44.Bölüm

35.2K 2.3K 691
                                    

📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

SELAMLAR BEBEKLERİİİMMMMM

Son bölümlerde biraz kasvetlenmişiz o yüzdeen bu bölümde eski Aslan ve Nare etkileşimini okuyalım. Ne canım bu karamsar karamsar jskslsldx

Oy vermeyi unutmayınııızz.. Hatta sınır koyalım sonraki bölüm ona göre gelsin.

🌟 1400
💭 600

Keyifli okumalaaarrr.


******
44. Bölüm

*******


Nare üzerine yorganı çekerek Aslan'ın göğsüne sığındı, dudağının yakın olduğu her yeri öptü usul usul, "Cihan ağabey gerçekten kesti mi o ıhlamur ağacını? Ben hırsını alır bırakır diyordum."

Aslan düşünceli bir halde onayladı Nare'yi, "Kesti, odununu da köylüden birine verecekmiş yaksın diye. Dedem rahmetli dikmişti o ağacı da, evde bir süre konuşmaz babaannem."

"Hım.."

Derin bir nefes alıp Nare'ye doğru dönerek kollarını sıkılaştırdı Aslan, "Ne Hımm.." yakın olan yüzlerine dayanamayarak dudaklarını birleştirdi hızla, yetmez gibi yorganın içindeki elini karısının kalçasına indirip bacağını beline sardırdı.

"Unutalım bunları." dedi dudakları ayrıldığında, "Sen de biraz yanaş." Nare'nin bakışlarını görünce dayanamayacak olsa da devam etti, üzerlerindeki kederli hava kalksın istiyordu, "Her şeyi unutalım.."

"Nasıl unutacağız Aslan?"

Derin bir nefes aldı Aslan, "Sevişerek." Nare'nin kaşlarını kaldırarak kendisine baktığını görünce dayanamayıp ısırdı yanağını, ardından öptü sayamayacağı kadar.

"Benim şahsen aklım başımdan gidiyor sürekli Nare Hanım. Sizin de gitsin çok mu..."

"Aslan.."

"Ştt.. İlerde her şeye yorulacağız zaten Nare. Bırak şimdi birbirimize bakalım.."

*******

'Derde düşmek' diye bir deyiş, söze kolay gelir ama başa gelince işler karışır. Hatta insanın elini ayağına dolaştırır, ne yapacağını ne edeceğini bildiremez.

Aslan da Nare de o ıhlamur ağacının kesildiği herkese uğursuz gelen geceden sonra ayrı bir derde düşmüştü. Yan yanayken dahi uzak kalacakları ihtimali olan günlerin kederini yaşıyorlardı.

Ondandır bir çare bulunur diye Cihangir'in gölgesi olup gezecekti yakında Nare. Ağzından bir laf almak, Aslan'ın gitmemesi için bir çare bulmak. Saman altından yürüteceği tüm sulara razıydı, hatta öyle razıydı ki o samanın altından su yerine yılan geçse dahi gözü görmezdi.

Çünkü zaman değişse, Nare değişse, dünya değişse sevgili yine de değişmezdi. Ama kaderi de unuturdu bir yandan sevdaya düşen insan, Nare de unutmuş, çizilmiş olanı can havliyle silmeye çalışıyordu.

Aslan işler ne kadar karışık olsa da hepten ümitsiz değildi, olanı biteni görse de içinden bir ses o mahkemeden tutuksuzca çıkacağını fısıldıyordu kulağına. Doğrusunu yanlışını bilmiyordu, ama içinde güven veren bir ses vardı yine de.

Ama aklını kurcalayan onca şey vardı yine. Nare'yi düşünüyordu. İhaleyi düşünüyordu. Bitmeye yakın olan fındık mevsimini, eğer içeri girerse onca karmaşanın Nare'nin üzerine kalacağını düşünüyordu.

DİVANELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin