B6

8.2K 863 217
                                    

Felix, şakaklarına yavaşça masaj yaparken neredeyse ikinci haftasını kovulmadan veya istifa etmeden bitirdiği için kendini tebrik ediyordu.

Bang Chan, çekilmez bir insandı.

Her sabah geldiğinde düz bir şekilde odasına ilerlemesine, donuk bakışlarla önüne sunulan projeleri incelemesine, kendine ters olan her şeye karşı bağırmasına, odaklandığında bozulmaması için tüm şirketin bir sessizlik içinde olmasına, gelen toplantılardan sert yüz ifadesi ile çıkmasına rağmen hepsinin başarılı geçmesine ve en önemlisi ondan daha mükemmeli yokmuş gibi davranmasına sinir oluyordu. Yakışıklı yüzü olmasa belki de şu Felix'in elleri arasında can vermişti.

Felix, aklından geçen düşünce ile kendince göz devirdi. Bazen gençlik hormonlarının verdiği aptalca şeyler kendiyle çelişmesini sağlıyordu.

Aniden açılan kapıyla irkilerek kafasını çevirdi. Ağzından çıkacak olan küfürü, gördüğü çehre ile yuttu. Hafifçe gülümsedi karşısındaki adama. "Hazırlan. Beş dakika içinde otoparkta olmazsan mülk seçimine bana sadece Bayan Manoban eşlik edecek." dedi Chan ve ardından kapıyı kapattı. Felix, hızlı bir şekilde üzerindeki şoku atlatıp masasından gerekli olan eşyaları aldı ve asansöre ilerledi. Gelirken birkaç kez farklı katlarda duraksayan asansör ile dudaklarını dişledi. İlk kez sahayı biraz da olsa görebilecekti ve şu an bu asansör ona hiç yardımcı olmuyordu.

Gelen asansör ile hızlıca içine girip otopark için gerekli tuşa bastı ve kapının kapanmasını bekledi. Kısa süreli ve aralıksız geçen bir yolculuğun ardından kapı açılır açılmaz etrafa baktı. Limuzine yaslı Chan ile derin bir nefes aldı. Yanına geldiğinde ona baktı. Saatine baktı ve ardından yaslı olduğu arabadan çekildi. "Dört buçuk dakika, beğendim." Arabanın kapısını araladı ve geri çekildi. Felix, bu kibarlığı çok sorgulamadan bindi. Ardından içeriye Chan yerleşti ve kapanan kapı ile yolculuk başladı.

Yolculuk boyunca Felix, Chan'ın dikkatini çekmeden Lisa ile sohbet kurmaya çalışıyordu. Bu sinir bozucu işte tek tatlı gelen şey bu kız ile arkadaşlık kurmaktı. Lisa da aynı şekilde Felix ile arkadaş olmak istiyordu ama Chan'ı tanıdığından biraz daha mesafeli cevap veriyordu. Üzerinde hissettiği bakışlardan dolayı da yaptığı şeyin en iyi karar olduğunu fark etmişti.

Araba yavaşlarken Chan, camı açtı ve etrafa bir bakış attı. "Beğenmedim." dedi ve ardından camı kapattı. Felix'ten dönüt gelmeyince tek kaşını kaldırdı. Felix, doğruldu ve dediklerini anlayıp not defterinin ilk bölümünün yanına çarpı koydu. Ani çıkışlardan nefret ediyordu, Bang Chan'dan da.

Araba diğer alana ulaşınca Chan yine aynı hareketi tekrarladı ama bu sefer bir şey demedi ve ardından kapıyı açıp dışarı çıktı. Felix, bunu değerlendirip Lisa'ya döndü. "Her zaman iyimser ol diyorsun da bu adam katlanılmaz. Daha demin senin ile konuşuyorum diye bizi asmadığı kaldı gözleriyle. Cidden neden savunuyorsun ki?"

Lisa, iç çekti ve gözlerini Felix'ten çekip dışarıdaki Chan'a baktı. "O, benim aslında en yakın arkadaşım." Felix'in gözleri kocaman açılırken Lisa hafifçe kıkırdadı. "Lisede tanışmıştık. Bana hayallerinden bahsettiğine diğerlerinin aksine gülmeyip onun yanında olacağımı söylemiştim, öyle de oldu. Her ne kadar kişiliğini sert bir kişilik ile kaplamaya çalışsa da aslında özünde çok iyi bir insan." dediğinde Felix duraksadı. "Peki bana bunları neden anlatıyorsun?"

Lisa, karşısındaki genç çocuğa baktı. "Genel olarak her yeri gelene karşı tepkim bu oluyor ama sendeki kıvılcım farklı geliyor. Sanki yeni şeyler yapabilecek gibisin." dediğinde Felix hala anlam veremiyordu. "Yapabileceğim en fazla ne olabilir ki? Günün sonunda Bay Bang yine Bay Bang olarak kalacak. Pek bir şey yapabileceğimi düşünmüyorum. Ayrıca sen demedin mi altı ayını güzel bir şekilde geçirmeye çalış? Bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum ve emin ol pozitifliğimin o agresif vampir tarafından emilmesini istemiyorum."

Lisa'nın kıkırtısı cevap olarak ağzından döküldü. Tam ağzını aralayacaktı ki Chan yeniden arabaya bindi. Bakışlarını diğer iki kişide gezdirdikten sonra önüne döndü. "Beğenmedim." dedi ve arabanın hareket etmesini sağladı. Felix şaşırmadan ikinci çarpısını da kağıda iliştirdi.

Yolculuk sırasında Felix gergin hissediyordu. Üzerinde bulunan donuk bakışlar kendini sorgulatıyordu. Felix'in aklında sürekli ne hata yaptığı geçiyordu ama hiçbir cevap bulamıyordu.

Araba duraksayınca Chan direkt arabadan indi. Felix, kaşlarını kaldırırken açık kapıdan Chan kafasını içeriye uzattı. "Benimle geliyorsun." Sesinden itiraz kabul etmeyeceği barizdi. Lisa'ya gülümseyip aceleyle not defteri ile arabadan indi. Karşısında duran eski ve şık eve doğru ilerledi.

İçeri girdiklerinde Chan etrafa göz attı. Ardından dikkatle incelemeye başladı. Felix etraftaki boş odalardan gözlerini çekip yanındaki adama baktı. Bir yeri incelerken bile ciddi bakışlarından ödün vermiyor ve dümdüz bakıyordu. Felix, hayret ediyordu. En azından hoşuna gittiğini belirten birkaç yüz ifadesi takınsaydı yüzüne.

"Dış ortam güzel, aynı şekilde iç ortamı da beğendim ama sadece biraz hırpalanmışsa benziyor. Doğal, 70'lerden kalan bir evin bugüne kadar kalması bile bir mucize. Evin içinin büyüklüğü artı olarak avantaj kazandırıyor. Herhangi bir proje sunumunda veya tanıtımında misafirleri ağırlamak sıkıntı çıkarabiliyor bazen." dedi ve bakışlarını sarışına çevirdi. Felix, hızlı söylenen kelimeleri teker teker öğütmeye çalıştı. Bir uyarı verseydi bari!

"Tabii normalde bana bu bilgilerin önceden verilmesi gerekiyor ama işte." dedi Chan bakışlarını çekmeyerek. "Bana bir şey söylemediniz." diye cevap verdi Felix karşılık olarak. Chan'ın yüzüne alaylı bir sırıtma yerleşti. "Ben demeden yapmanız gerekirdi." Felix, sustu çünkü uğraşmak istemiyordu. Not defterini çıkardı. Bölümün yanına tik attı.

"Ya da burayı şirket için kullanmayacağım." Felix sakinleşmek için dudaklarını birbirine bastırdı.

Bipolar bu adam.

"Mülkü istiyorum ama sunumlar için değil, ek not olarak oraya düş. Bayan Manoban güzel seçenekler seçememiş bu sefer." dediğinde Lisa'ya hem arkadaşı hem de asistanı olduğu için acıdı.

boss | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin