2.1

13.4K 1.4K 172
                                    

O güzel parmaklarınızla yıldıza basabilir misiniz rica etsem?

Mısra: Pişt kızdın mı bana?

Asaf: Niye kızayım ki? 

Asaf: Ortada ne var değil mi?

Mısra: Şuan tanımadığım birinden trip yiyorum.

Asaf: Engelle o zaman. Zaten yapmak için fırsat kolluyorsun.

Asaf' ın dediğine çok mu sert çıkışmıştım? Ya da kalbini mi kırmıştım. Oflayarak telefonu yatağıma attım. Yatağıma doğru giderken annemin sesi ile gözlerimi kapattım. Kesin yine bir iş yaptıracaktı bana!

"Mısra, güzel kızım. Bir tanecik kızım."

"Ne oldu anne?"

"Kek yaptım. Karşı apartmandan Pınar hamile. Eşi de polis, bu gece göreve gidecekti. Kokusu gitmiştir ona. Ayıp olmasın. Haydi kek götür ona."

"Anne karşı apartmana kek kokusu nasıl gidecek ya? Gitmeyeceğim, bana ne."

"Kız cadı. Gebertirim seni."

"Bana ne."

"Ne istiyorsun babaannesi kılıklı?"

"Babaannesi kılıklı dediğin için kızsam da bununla sonra ilgileneceğim. 50 lira ateşlesen yeter."

"Al kuruttun beni, al!"

Gözlerimi devirdikten sonra portmantodan kot ceketimi aldım. Annem elinde iki tabakla bana gelirken bir iki adım geriye gitmiştim.

"Anne Pınar ablaya tek tabak yetmiyor mu?"

"Pınar' ın karşı komşusu Hale eğer ona götürdüğünü görürse ayıp olur. Bir tabak da ona koydum."

Gözlerimi devirirken kapının önündeki terliklerden birini giydim. Merdivenlerden aşağıya inerken anneme söylenmeyi de ihmal etmiyordum. Gecenin bir yarısı ne keki ya!

Neyse ki apartmanın ilk katında oturuyorduk da sadece bir kat merdiven inmek zorunda kalıyordum. Eğer apartmanda asansör yoksa ilk kata taşınmayı ben istemiştim. Her gün her gün o kadar katı nasıl inecektim ben?

Apartmandan çıktığımda yüzüme çarpan soğuk havaya karşı gülümsedim. Ah be, eğer çocuklar olsaydı keklerin yarısını da onlara dağıtırdım. Ama sokakta hiç çocuk yoktu.

Karşı kaldırımda oturan küçük kız hariç.

Sarı saçları gecenin karanlığında parlayan kızdan hıçkırık sesleri geliyordu. İlk başta umursamamak istesem de küçük çocuklara karşı olan zaafım yine beni ele geçirmişti. Kıza ilerleyerek kaldırımda yanına oturdum. Birinin geldiğini hisseden kız usulca başını kaldırdı.

"Sen kimsin?"

"Asıl sen kimsin?"

"Benim ismim Leyla. Şimdi sıra sende" 

"Ben de Mısra. Tanıştığıma memnun oldum."

Ona uzattığım elime koca bir insanmışçasına tutup sıkarken gülümsedim. Gözleri kan çanağına dönmüştü.

"Şimdi söyle bakalım, neden ağlıyorsun?"

"Sana söylersem kimseye söylemezsin değil mi? Bu dediğimi annemle abim duyarlarsa çok üzülürler."

"Tamamdır, söz."

"Mısra, ben babamı özledim. Bana babamı bir kere gösterseler olmaz mı?"

Kaşlarımı çattım. Bu kızın babası neden kızını bırakıyordu ki? Böyle minnoş bir şey bırakılır mıydı?

"Baban nerde ki?"

Ananım * Yarı Texting*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin