B2

9.9K 938 247
                                    

Son kez ceketini düzelttikten sonra adını Lisa diye hatırladığı kadının yanına ilerledi Felix. Lisa'nın önünde bulunan kağıt yığınına ilgisini sahte öksürük ile çekmeye çalıştı. Lisa, kafasını kaldırmış ardından Felix'i görünce yüzüne sıcak bir gülümseme yayılmıştı. "Günaydın!" dedi tüm neşesiyle. "Günaydın." dedi Felix de gülümsemesine karşılık vererek. Kağıtları kenara bırakıp ona tamamen döndü. "Gel seni odana bırakayım." dedi Lisa. Felix, kafa salladığında Lisa önden ilerledi. Felix, onu takip ederken dün girdiği kapının yanındaki kapıya geldiklerini fark etti. İçeriye girdiklerinde neden yakın olduklarını anladı.

Odalarının arasında cam vardı.

"Bay Bang, bu konuda katıdır. Geçmişte bir asistanının geç kalması yüzünden büyük bir hisseyi kaçırmıştı. O günden beri pek özel hayat dinlemiyor." dedi Lisa zoraki bir gülümsemeyle. Dakik olmamasını şaşırtıcı bulurdu Felix.

"Programı zaten dün sana atmıştım, yavaş yavaş öğrenirsin. Merak etme Bay Bang'ın nasıl harika birisi olduğunu gün geçtikçe anlayacaksın." dediğinde Lisa, Felix gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Bunu fark eden Lisa hafifçe kıkırdadı. "Sadece kovulmamaya veya onu kızdırmamaya çalış tamam mı? 6 aylık sürecin güzel geçer bu sayede." dedi Lisa. "Size ne diye seslenmemi isterseniz?" diye sordu Felix konuyu değiştirme amaçlı çünkü ne demesi gerektiğini pek kestirememişti.

Lisa güldü. "Bay Bang'ın önünde Bayan Manoban demelisin ama onun dışında Lisa de bana." dedi. Felix, çantasını masaya koyup ona döndü. "Bir tane daha soru soracağım kusura bakma. Ben kişisel asistanı oluyorsam sen tam olarak ne oluyorsun?" diye sordu tek kaşını kaldırarak. "Ah, ben de işi konusunda asistanım denebilir. Tam bir ad vermeyi hiç düşünmedik. Sadece kişisel asistan mertebesi genelde stajyerler için oluyor. Benim yaptığım iş ise daha ağırları. Satış işleri, pazarlama stratejileri gibi şeylerin taslaklarını hazırlayıp Bay Bang'a sunuyorum mesela."

"Teşekkür ederim." dedi Felix gülümsedi. Lisa, saatine baktı. "Benim işe dönmem gerek. Eğer bir sorun olursa gelip sorarsın. Bay Bang biraz sonra gelecektir. Sade kahvesini hazırlamayı unutma." dedi ve cevap beklemeden çıktı.

Lisa'nın çıkışıyla Felix, odayı incelemeye başladı. Pek bir şey yoktu aslında. Açık kahverengi duvarla çevriliydi etraf iki bölüm dışında. Ortada ahşaptan yapılma masa ve önünde deri, kahverengi koltuklar duruyordu. Kenarda duran kitaplığı geçip odanın sonuna ilerledi. Tamamen camdan yapılma olan bu bölüm, tüm Kore'yi ayaklar altına seriyordu. Diğer cam bölüm ise bunun aksine içini ürpertti. Sürekli izlenebilme olasılığı onu geriyordu.

Düşüncelerinden sıyrılıp geri çekildi ve odasından çıkıp kahve makinelerinin yanına gitti. Kahveyi hazırladıktan sonra Bay Bang'ın odasının önünde kararsızlıkla bekledi. Kahveydi, sonuçta. Kızmazdı herhalde.

Kapıyı aralayıp içeriye girdikten sonra masasına kahvesini bıraktı ve arkasını döndü. Cam bölüm direkt bir şekilde odasını gösteriyordu. Şirketlerin birkaçında olduğunu duymuştu ama hiç stajyer olacağı şirkette bunun olacağını düşünmemişti.

Aralanan kapı ile hızlıca kafasını çevirdi. İçeriye telefon ile konuşan Chan girince irkildi ve geri çekildi. Hararetli bir konuşmanın ortasında olan Chan'ın gözleri Felix'i buldu ve duraksadı. Bir şeyler söyledikten sonra telefonu kapattı ve cebine koydu. Tek kaşını kaldırarak karşısındaki sarışın çocuğa baktı. Felix, gergin hissetmeye başlamıştı.

"Ben kahvenizi hazırlamıştım." dedi gülümsemeye çalışarak. Chan, kafasını masaya çevirdi ve gördüğü kahve ile geri ona döndü. "Neden gerginsin?" diye sorduğu soruyla Felix şaşkınlıkla yüzüne bakmıştı. Sorgulayan bakışlar üzerinde gezmeye devam ederken cevaplaması gerektiğine karar verdi. "Ben sizden izinsiz odanıza girip kahveyi bıraktım."

Chan'ın dudağının kenarı kıvrıldı. "Kişisel asistanım olduğunu hatırlatırım. Her neyse." dedi ve koltuğuna ilerledi. Felix, ilk günden azar işitmediği için mutlu olurken telefonunu çıkardı. Lisa, notlarda şirkete geldiği gibi planlama söylediğini ve hiçbirini kaçırmaması gerektiğini dile getirmişti. Eh, o da öyle yapıyordu.

"Sana birkaç günlük toparlanma süreci veriyorum. Bu süreç içerisinde şirketi iyi öğrenmelisin. Nerede ne var, neler yapıyoruz ve neler yapacağz gibi şeyler burada her çalışan kişinin bilmesi gereken şeyler. Ayrıca haftaya arazi bakmaya gideceğiz. Şimdiden söyleyeyim eğer sızlanacaksan çıkış orada." dedi Chan ve kapıyı gösterdi. Seri bir şekilde not almaya çalışan Felix, gösterdiği yeri görmek için kafasını kaldırdı ve gördüğü kapı ile yutkundu. İşine geri dönmeyi tercih etti.

"Aslında tüm işlerimize haftaya başlayacağız diyebiliriz. Odanda yapılmaması gereken bir şey yapıldığında haberim olacak bunu da biliyorsun. Eh, şimdilik bu kadar." dedi Chan kahvesinden bir yudum alırken. Felix, kafa salladı. "Görüşürüz efendim." diyip ayrıldı odadan.

boss | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin