📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz
Bölüm sonu sorusu bulamıyorum o yüzden burası tavsiye paragrafıdır ndkdld
⭐🌟 Yıldıza basmayı unutmayınız lütfeeen, ve bol bol yorum yapmayı.
Keyifli okumalar kalpkalp
*******
"Ne zaman uyanacak hemşire hanım?"Aslan sabırsızca sordu bu soruyu. İki saattir dört dönüyordu revirde.
"Beyfendi! Yarım saat içinde uyanacak diyorum! Bu kaçıncı tekrarım niye laftan anlamıyorsunuz?! A-aa.. Çattık ya."
"İki saattir o yarım saati bekliyorum hanımefendi. Gözünü bile kipirdetmiyor telaş etmeyeceğim de ne yapacağım. Tabii sorarım!"
"Allah'ım sen yardım et! Beyefendi. Bakın. Hanımefendi sadece strese bağlı olarak bayılmış. Endişelenecek birşey yok. Şu an herhangi bir sağlık problemi yok.!" diyerek bininci kez açıklamaya çalıştı hemşire.
Askeriyede çalıştığı için kabalıklara, ısrarlara alışkındı ama bu kadarına da dayanamıyordu artık! Adam gelip gelip darlıyordu ne zaman uyanacak diye.
"Allah yardımcı olsun bu kıza.." dedi sessiz bir acımayla. Umutsuz bir vakaya bakar gibi Aslan'a bakıp uzaklaştı yanlarından.
Aslan sedyenin yanına nerden bulduysa bir sandalye çekmiş Narenin başı yanından oturmuştu. Ayrılmıyordu oradan. Herkesin sorgusu bitmişti, Ahmet şimdilik serbest kalmıştı ama şehir değiştirme yasağı konmuştu. Yani jandarmanın elinin altında olacaktı.
Şimdi jandarma binasının bahçesinde Nare'nin ailesi, içerdeyse Aslan vardı. Birkaç kişiyle bu konuda görüşmesi gerektiğinden biraz geç gelmişti Nare'nin yanına.
Geldiğinde ise sorgu odasından çıkan Nare'yi, onun beline elini koyan Celil'i görmüştü.
Bir anlık irkilme yaşamıştı Aslan, ama Nare'nin Celil'den hemen uzaklaşarak birkaç adım atmasıyla nefes alabilmişti.
Zaten yanına gidene kadar da Nare kötülemiş, olduğu yerde sendelemişti. Aslan o kadar telaşlanmıştı ki son adımlarını nasıl atıp kıza yetiştiğini bile hatırlayamıyordu.
Hem korku hem kıskançlık nasıl olur da bedenimi ele geçirebilir ki?
Nare düşerken hissettiği korku Celil'in onun elini tutmaya çalışmasıyla Aslan'ın zihnine akın eden kıskançlıkla birleşmiş, yüreğine kan yerine ateşler salmıştı.
Hızla çekmişti Nare'yi Celil'den. Sadece ondan değil her çeyden çekip çıkarmıştı, içinde olduğu durumdan, tehlikeden ve tekinsizlikten.
Koşa koşa revire getirmişti, hemşire muayene yaparken bir saniye bile başından ayrılmamış, bunun için de ayrıyeten Ahmet'ten müsaade istemişti. Adam başta karşı çıksa da Besime hemen kocasının koluna girip çekiştirmişti dışarı.
Kendisine sunulan fırsatla izleyebildiğimiz kadar izlemiştim Nare'nin yüzünü, sadece hemşire onun üst kıyafetinin düğmelerini açıp kalbini dinleyeceği zaman arkasını dönmüştü. Nedensiz bir kızarıklık sarmıştı yüzünü.
Küçük bir parça utandığından değildi tabii ki bu... Niye utanacaktı ki zaten?
Nare'nin açılan düğmelerden görünen beyaz tenine bakıp kaldığından değildi hiç biri. Ve bunu ondan izinsiz yaptığı için suçlu hissettiğinden de değildi.
Asla..
Nare uyandığında ne yapacağını bilmiyordu, ama artık konuşmak, anlaşmak istiyordu onunla. Uzaktan uzağa bakmak yetmiyordu artık, Nare'nin elini tutmak, yanında olmak ve kokusunu daha yakından solumak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİVANELİ
Novela JuvenilKöy işi aşk... Hikaye 90'lı yıllarda Karadeniz'in bir köyünde geçmektedir. Ama Karadeniz şivesi barındırmaz.. 🚜🍉🏚