Felix odasında sürekli bir şekilde dönerken artık her şeyi halletmelerini bekliyordu.
Felix'in gidişinin uğruna Lisa büyük bir ısrar ile parti hazırlamaya başlamıştı. Ne kadar büyük bir olay ise odasında bir saat tıkılıp kalmıştı. Chan'ı özlüyordu ve son gününde onu biraz daha görme umudu yok olmuştu.
Kapı açılma sesi geldiğinde hızlıca kapıya baktı. Evet, kilitlemişlerdi.
"Hadi gel." dedi heyecanla. Felix anlamlandıramasa da bir şey demeden Lisa'nın yanına gitti. Lisa onun koluna girip sürüklerken hâlâ Felix bu partinin gerekliliğini düşünüyordu.
Normal bir stajyerdi. Belki diğerlerinden daha uzun bir süre dayanmış ve daha çok şey başarmıştı ama yine de bunların hepsi fazlaydı. Chan'ın parmağı olduğunu düşünmeye başlamıştı yoksa koskoca şirkette neden kendi adına bir parti yapılsındı ki?
Ana salona geldiklerine yüksek sesli bir alkış duyuldu. Şaşkınlıkla etrafına bakarken neredeyse tüm şirket çalışanlarının olduğunu fark etti. Herkes her yeri süslemiş, salonda sadece Felix'i unutulmaz bir şekilde yolcu etmek için duruyorlardı.
Felix gözlerinin dolduğunu hissettiğinde derin bir nefes aldı. Fazla gelmişti bir an her şey.
Arkada eğlenceli bir şarkı çalarken Lisa, Felix'e döndü. "Nasıl buldun?" Felix gülümsedi. "Çok güzel olmuş." Lisa, Felix'in kolundan ayrılırken "Chan bir şey yapmış olabilir." Lisa'ya anlamamış bir ifadeyle bakarken omzunda bir el hissetti. Kafasını çevirdiğinde karşılaştığı Jisung ile ağzı açık kaldı. Jisung gülerken "Selam." dedi.
Gerçekliğini sorgulamak için Lisa'ya döndüğünde çoktan gittiğini fark etti. "Sen nasıl geldin buraya?" Felix'in şaşkınlığı yanlarında beliren Minho ile daha da artmıştı. "Siz demeliydin." Felix'in gözleri büyüdü. "Sevgilin bizi çağırdı." Jisung'un dediği üzerine Minho yüzünü buruşturduğunda Chan'ın hala varlığından rahatsız olduğunu açık bir şekilde belli ediyordu.
Şaşkınlığından kurtulup onlara sarıldı. Minho etrafı incelerken "Gösterişçi pezevenk." dedi. Jisung kendini tutamayıp kıkırdarken Felix göz devirmişti. "Sevgilime laf atmayı bırakır mısın?" Minho omuz silkti. Kendini yabancı hissediyordu bu ortama ve istemsizce bundan sıyrılmak için Chan'a laf atıyordu. "Laf atmayı bıraksam da parasıyla hava atmasını seven biri olduğunu değiştirmiyor." Jisung, Minho'ya döndü. "Adamın parası var da harcıyor, rahat bırak." Minho kaşlarını kaldırdı sevgilisinin dediklerine karşı. "Sen benim yanımda olmalısın, biliyorsun değil mi?" Jisung etrafa bakındı. "Biliyorum ama benim gözümü boyamak için bana istediğim kayıt setini aldığından beri bu evrendeki en sevdiğim insan oldu."
Minho, Jisung'un yüzüne doğruluğunu sorgulamak için bakarken Felix "Ne dedin sen?" demişti. "Haberin yok muydu?" Felix kafasını olumsuzca salladı. Jisung kırdığı potun üzerine gergince güldü. "Rüyamda öyle bir şey görmüştüm de geçen gün." Yemediğini belli eden bakışlar attığında Jisung ofladı. "Ne var ya? Uzun zamandır istediğimi herkes biliyor o yüzden bana öyle yargılayıcı bakışlar atmayın." Felix sesli bir nefes verdi. "Hem sen salaksın. Adam sana sen rastgele bir şey beğensen onun markasını satın alacak kadar tapıyor ama sen 'Ehe ben parayla ilgili şeyler sevmem.' diyorsun. Yüzyılın enayiliği kusura bakma adamım." Minho nasıl hissedeceğini bilemedi çünkü cidden garip bir ortamdı.
"Her neyse." dedi Felix konuyu kapatmak için. Etrafa bakındı. "Chan'ı gördünüz mü?" Minho "Hayır." dediğinde Jisung "Hadi git sevgilini bul." Minho'nun elini tuttu ve ikisinin de bir şey demesine izin vermeden onu sürükleyerek uzaklaştırdı. Felix hallerine gülerken arkadaşlarının varlığıyla yeniden mutlu oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss | chanlix
FanfictionFelix, stajyerlik için Bang Chan'ın şirketini seçmişti. +minsung|hyunin|seungbin| |5221|-|11421|