B1

19.1K 1K 940
                                    

Sarışın çocuk elindeki dosyaları göğsüne daha çok bastırdı. Her katı yavaşça çıkan asansör ile gerginliği artıyordu. Kulağına dolan sıkıcı asansör müziğini bile umursayamayacak derecede heyecanlıydı. Tanrı aşkına, Bang Şirketinde stajyer olacaktı!

Aralanan asansör kapısı ile bir adım attı dışarı. Etrafına büyülenmiş gibi bakıyordu. Şık kıyafetlerinin içinde süzülen insanların oluşturduğu uyumlu görüntü ve dekorasyon onu istemsizce tatmin etmişti. Çalışılması için en güzel yerlerden biri olduğunu düşündü.

"Merhaba!" diye bir ses gelince sarışın çocuk bakışlarını etraftan çekip yanındaki siyah, küt saçlı kadına yönlendirdi. Beyaz gömleği, siyah kalem eteği ve siyah topuklu ayakkabısı ile kesinlikle çok güzel duruyordu. "Merhaba." diye mırıldandı. Kadının yüzünde sıcak bir gülümseme oluştu. "Lee Felix, değil mi?" diye sorduğunda kafasını salladı sarışın. "Patronumuz şu an bir toplantıda, biraz sonra çıkar. İsterseniz o süreçte bir yere oturun ve ben de bir isteğiniz varsa getireyim." dedi kadın. "Teşekkür ederim, bir şey istemiyorum." dedi Felix ve ilk gördüğü koltuğa oturdu.

Saatine bakıp ayağını sallamaya başladı. Tam da istenen saatte gelmişti. Felix, patronun bunu bile bile bir toplantı almasına sinirlense de pek bunu göstermemeye çalıştı. İlk günden stajyerlikten kovulmak istemiyordu.

Açılan bir kapı ile kafasını çevirdi. İçeriden hızlı çıkan insanlarla kaşlarını çattı Felix. Ardından daha deminki kadının koşturarak o kapıya gittiğini gördü. En sonunda kapının ardından siyah saçlara sahip bir beden çıktı. Boynunda beliren damarlar fazlasıyla sinirli olduğunu belli ediyordu. Kravatını hızlıca gevşetip kızgınlık dolu bakışlarını kadına yöneltti. "Ne zaman şu işe acemileri almamayı öğreneceksin!" diye bağırdı. Sorudan çok emri vaki olan bu cümle ile Felix irkildi diğer herkes gibi. Hafifçe yutkundu.

Tanrım, neden bu adam bu kadar çekici?

Felix, aklındaki düşünceyle kafasını olumsuzca salladı. Tahminen biraz sonra onu sözleri ile katledecek adam hakkında saçma şeyler düşünüyordu.

Cevap almayınca derin bir nefes alıp etrafa bakındı patron. "Geldi mi stajyer?" diye sorduğu sanki saniyeler öncesinde sinirden köpüren o değilmişçesine. Kadın şaşırmadı, alışmıştı. "Geldi efendim. Getirmemi ister misiniz?" diye sorduğunda patronu kafa salladı ve odasına girdi. Kadın, zoraki bir gülümseme yerleştirip Felix'in yanına gitti.

"Kusura bakma, biraz işler üst üste biniyor bugün ondan stresli." dedi kadın. Felix, kafa salladı gülümseyerek. Bugüne özel olmadığını tahmin edebiliyordu. Çalışanların alışkanlığı vardı belli ki, kimse kaçmamıştı. "Müsait şu an, istersen gidelim." dedi kadın. Felix, "Olur." dediğinde kadın yürümeye başladı daha demin olayları izlediği kapıya doğru. Felix de arkasından gitti.

Kapıyı tıklattı Felix. "Gir!" sesi gelince yutkunup kapıyı açtı ve içeriye girdi. Daha deminki beden, koltuğa oturmuş önündeki dosyalara bakıyordu. Kapıyı kapatıp masasının karşısına geçti Felix. Patronu, elini saçlarını geçirdikten sonra kafasını kaldırdı. Felix'in üzerinde bakışlarını baştan aşağıya dolaştırdı ve arkasına yaslandı. Felix, kendini tebessüm etmeye zorlarken elindeki dosyayı masasının üzerine koydu. "Lee Felix, efendim."

Patronu bakışlarını çekmeden masasına bırakılan dosyayı eline aldı. Hızlı bir şekilde sayfaları çevirdikten sonra masaya attı dosyayı. "Alındın."

Felix, şaşkınlığını gizleyemeyerek kaşlarını kaldırdı. Stajyerliğinin kabul edilmesine sevinmeli miydi yoksa karşısındaki adamın bir saniye bile umursamayıp onu aldığı için sinirlenmeli miydi? O dosyaları hazırlamak için günlerini vermişti!

Patronun dudağının bir kenarı kıvrıldı ve önündeki kahve dolu bardağı aldı. "Bana cesur insanlar lazım ve sen daha demin bunu yeterince kanıtladın. Ben Bang Chan, bu şirketin sahibiyim. Şirketimin amacı mimaride en iyi olmaktır. Sadece koyduğumuz ürünler değil, aynı zamanda ürünleri servis etme şeklimiz de önemlidir. O yüzden her gün bakımlı ve şık kıyafetlerle gelmelisin." dedi ve kahvesinden bir yudum aldıktan sonra ayağa kalktı. Masanın çevresinde dönüp önüne geldi ve masaya yaslandı. Felix'in gözlerine bakıyordu.

"Okulun senin hakkında fazlasıyla olumlu şeyler söyledi Felix ve dosyanda da az sayfa yok. Eğer kağıt işlerini okumayı sevseydim emin ol oturup okurdum ama benim pek tarzım değil." dedi ve omuz silkti. Felix, Chan'ı hayretle izliyordu. Dakikalar içerisinde çok farklı karakterlerini görmüştü.

"Yarın başlarsın. Kişisel asistanım olacaksın. Lisa sana yarın her şeyi gösterecek. Görüşürüz Felix." dedi Chan doğrulup eski yerine ilerlerken. Konuşma boyunca onu esir alan şaşkınlığından kurtuldu Felix. "Görüşürüz efendim." dedi ve hızlıca selamlayıp çıktı. Garip bir adamdı.

••••••••
sa

boss | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin