B3

9K 930 358
                                    

Felix şirkette bir haftasını çoktan geride bırakmıştı. Ortamın koşuşturmasına yavaş yavaş alışmış ve bundan hoşnut kalmıştı. Sürekli koşturan insanlar bir yerden sonra onu daha da hırslanmasını sağlıyordu. Ayrıca en büyük korkusu olan şirkette kaybolma korkusunu da Lisa ile rahatça yenmişti ama bir problem vardı.

Bang Chan.

Lisa her ne kadar ona her gün iyi bir insan olduğunu söylese de Felix, Bang Chan'ın saf kibir ve bencillikten oluştuğunu düşünüyordu. Her sabah tüm agresifliği ile geliyor, tüm çalışanlarını ne kadar emek harcadığını umursamadan sinirini çıkarıyor ve tüm gün odasına kapanıyordu. Felix'e süre tanıyacağını söylese de yine kendini tutamayıp arada laf etmişti. Bu Felix'in utanıp sıkılmasını değil de daha çok sinirlenmesini sağlıyordu. Ne vardı bir dakika geç içse kahvesini?

Tahmin ettiğinden daha farklı ilerliyordu işleyiş. En azından patronu bakımından.

Homurdanmalarını içinde tutarak kendini düzeltti ve haftalık programı yeniden sunmak için kapıyı tıklattı. Malum patronu gün içerisinde art arda beğenmeyip diğer güne yeniden yaptırınca artık iyice gerilerek en ince ayrıntısına kadar plan hazırlamıştı.

Son bir haftadır aşina olduğu komutu duyunca içeriye girdi. Aklında programın yanı sıra daha çok Lisa'nın ona yalvarışları vardı makyaj konusunda. Birkaç gün sonra olacak olan galada Bay Bang'ın makyaj yapmasını şiddetle istiyordu Lisa çünkü bu diğer şirketlere de bir kanıtlama gibi bir şey olacaktı. Şirket sahibi erkeklerin makyaj yapabileceğini kanıtlamak gibi şeylerden bahsetmişti Felix'e ama Felix pek dinlemek istememişti çünkü ne kadar mantıklı açıklama yaparsa yapsın Lisa, Bang Chan ile yüzleşme gerçeği vardı.

Çizim yapan genç adamı es geçerek elindeki not defterine baktı Felix. "Yarın projeniz için mülk seçeceksiniz ve ondan sonra eğer sahipliyse sizin üzerinize geçirme işlemleri yapacağız. Perşembe gününüz boş, üzerine basa basa zaten çizim yapacağınızı belirtmiştiniz. Cuma günü yoğun bir şekilde geçecek. Sabah on beş dakika arayla üç toplantınız var. Ardından akşamki galada tüm konukları ağırlamanız gerekecek ve sonrasında ise sunumunuzu gerçekleştirip bu yılki en güzel galayı gerçekleştirmiş olacağız."

Chan, pek onu umursar gibi durmuyordu. Çatık kaşlarla çizdiği sınırları inceliyordu. Bir yerde hata yaptığının farkındaydı. Hata yapması büyük bir olayken onu bulamaması daha da büyük sorundu.

Felix, not defterini indirdiğinde karşısındakinin onu dinlemediğini fark etti. Damarlarında turlayan siniri es geçmeye çalıştı. "Bay Bang?" diyerek dikkatini çekmeye çalıştı. Chan, duraksaması için işaret parmağını kaldırdı. Felix, sabırla onu izlemeye başladı. Gözleri kağıdın her yerinde geziniyordu. En sonunda elini indirip bir yeri düzelttikten sonra kalemi masaya bıraktı ve rahatlıkla arkasına yaslandı. Karşısındaki sarışına devam etmesi için baktı.

"Bence gala için makyaj yapmalısınız."

Chan'ın yüzü kasıldı ve daha demin düzelmiş kaşları yeniden çatıldı. "Ne saçmalıyorsun?" dedi sakin olmaya çalışır bir tonda. Felix, cesaretli bir çocuk değildi ama karşısındaki adam tüm sinirleriyle oynuyordu. O yüzden kozlarını açık oynamayı tercih etti. "Manşetlerde bir erkek çalışanınızı sadece makyaj yaptığı için kovduğunuz geçiyordu daha bir ay öncesine kadar. Hâlâ gazetelerde yer almaması şirkette yoğun bir şekilde bulunan toksik maskülenliği değiştirmiyor. Herhangi bir özür dilememenizden kaynaklı gün geçtikçe cinsiyetçi olduğunuz düşüncesi artıyor. İtibarınızı bu denli zedelemek istediğinizi bilmiyordum."

Chan, gözlerini kıstı. Felix'i işe alması galiba yaptığı en iyi ikinci olaydı. Birincisi elbette bu şirketi kurmasıydı.

"Laflarınızda iğneleyicilik seziyorum Bay Lee." dedi Chan aklındaki düşünceleri gün yüzüne yansıtmayarak. Omuz silkti. "Hayır, efendim ben sadece patronumun peşinden giden bir stajyer öğrencisiyim." dedi Felix, yüzüne bir gülümseme yayarken. Chan, şaşırmıştı içten içe. Verdiği cevaptan çok neden şu an ayağa kalkıp şirketten atmadığına veya sinirlenmediğine şaşırmıştı. Karşısındaki gençte bulunan bu sonunu düşünmeden hareket ediş hoşuna gitmişti.

"Yapmayacağım." dedi Chan ceketini çıkarırken. Felix, gözleri gerilen vücuda takılsa da geri yüzüne çıkardı bakışlarını. "Bay Bang, başta sizin iyiliğiniz için söylüyorum. Bir akşamdan bir şey olmaz sonuçta."

Chan, saçlarını karıştırdı ve ayağa kalktı. Felix'e ilerlediğinde Felix gerilmeye başlamıştı. "Tamam." diye mırıldandı tam karşısında dururken. Felix, sevinç çığlıklarını içinde atmayı tercih etti. Chan ise Felix'i aldırmadan yüzünde gezdiriyordu bakışlarını. "Şartım var." dedi Chan. Felix, ona baktığını anlayınca sahte bir öksürük bırakıp bir adım geri attı. Her şeye kabuldü şu anlık çünkü koskoca Bang Chan'a bir şey kabul ettirecekti.

"Sen de makyaj yaptıracaksın."

Felix, yutkundu. O zaten işe gelmeden önce makyaj yapıyordu. Bunu öğrenip atılması en son istediği şeydi.

••••••
medya diyorum ve susuyorum

boss | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin