırdı biraz, hem çay dökerken bile elleri titriyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANELİ
Genç KurguKöy işi aşk... Hikaye 90'lı yıllarda Karadeniz'in bir köyünde geçmektedir. Ama Karadeniz şivesi barındırmaz.. 🚜🍉🏚