18.Bölüm

50.3K 2.6K 1.2K
                                    

📍Hoş geldiniiiiiiizzzzzzzz

⭐🌟 Bölümü yıldızlamayı unutmayınız, satrı arası yorumlarınız beni çook mutlu eder.. ❤️

**başta bir miktar yakınlaşma olsa da uyarı koyacak kadar olmadığını düşündüğüm için öyle dümdük yazdım jsjdjsksls hoşlaşmayanlar şöylece kaydırıp geçebilirleerr..❤️

Beni takip etmeyi unutmayınııııız... ❤️

Medya: aydede_



*******

"Seneye kadar bekleyemeyiz. Hemen evlenmemiz lazım." biraz nefeslenerek bekledi, Nare'yle göz göze kaldı, "Yarın akşam seni istemeye geleceğiz Nare."


*******

Aslan'ın bu sözüyle yüzüne bakıp kaldı bir süre Nare, yarın mı geleceklerdi?

Hala üzerine uzanmış vaziyette olan ve elleri hala mahrem yerlerini mıncıklayan adamı ittirmeye çalıştı göğsünden, ama Aslan inatmış gibi kendini biraz daha bıraktı Nare'nin üzerine. Nefes nefese konuştu Nare,

"Yarın olmaz Aslan, yarına ne yetişecek de geleceksiniz?! Olmaz.."

Derin bir nefes alıp burunlarını sürttü Aslan, bedenleri tamamen iç içe geçmiş gibiydi. Zaten yakın olan yüzlerini biraz daha yaklaştırıp burnunu kızın yumuşak yanağına sürttü. "Bir şey yapmanıza gerek yok ki Nare. Bir fincan kahve yeter, sonrası kırk yıl."

Kendi söylediği söz hoşuna gidince de gülerek biraz daha sokulu kıza, içini çeke çeke öptü yanağından.

Nare derin bir nefes alıp kollarını doladı Aslan'ın boynuna, gözlerine bakacak kadar uzaklaşmalarını sağladı, gözlerine kadar gülüyordu Aslan, "Bunun temizliği var yemeği var alışverişi var. Her şeyi hazırlık Aslan, mümkünü yok yetişmez."

"Yetişir Nare, yetişmesi lazım. Bende sabır kalmadı." Dişlerinin arasından bir nefes çekerek dudaklarına odaklandı kızın, hala memesinin üzerinde duran elini kıpırdattı, Nare'nin kasılmasını ve tekleyen bir nefes alışını izledi memnunca, "Sende de kalmamış gördüğüm kadarıyla."

"Asl- Ahh! Mıncıklamasana Aslan!"

"Ştt, bağırma." diye fısıldadı ve Nare'nin boynuna doğru üfledi nefesini Aslan. Kızın yeniden sıklaşmaya başlayan nefesi kendisini oldukça memnun ediyordu. Biraz daha yaklaşıp dudaklarını tam çene çizgisiyle kulağının altında kalan yumuşak yere bastırdı, Nare'nin zaten boynuna sarılı olan eli hemen dolandı başına.

"Aslan.. Elini çek o zaman. Of, çeksene.." Aslan'ın iri elinin üzerine kendi elini koydu ama öylece kaldı Nare, itmeye de çekmeye de kalkışmıyor, öylece adamın kendisine dokunuşunun keyfini çıkartıyordu.

Yani hayır çıkarmıyordu, onun elini çekmesini bekliyordu sadece. Keyif ne demekti ki hem, o neydi de çıkartacaktı..

Boynuna doğru sokulan yüzü ve sakin fakat derin olan öpüşleri yoldan çıkarmaya başlamıştı bile Nare'yi. Çok garipti bu kadar yakın olmak, bu kadar temas içinde olup bundan fazlasıyla hoşnut olmak. Gözleri kendiliğinden kapanırken biraz daha yer açtı Aslan'a.

Bir insanın bedensel samimiyeti nasıl bu kadar hoşuna gidebilirdi ki? Böyle üzerine uzaması ve dudaklarını böyle bastırması... İnsan niye bundan hoşnutluk duyardı?.. Aslan'ın yakın olması hoşuna gidiyordu işte. Nedeni yoktu, vardıysa da bilmiyordu Nare. Düşünebilecek durumda da değildi.

DİVANELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin