Felix, Chan ile Chan'ın evine girerken garip hissediyordu.
Gün boyu heyecandan ne yapacağını şaşırmış hatta bir iki sakarlık yapmıştı. Tek heyecan yüzünden değil, Chan'ın bakışları da diğer büyük etkendi. Sürekli her hareketini izliyor ve Felix'in yanına sıklıkla uğruyordu.
Felix hâlâ sevgili olma durumlarına alışamamıştı. Tüm spot ışıklar ve gözler Chan'ın üzerindeyken Chan'ın gözleri onun yanında sönük kalan Felix'in üzerindeydi. En azından Felix'in düşüncesi bu yöndeydi. Chan öğrense tahminen sinirlenir ardından böyle bir düşünce içinde olduğu için üzülür ve kendi hatası olduğunu düşünürdü. Her ne kadar kaba ve özgüvenli görünen bir kişiliği olsa da içten içe fazlasıyla çekingen ve her hatayı kendisine yoran bir tiplemeydi.
İçeri girdiklerinde Chan anahtarı girişteki kavanoza attı ve ceketini çıkardı. İçeriye ilerlerken Felix kapıyı kapattı ve öylece durdu. Chan merdivenlere vardığında ona döndü. "Gelecek misin sevgilim?" Felix soruyla zemindeki bakışlarını ona çevirmişti. Yavaşça yanına gittiğinde Chan elini uzattı. Felix elini Chan'ın avucuna bıraktı. Chan, Felix'in elini tutup onu yukarıya çıkardı. Önceden gördüğü koridora çıktığında merdiven, Chan onu yatak odasına götürdü. Odaya girdiklerinde en sonunda elini bırakıp dolabına ilerledi. Felix odayı ilk kez görür gibi incelerken Chan dolaptan kıyafet çıkarmıştı. Ona uzattı. Felix eline aldığında hâlâ orada durmaya devam etti. Chan umursamayıp gömleğinin düğmelerini çözmeye başladığında Felix hemen arkasını döndü. ''Hey!''
Chan duyduğu ses ile kafasını kaldırdı. Arkası dönük Felix'i görünce güldü. Bazen bu çocuğun ikizi olduğunu düşünüyordu çünkü bir yanı bir yanını tutmuyordu. ''Görmediğin şey değil diye rahattım ama'' Felix sinirle nefes verirken hızlıca Chan üzerini değiştirdi ve yanına ilerledi. ''yine de buyrun odayı rahatlıkla kullanabilirsiniz efendim.'' Chan odadan çıkıp merdivenlere ilerlediğinde Felix sadece onu izledi. Chan'ın silüeti de merdivenlerde kaybolurken Felix kapıyı kapattı.
Odaya döndüğünde yüzünde istemsizce bir gülümseme oluşmuştu. Chan bugün yoldayken eve gitmesine izin vermeyeceğini söylemişti. Her ne kadar rahat bir uyku uyumak olduğu için bahanesinin arkasına saklansa da ikisi de Felix'i daha çok görmek için yaptığını biliyordu.
Hızlıca üzerini değiştirdi Felix. Son kez aynaya baktı ve saçlarını düzeltip odadan çıktı.
Aşağıya indiğinde Chan'ın televizyonun önünde oturup konsol kollarıyla bir şeyler yaptığını gördü. Oyunlar ile alakası vardı ama konsol taraflarını hiç denememişti. Eh, rengarenk dünyalarda oyun oynamak son derece gerçekçi ortamlardaki oyunlardan daha iyiydi.
Chan en sonunda ayarlayıp ayağa kalktı ve koltuğa oturdu. Onu fark ettiğinde baştan aşağıya süzdü. "Sana en çok tişörtlerimin yakışacağını söylemiştim."
Felix ne diyeceğini bilemeyeceği için bir süre sustu. Ardından ortada çok durmama kararı alarak yanına ilerledi. Koltukta yanına oturunca Chan gözlerini devirdi ve onu kendine çekti. "Oradan da öğretebilirsin bence." Omuz silkti Chan. "Hayır." Bu sefer daha büyük bir güç uygulayarak kucağına oturmasını sağladı. Çenesini omzuna koyarken oyun kolunu ellerine bıraktı. Bir elini beline dolayıp oyun kolunu tekrar tuttuğunda televizyon ekranına bakarak bir şeyler yapıyordu.
Felix kolu kavrarken biraz daha rahat bir pozisyona geçmek istedi ama Chan'ın kucağında olduğu gerçeği vardı. "Hareket edebilir miyim?" Fısıltı gibi çıkan sesiyle Chan güldü ve kafasını geri çekip kollarını gevşetti. Felix rahat bir pozisyon aldıktan sonra kafasını göğsüne yasladı. Chan'ın elleri yine Felix'in belini sıkıca kavradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss | chanlix
FanfictionFelix, stajyerlik için Bang Chan'ın şirketini seçmişti. +minsung|hyunin|seungbin| |5221|-|11421|