B28

7.6K 687 411
                                    

Heyecanlı bir şekilde yerinde kıpırdanırken yaptığı seçimin doğruluğunu kafasında tartıyordu Felix. Chan'a karşı hisleri vardı elbette ama bu onu kırdığı gerçeğini değiştirmiyordu. Chan'a şans vermek yanında bir sürü şeyi getirecekti. Kişiliğini tamamen bilemediği için ilişki süresince ne yaşayacağını tam kestiremiyordu. Belki de aşkı büyük hediyeler zanneden biriydi. Felix böyle bir şey olmamasını umdu. Sadece sevgisini istiyordu.

Asansör aralanınca herkese gülümsedi her zamanki gibi. Lisa onu gördüğü için büyük mutluluk yaşamış ve yanına gelmişti. Ona sıkıca sarılırken "İyi misin?" diye sormuştu. Felix bir süre sarıldıktan sonra geri çekilip olumlu yanıt verince Lisa onu, bilmediği sürprizini görmesi için rahat bırakmış ve yanından ayrılmıştı.

Felix odasına girince masasında gördüğü şeyler ile şaşkınlıkla etrafa baktı. Masasının üzerinde kurutulmuş çiçeklerden oluşan bir buket ile bir kupa vardı. Kapısını kapatıp yanına ilerleyince kupanın içinde sıcak çikolata olduğunu fark etti. Gülümseyerek hediyeleri incelerken mavi bir kart buldu bilgisayarının üzerinde. Eline aldığında kartın üstünde "Günaydın." yazdığını fark etti. Kendi kendine gülerken kafasını yan tarafına çevirdi. Chan iki çalışan ile kaşları çatık bir şekilde konuşuyordu. Şu iki kişilik arasındaki farkı tek onun görmesi hoşuna gidiyordu.

Chan hissetmiş gibi kafasını kaldırdı. Gördüğü ona bakarak gülümseyen çocuk ile hafifçe gülümseyip eski haline döndü ve hararetli bir şekilde konuşmasına devam etti. Felix'in tatlılığına kalbi erirken daha bir işi düzgün yapamayan çalışanlarına laf yetiştirmek ile meşguldü.

Felix kağıdı çantasına attıktan sonra bilgisayarını açtı ve sıcak çikolatasından bir yudum aldı. Bu hoş hareket yüzünden direkt onu affedebilirdi.

Bilgisayarı açılınca başına geçti ve dört günde kendi eksikliğinde olan şeyleri inceledi. Bir açık olmaması sevindirirken kapı çaldı. "Gir." derken bir kağıt çıkarmış Chan'ın gün içinde yapacağı işleri yazıyordu.

"Hoş geldiniz Bay Lee." Chan dünden sonra bir karar almıştı. Her adımı en ince ayrıntısına kadar atacaktı. Felix duyduğu ses ile başını kaldırdı. Bordo takım elbisesi içinde Bang Chan nefes kesici görünüyordu. "Hoş buldum Bay Bang." Tebessüm ile beraber sunduğu cümle Chan için çok sevimliydi.

Felix gözlerini çekip işine dönünce Chan dudağını dişledi. Neden bu kadar çekiniyordu ki? "Bugün öğle molasında yemek yemeye ne dersiniz?" Felix şaşkınlıkla yeniden Chan'a dönerken Chan ileri gittiğini düşündü. Çok mu hızlıydı?

Felix'e göre değildi hatta dün yaptığı konuşmanın biraz daha ayrıntılısını yapsaydı kollarına atlayabilme olasılığı yüksekti. "Dört gündür çalışmıyorum efendim, işlerim yoğun." Chan gözlerini devirdi. "Diğerleri boşuna çalışmıyor bu şirkette." Belki şirkette ayrıcalıklı olmak hoştu ama haksızlıktı. "Benim ne ayrıcalığım var Bay Bang?" Chan bu soruya kesinlikle güzel bir cevap verebilirdi ama Felix'in alttan alta vermek istediği mesajı anlamıştı. Duraksadı. Aklına başka bir yolun gelmesini düşündü.

"Size tek bir şans vermem beni yüceltmeniz için değil biliyorsunuz değil mi?" Chan omuz silkip yanına geldi. "Sizi yüceltmiyorum Bay Lee, almanız gereken değeri veriyorum." Felix ellerini bilgisayardan çekip kafasını ona çevirdi. Chan bir elini koltuğunun koluna koyarken diğer elini de masaya koydu. "Mazur görün hareketlerimden dolayı ama sizden etkilenmemek elde değil. O zaman sizi şirket sınırları dışında yarın akşam bir yemeğe çıkarabilir miyim? Bu akşam demeyi çok isterdim ama toplantılarım yoğun." Felix her şeyi bir kenara atıp oynama kararı aldı. Elini Chan'ın koluna koyup yüzlerini yaklaştırdı. Chan'ın sabırsız gözleri yüzünde gezinirken Felix sadece şımarıyordu. "Bunu değerlendirmeliyim efendim."

boss | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin